PARİS (İHA) - Fransız basınının Türkiye'deki siyasi olaylara ilgisi eksilmeden sürüyor. Fransız gazeteleri, Başbakan Abdullah Gül'ün kurduğu 58. Hükümet ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbrıs'ta çözüm arayışları ve AB'ye girme çabalarına ilişkin görüşleri yer aldı.
Fransa'nın en ünlü ve etkin gazetesi Le Monde, AK Parti Lideri Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı röportajı yayımladı. Gazetenin, "Recep Tayyip Erdoğan'a 3 Soru" başlığıyla yayımladığı röportajda, sorular ve cevaplar şöyle:
"Soru: 3 Kasım'da yapılan genel seçimleri kazanan partinin (AKP) lideri olarak, 13 Kasım Çarşamba gününden beri, bir Avrupa turnesi yapıyorsunuz. Görüştüğünüz yetkililerin, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne adaylığı konusundaki tutumu nasıldı?
Erdoğan: Üç hükümet liderinin (İtalyan Silvio Berlusconi, Yunan Kostas Simitis ve İspanyol Jos) Maria-Aznar) tepkileri çok olumluydu. Meslektaşlarım ve ben, amacımıza ulaşmak için halihazırda tüm enerjimizi kullanıyoruz. Avrupa başbakanları, durumu ve bizim ne yapmak istediğimizi de biliyorlar.
Şimdi iki partili bir Parlamentomuz ve güçlü bir hükümetimiz var. Bu güçlü iktidarla, Avrupa'ya katılım sürecini sonuçlandırmayı başarmalıyız. 12 Aralık'ta (Kopenhag Zirvesi), bir tarih elde etmeliyiz. Avrupa Birliği, bize bir tarih vererek hata yapmış olmayacaktır. Geçen dönem içerisinde, hükümet ve muhalefet, Avrupa Birliği'ne üye olma arzusunda birleştiklerini kanıtladılar. Bu birlik, devam edecektir.
Soru: Avrupalı yöneticilerin size tutmayacakları vaatlerde bulunmalarından endişe ediyor musunuz?
Erdoğan: Elbette, geçmişte bu tarz örnekler oldu. Ama dikkat ettiyseniz, tüm beyanatların medyalar önünde, dünyanın önünde yapılmış olduğunu göreceksiniz. Hepsi, ağız birliği etmişçesine, 'Üyelik müzakerelerinin başlaması için bir tarih elde etme yönünde Türkiye'nin gösterdiği çabaları destekliyoruz' dediler. Üstelik Avrupa Birliği, hiçbir şey kaybetmeyecektir. Müzakereler, 5 yıl, 6 yıl, 7 yıl alacaktır. Bu dönem süresince, bizim de boşluklarımızı doldurma fırsatımız olacaktır. Diğer aday ülkeler de sorunlarını çözmek durumunda kaldılar. Ama 12 Aralık'taki sonuç, negatif olursa, dünyanın geri kalan kısmı karşısında bu bir utanç olacaktır.
Soru: Bu sıralar Yunanistan ile bir uzlaşma atmosferi yaratmaya ve Kıbrıs sorununu çözmeye çalışıyorsunuz. Kıbrıs konusunda gelecek etap ne olacaktır?
Erdoğan: Zamanlama açısından bakacak olursak, zor bir dönem. Rauf Denktaş (Adanın Türk kesiminin lideri), hasta. Türkiye'de bir hükümet yokluğu oldu ve tüm bunların ortasında Birleşmiş Milletler'in planı masanın üstünde. Türk hükümeti şimdi kuruldu ve meslektaşlarımız, hazırlık görüşmelerine başlayacaklardır. İlgili tüm tarafların görüşünü isteyeceğiz, Sayın Denktaş ile de konuşacağız. Ardından durum, daha açık olacaktır.
BM planının olumlu yönleri de var, olumsuz yönleri de var. Ama bizim tutumumuz, tamamen müzakerelerden yanadır. Bu sorunları ancak müzakere ederek çözümleyebiliriz. Bu sorunları doğrudan ve iyiniyetle ele almaya kararlıyız. Ne Türkiye ve Yunanistan, ne Kıbrıs, çözümsüzlüğe devam etme lüksünü kendisine tanıyamaz.
GAZETEDE BAŞKA ERDOĞAN DEĞERLENDİRMESİ Le Monde gazetesinde Nicole Pope imzasıyla yayımlanan başka yazıda da, AK Parti Lideri Erdoğan'ın Yunanistan gezisi ve Kıbrıs'ta çözüm arayışlarına değinildi.
Yazıda, "Yunanistan'da, halk adamı olarak görülen Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidara gelmesi büyük umutlar uyandırdı. Şu ana kadar çözümsüz görülen Kıbrıs sorununun olumlu bir şekilde sonuçlanması artık düşünülebilir görünüyor. Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis'le yaptığı bir görüşmenin ardından, 'Yunanlara düşman gibi yaklaşmamalıyız artık. Türkiye ile Yunanistan arasındaki bağları güçlendirmek istiyoruz' dedi. Simitis, 2003 yılı başında AB Dönem Başkanlığını üstlenecek olan ülkesinin Aralık ortasındaki Kopenhag Zirvesi sırasında Türkiye'nin AB üyeliği için müzakerelerin başlama tarihinin kendisine verilmesi talebini destekleyeceğini yeniden ifade etti" denildi.
"HÜKÜMET PRAGMATİK VE ÇOK SİYASİ"
Le Figaro gazetesi, Eric Biegala imzasıyla yayımlanan haberde Türkiye'nin yeni hükümetini değerlendirildi. Yeni Başbakan Abdullah Gül'ün sunduğu hükümetin "Hem pragmatik hem çok siyasi" olarak nitelendiği haberde, eğitimin iplerini eline alacak olan Erkan Mumcu için, "Bu aşırı sağcı militan, bundan önceki hükümette en liberal ve en Avrupa yanlısı bakanlardan biri olarak karşımıza çıkmıştı" İfadesi kullanıldı.
Haberde, "Bundan önceki hükümetteki 39 bakanlığa karşılık 24 bakanlık belirleyen Abdullah Gül, AKP'nin hükümet ekibinde indirime gitme yönünde verdiği sözü tutmuş oldu. Yeni bakanlar arasında turizmin başına getirilen Güldal Akşit tek kadın bakan. Dışişleri Bakanlığı'na ise Arap ülkelerini avucunun içi gibi bilen ve Fransızca konuşan diplomat Yaşar Yakış, ekonominin başına da maliyeden sorumlu eski Devlet Bakanı ve şirket dünyasında gerçek bir tecrübeye sahip Ali Coşkun getirildi. İçişleri Bakanlığı'na getirilen Abdülkadir Aksu da, 'Türk yasalarının demokrasinin Avrupalı kriterleriyle uyum içinde olacağını' duyurdu" denildi.
"ERDOĞAN, KIBRIS KONUSUNDA ESNEK GÖRÜNMÜYOR" La Croix dergisi, "Türk İslamcı lider" olarak nitelediği Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbrıs konusundaki BM barış planı takvimini ve haritaları reddetmesi ile ilgili bir yorum haber yayımladı.
Dergi, Türkiye Millet Meclisi'nde çoğunluğu sağlayan partinin lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın bu son günlerde aşırı bir kararlılık sergileyerek BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından 11 Kasım'da sunulan adanın yeniden birleşmesiyle ilgili projenin 2 kilit noktasını eleştirdiğine işaret etti.
Dergideki haberde şöyle denildi:
"Türk İslamcı Lider Erdoğan, 1974'ten beri Türk ordusu tarafından işgal edilen Kıbrıs'ın kuzey kesimine ziyarette bulunduğu Cumartesi günü, 'planın müzakere edilebilir ancak haritaların çok kötü olduğunu' söyledi. Erdoğan, İsviçre örneğinden hareketle hazırlanan konfederasyon projesinin, Kıbrıslı Türkler tarafından halihazırda kontrol edilen yüzde 37'lik toprağı yüzde 28'e indirilmesinin öngörülmesini eleştirdi.
AK Parti lideri, ilgili tüm taraflardan, yani Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türkler, Yunanistan ve Türkiye'den, sunduğu planın müzakere temeli olarak kabul edilir olup olmadığını kendisine 7 gün içerisinde bildirmelerini isteyen Kofi Annan'ın önerdiği bu takvimi reddettiği de kaydedildi.
Recep Tayip Erdoğan, 'Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın hasta olduğu ve Türkiye'de henüz hükümetin sağlam temellere oturmadığı bu dönemde müzakerelere başlamak doğru olmaz' dedi. Bu sözler, Erdoğan'ın, Kıbrıs konusunda esneklik gösterebileceğini düşünenlerin umutlarını suya düşürdü."