Sinir sistemini etkileyen bu hastalık sıklıkla 14-17 yaş civarında başlar.Bir çok belirti gösterse de belirtileri kişiden kişiye değişir. Başlıca belirtileri şunlardır:
-Yürümede bozukluk
-His kaybı,uyuşma, karıncalanma, duyu değişikliği
-Konuşmada bozukluk
-El ve kollarda hareket bozukluğu ,omurga eğrilikleri,ince motor hareketleri yaparken zorlanma ve düşme atakları
-Kalp ile ilgili sorunlar
-İstemsiz göz hareketleri.......vs
Bugünkü yazımın amacı bu hastaliğın belirtilerini uzun uzun anlatmak değil. Zaten bu hastalığa yakalanan kişiler bu hastalıkla ilgili yeterince bilgi sahibi. Ataksilerin ve tabiki bu ataksi türünün tam şifa ile sonuçlanan henüz bir tedavisi yok fakat isteyen hastalara bir çok tedavi denenmektedir.
TEDAVİNİN İLK AMACI HASTAYA ZARAR VERMEMEKTİR.
Bu hastalıkta DNA diziliminde hata oluşmakta ve dizilim sırası tam yapılamamaktadır. İşe yaramayan bu oluşumlar serbest radikal olarak insan vücudunda birikmekte ve sinir hücrelerine zarar vermektedir. Yani ilerleyici bir hastalıktır.İnsan vücudunda yabancı oluşumları yok eden bir immun sistem yani savunma sistemi vardır. Nitekim her gün insan vücudunda bir çok kanser hücresi oluşur ve oluşan bu hücreler savunma sistemi tarafından temizlenir.
Savunma sistemi iyi işlemezse i hücreye zarar verecek ve hücrenin yapısını bozacak maddeler kontrol dışı kalır ve hastalıklar başlar. Hücre yıpranması hücre zarına bu maddelerin birikmeye başlaması ile oluşur. Zaten yaşlılıkta hücre zarına serbest radikallerin birikmeye başlaması ile başlar. Önümüzdeki günlerdeki tedavi şekli vücudun savunma mekanizmasını arttırma ve oluşan hücreye zarar verecek tüm maddeleri yok etmeye yönelik olacak şekilde gelişmektedir.
Bu ataksi türünde maalesef hastalara fizik tedavi dışında tedavi verilmemekte hastalarda bir süre sonra bundan sıkılıp fizik tedaviyi bırakmaktadırlar. Halbuki yukarıdaki bilgiler ışığında hastanın durumuna göre ilaç takviyesi yapmak bu serbest radikalleri yok etme ihtimali olan ilaçlar başlamak ve bu tedavinin yanında yoğun fizik tedavi yaptırmak hastaların çoğuna iyi gelmektedir. Son yıllarda gelişmiş ülkelerde uygulanan hücre terapisi bazı hastalarda iyi sonuçlar vermiştir. Hücre terapisi ülkemizde de Almanya ve İsrail deki merkezler kadar iyi ve onlardan çok daha ekonomik uygulanmaktadır. Kişiye zarar vermeden yapılan tüm tedaviler tedavisiz bir hayattan daha iyidir. Her geçen gün yeni gelişmeler olmakta ve hastalıkların tedavilerinde başarılı sonuçlar alınmaktadır. Kesin sonuç yok diye bir tedaviye başlamamak yanlıştır. Bazen basit bir gribin tedavisi bile uzun sürmektedir.Tıpta kesin hiç bir tedavi şekli yoktur. Hastalık şekli VE TEDAVİSİ her hastada farklı olur.
Prof.Dr.Serdar Dağ
Nörolog