İngiltere'de yayımlanan Financial Times gazetesi Türkiye'nin otoriter bir rejime doğru savrulduğunu yazdı.
Gazetenin bugünkü sayısında yer alan Türkiye özel ekinin manşetinde 'Yalnız yolda tehlike kapıda' başlıklı, Daniel Dombey imzalı bir haber yer alıyor.
Erdoğan yönetiminin son bir yılda giderek artan bir şekilde otoriter şekilde tanımlandığı ve Türk ekonomisinin kırılganlığının da arttığı belirtilen yazıda, hukukun üstünlüğünün tehlike altında görüldüğü, bunun da siyasi ve ekonomik alanları etkilediği kaydediliyor.
Yerel seçim başarısının Erdoğan'a desteğin güçlü olduğunu ortaya koyduğuna dikkat çeken Financial Times muhabiri, desteğin özellikle sağlık ve barınma hizmetleriyle dindarların 'başta başörtüsü olmak üzere' günlük yaşamlarındaki sınırlılıkların kaldırılmış olmasından kaynaklandığının altını çiziyor.
Dombey'a göre, 2001 yılından sonra IMF destekli kurtarma paketi ile 2005 yılındaki AB üyeliğiyle kaydedilen siyasi ve ekonomik reformlar sonrası elde edilen uluslararası destek ise azalıyor.
Haberde görüşlerine yer verilen, ülkenin önde gelen bankalarından Akbank'ın yönetim kurulu başkanı Suzan Sabancı Dinçer de, yerli ve yabancı yatırımcıları çekmek için hukukun üstünlüğünün şart olduğunun altını çiziyor.
Benzer kaygılar Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından da dile getiriliyor. ''Eğer hukuk ile yönetilmezsek, demokrasisi eksik kalır ve ekonomimiz arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamaz'' görüşünde Babacan.
FT muhabiri, son dönemde daha sıklıkla dile getirilen Türkiye-Rusya benzerliği konusunda ise, ''Türkiye'nin Rusya'dakine benzer bir otoriter rejime sahip olduğunu söylemek mümkün değil. Ancak hâlihazırdaki seyrini izlerse, siyasi ve ekonomik sonuçlarının önümüzdeki dönemde hissedileceğini söylemek yanlış olmaz'' diyor.
Financial Times'in ekindeki diğer bir haberde Türkiye ekonomisi ile ilgili bir haber dikkat çekiyor. Andrew Finkel imzalı haberde Türk ekonomisinin ana motoru inşaat sektörünün kırılgan olduğu belirtiliyor. Aralık ayında patlayan yolsuzluk skandalının odağında dev inşaat ihalelerinin bulunuyor olmasına dikkat çeken Finkel haberinde, Brookings Enstitüsü'nden Ömer Taşpınar'ın "Aralık ayında ortaya çıkan gelişmeler sonrasında Erdoğan hükümeti 10 yıldan uzun süredir ilk kez savunmasız gözüküyor'' sözlerine yer veriyor.
Finkel'a göreyse, bu durum piyasalarda Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler sürecini nasıl atlatacağı konusunda güven sorunu yaratıyor.
Türkiye'yi köşeye sıkıştıran faktörler ise, küresel likiditenin azaldığı bir dönemde, giderek artan siyasi risk ve Türk lirasındaki baskı, yüksek faiz ve düşük büyüme.
Konut kredilerinin son bir yılda yüzde 9'dan yüzde 13.9'a çıkmasıyla inşaat sektörünün de krizden etkilenenlerin başında geldiğine işaret ediyor Finkel.
Financial Times ekinde dikkat çeken bir başka makaledeki imza ise David Gardner'ın.
''Cumhurbaşkanı olabilecek bir adam, israf edilmiş bir miras bırakabilir'' başlıklı yazısında Gardner, ''Erdoğan'ın, Türkleri birleştirmek yerine, son yıllarda telafi edilmez bir şekilde böldüğü gözüküyor. Erdoğan'ın kutuplaştırma yöntemi güçsüz ve parçalı muhalefet ortamında seçimlerde harika şekilde işe yarıyor'' diyor.
Gardner'a göre, ''Bir AKP müttefikinin söylediği gibi eğer Erdoğan tek adam gösterisini tercih ederse kendini yalnızlaşmış bulacak. Partisi canlılığını kaybedecek ki, bu uzun süreçli bir çöküşe girişin de adımı olabilir."