Füle: Türkiye'de ifade özgürlüğü korunmalı

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Türkiye'de ifade özgürlüğünün, "terörizmle etkin mücadeleyle uyum sağlayacak şekilde" korunması gerektiğini bildirdi.

Füle, "Türkiye, mahkemelerin çok geniş terörizm yorumu üzerine gitmeli ve kanunlarla uygulamada, şiddete teşvik ve düşüncelerin şiddet içermeyen bir şekilde ifadesi arasında net bir ayrım yapmalı" dedi.

Füle, Avrupa Parlamentosu'nda Kıbrıslı Rum sosyalist Parlamenter Antigoni Papadopulo'nun "Leyla Zana yeniden ceza aldı" başlıklı soru önergesini yanıtladı. Zana'nın Diyarbakır 5 Numaralı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, aralarında Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmanın da yer aldığı terörizm konulu dokuz konuşması nedeniyle 10 yıl hapis cezasına çarptırıldığını belirten Papadopulo soru önergesinde şöyle dedi:

Reklam
Reklam

"Bu Kürt politikacı ve aktivistlerin hüküm giymeleri için standart bir gerekçedir. Leyla Zana hakkındaki yeni hüküm Türkiye'deki ceza mahkemeleri tarafından ifade özgürlüğünün nasıl cezalandırıldığının ve temel özgürlüklerin ihlalinin bir resmidir. Unutulmamalıdır ki Zana, aynı suçlardan aldığı 15 yıllık hapis cezasının bir bölümü olarak 10 yıl hapis yatmış ve uluslararası toplumdan gelen yoğun baskının bir sonucu 2004'te serbest bırakılmıştır. Bu Kürt parlamenterin ceza mahkûmiyeti ve haksız hapis yatmadan ifade özgürlüğüne sahip olmasına yönelik olarak, yeni cezanın acilen kaldırılmasını güvenceye almak için ne yapılacak. Bu durum Türkiye'nin katılım süreciyle ve AB tam üyeliğiyle uyumlu mu?"

-FÜLE: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ, TERÖRLE ETKİN MÜCADELEYLE UYUMLU OLACAK ŞEKİLDE KORUNMALI-

AB Komisyonu Üyesi Stefan Füle ise önergeye yanıtında "AB Leyla Zana davasında verilen son karardan endişe duymaktadır. AB, Türkiye'nin terörle mücadelesini desteklerken ifade özgürlüğünü de, teröre karşı etkin mücadeleyle uyumlu olacak şekilde korunması gereken temel bir değer olarak görmektedir" dedi. Füle yanıtına şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Türkiye, mahkemelerin çok geniş terörizm yorumu üzerine gitmeli ve kanunlar ile uygulamada, şiddete teşvik ve düşüncelerin şiddet içermeyen şekilde ifadesi arasında net bir ayrım yapmalı. Temel haklar, Komisyonun Türkiye için siyasi kriterlerin ilerleyişini izlemesinde ana önceliktir. Komisyon spesifik insan hakları ihlalleri konularını Türk yetkililer nezdinde sistematik biçimde gündeme getirmektedir. Ayrıca Türkiye'deki AB Delegasyonu bu gibi önemli davaların da aralarında bulunduğu davaları bizzat duruşmalara giderek izlemektedir. Komisyon bu davanın ve dikkatine getirilen diğer davaların temyizini yakından izlemeye devam edecektir." (ANKA)

Anahtar Kelimeler: