Fransa’nın Alsaz bölgesi veya orijinal adıyla “Région Alsace", tarih boyunca Almanya ve Fransa arasında birkaç kez gidip gelmiş ve II. Dünya Savaşı sonrasında Fransa sınırları içine dahil olmuş.
Doğuda Ren Nehri, batıda Vosges Dağları ile çevrelenmiş Alsaz bölgesinin her yeri ayrı güzel ama en önemli üç şehri Strasbourg, Colmar ve Mulhouse mutlaka görülmeli. Şarap bağlarıyla ünlü tablo gibi romantik kasabalar arasında da yine çok seçenek var ama en güzelleri Ribeauvillé, Riquewihr, Dambach la Ville, Obernai, Kaysersberg ve Eguisheim...
Alsaz bölgesi öncelikle "La Route des Vins d'Alsace" denilen şarap rotası üzerindeki şarap bağlarıyla ve enfes şarap çeşitleriyle ünlü. Bu rotadaki şehirler, köy ve kasabalar şarap rotası gezisini unutulmaz kılacak güzellikte. Yazın yapılan şarap festivalleri zamanında orada olmak enteresan bir deneyim olabilir. Şarap tatmak için ise en uygun mevsimin Eylül ayı olduğu söyleniyor.
Bu arada Kronenbourg, Kanterbrau ve Fischer gibi dünyaca ünlü Alsaz biralarını ve ünlü Alsaz brendisi “Eaux de vie”yi de unutmamak gerek.
Alsaz bölgesine gitmişken “Munster Cheese” denilen peyniri denenebilir. Ayrıca kazları zorla besleyip ciğerlerini yağlandırarak elde ettikleri bir ürün olan “foie gras” yani kaz ciğeri ezmesi de bu bölgenin ünlü bir lezzeti. Bir de “Choucroute” denilen lahana turşusunu anımsatan bir yemekleri var ve bunu sosis, et ve benzeri birçok yemeğin yanında sunuyorlar. Bir de fazlasıyla soğan ağırlıklı "Tarte flambée" denilen pizzaları da yöreye özgü yiyecekler arasında sayılabilir.
Mulhouse’ün en güzel yeri Place de la Reunion denilen meydanı. Rengarenk tarihi binalar, kafeler, restoranlar ile dolu bu meydanda bir tarafta devasa Saint Etienne Kilisesi, öbür tarafta ise üzeri freskolarla süslü Belediye Binası, yani Hôtel de Ville de Mulhouse var. Hôtel de Ville de Mulhouse artık Tarih Müzesi olarak kullanılmakta.
Mulhouse ve çevresi enteresan müzeleriyle meşhur. Fransa’nın en büyük otomobil müzesi olan Cité de l'Automobile de burada. Ayrıca Güzel Sanatlar Müzesi, Fransız Milli Demiryolları Müzesi, Elektrik Müzesi, Tekstil Müzesi, Radyo Müzesi, Seramik Müzesi de seçenekler arasında. Orijinal Alsaz evleri ve yaşamını yansıtan Ecomusee d’Alsace, yani Alsaz Müzesi oldukça ilginç.
Colmar bölgenin en güzel şehri. Colmar’da Lauch Nehri'nin kanallarının olduğu Tanners Bulvarı civarında “Petite Venice”, yani Küçük Venedik denilen bir bölge var. Eskiden balıkçı, derici ve kasap gibi esnafların bölgesi olarak bilinen bu yer şimdi kanal kenarındaki evleri, kafe ve restoranları, her yerden fışkıran yeşillikler ve çiçekleri ile tam bir görsel şölen sunuyor. İnanılmaz romantik bir ortam burası. Hele kanallar gece vakti ışıkların yansımasıyla iyice büyüleyici bir hal alıyor.
Alsaz bölgesinin başkenti olan Strasbourg, aynı zamanda Avrupa’nın da başkenti. 1949’dan beri Avrupa Birliği görüşmelerine ev sahipliği yapmaktaymış. Strasbourg’un tarihi ve eski şehir merkezi 1988'den beri UNESCO Dünya Mirasları Listesi'nde yer almakta. Üniversiteleri çok meşhur olduğundan sırf bu üniversitelerde okumak için gelen çok sayıda yabancı öğrenci yaşamakta burada. “Işıklar Şehri” diye de biliniyor burası.
“Petite France” denilen Küçük Fransa bölgesi şehrin en göz alıcı yeri. Burada L'ill nehrinin kanalları boyunca dizilmiş rengarenk ve birbirinden güzel evler çok romantik bir ortam oluşturmuş.
Şehrin bir başka görülmeye değer yeri ise Katedral meydanı. Şehrin merkezindeki Notre-Dame Katedrali olanca heybetiyle Gotik mimarisinin gerçekten çok güzel bir örneği. Dünya'nın en yüksek altıncı kilisesi diye biliniyor. Katedralin biraz ilerisindeki Gutenberg Platz da güzel bir meydan. Matbaayı icat eden Gutenberg 15. yüzyılın başlarında bu şehirde yaşamış. Meydanda Gutenberg’in heykeli de var.
Vosges dağlarının ve şarap bağlarının eteğinde, tepedeki şato kalıntılarının gölgesinde saklı bu güzel kasaba Ortaçağdan kalma rengarenk boyalı ve ahşap panjurlu evlere sahip. Yolun kenarından geçen su kanalı, çiçeklerle donatılmış çeşmeleri, kasabanın etrafında dönüp duran dünya tatlısı turist treni kendisine hayran bırakıyor. Dükkanların girişindeki sanat eseri misali tabelaları, şarap tatma evleri, yine her yerden fışkıran sardunyaları ve yemyeşil doğası ile cennetten bir köşe sanki.
Önemli bir şarap kasabası olan Riquewihr, özellikle Riesling şarabı ile ünlü. Fransa'nın en güzel kasabaları listesinde ön sıralarda olan Riquewihr, yine ortaçağdan kalma taş evleri, yolun kenarındaki incecik su kanalı, bin bir renkte çiçekleri, her köşesinde rastlayacağınız çeşmeleri, dükkanların enfes el yapımı tabelaları ve şarap tatma evleri ile bir başka rüya kasabası.
Kasabanın Colmar'a uzaklığı 7 kilometre. Savaşta bile yıkıma uğramadığı için gerçekten hiç modernize edilmeden orijinal halini koruyarak 15. yüzyıldan bugüne gelmiş. Taş bir duvarla çevrili bu kasabaya şarap bağları yemyeşil bir arka fon oluşturuyor. "The gem of Alsace" yani Alsaz bölgesinin cevheri deniyormuş buraya.
Şarap rotasında çok önemli bir nokta da Eguisheim. Burası hem şarapçılığın ilk başladığı, hem de en güzel şarapların üretildiği yerlerden biriymiş. Fransızların her yıl yaptığı "En güzel Fransız Köyü" yarışmasını 2013 yılında Eguisheim kazanmış.