PARİS (İHA) - Fransız Sosyalist Partisi (PS), 2005 yılının ilk yarısında yapılacak referandumla ilgili kararını netleştirmek ve parti içindeki görüş ayrılıklarına son vermek için bir oylama düzenledi. Oylamada sosyalistlerin yüzde 58.8'i refrandumda "evet"ten yana.
Fransız La Croix Gazetesi'nin haberine göre, söz konusu oylamanın sonucunun Avrupa Anayasası'na açık destek anlamına geldiğini ve anayasanın onaylanması taraftarı olan parti birinci sekreteri François Hollande için de zafer teşkil ettiğini kaydetti.
La Croix, PS mensuplarının sadece Avrupa Anayasası konusunda oy kullandıkları, ancak parti içi kampanya sırasında Türkiye'nin AB üyeliği konusunun da gündeme geldiğini belirtti.
La Croix'de yayınlanan yazıda, "PS mensupları, bu oylamada sadece Avrupa Anayasal Antlaşmasıyla ilgili görüşlerini dile getirmiş oldular. Ancak parti içi kampanya, Türkiye meselesinin ortaya konulması için de fırsat teşkil etti. Bu dosya, Fransa'da Avrupa Anayasası konusunda önümüzdeki yıl düzenlenecek referandumun da arka planında yeralacaktır. Fransız siyaset dünyasında Türk adaylığına karşı çıkanlar, taraftar olanlardan kesinlikle daha fazla sayıdalar. Ret cephesi, PS'in bir kısmını, UDF'in (Fransız Demokrasisi İçin Birlik) tamamını, UMP'nin (Halk Hareketi İçin Birlik) büyük çoğunluğunu ve FN'den tutun (Milli Cephe) Jean-Pierre Chevenement ile Philippe de Villiers'e kadar tüm egemenlikçileri biraraya getiriyor. Bununla birlikte bu çoğunluğun uzun süre sessiz kalması gerekecektir. Zira müzakerelerin açılması konusunda Fransa'da istişare yoluna gidilmesi öngörülmedi. Hükümet, Ulusal Meclis'te konuyla ilgili bir oylamaya gidilmesini reddederek, basit bir tartışmayla yetindi. Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, müzakerelerin açılması konusunun sadece yürütme gücünün alanına girdiğini düşünüyor. Sadece üyelik aşamasına gelindiğinde, daha açık bir ifadeyle 10-15 yıl sonra Fransızların görüşlerine başvurulacağını vaat etti" görüşlerine yer verildi.
16-17 Aralık'ta Brüksel'de yapılacak zirve sırasında 25 Avrupalı liderin, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin açılmasının zamanının gelip gelmediğine oybirliğiyle karar vermesi gerektiğine dikkat çeken La Croix, "Müzakerelerin açılması yönünde olumlu bir karar alınacağına kesin gözüyle bakılmakla birlikte bu müzakerelerin başlama tarihi ile şartları siyasi partiler ve kamuoylarında büyüteç altına alınacaktır. En ateşli tartışmanın Fransa'da cereyan ettiği bir gerçek olmakla birlikte Almanya ve Hollanda'yı da unutmamak gerekiyor. Almanya'da muhalefetteki CDU lideri Angela Merkel, Türkiye ile üyelikten ziyade imtiyazlı ortaklık için mücadele veriyor. Ancak kendi içerisinde bölünmüş durumdaki partisi, Merkel'i bu konuda izlemeyebilir. Yeşil-Sosyal demokrat çoğunluk ise, Türk dosyasına gayet sıcak bakıyor. Hollanda'daki durumun ise daha hassas olduğu söylenebilir. Koalisyon hükümetini oluşturan siyasi partiler Türkiye konusunda çok bölünmüş durumdalar ve kamuoyu da, Th)o Van Gogh'un öldürülmesiyle birlikte, Müslüman halkı hedef alan öncesi görülmemiş ırkçı düşünce patlamasına tanık oluyor. Dolayısıyla Avrupa Anayasası konusunda önümüzdeki yıl yapılması öngörülen referandum sırasında Anayasa ve Türkiye meseleleri birbirlerine karıştırılabilir. Avrupa Birliği'nin bir diğer kurucu ülkesinin, üstelik sınıfın en iyi öğrencilerinden birinin Anayasaya "hayır" demesi, antlaşmaya çok sert bir darbe vurabilir" şeklinde bir yazı yayınladı.