Rahatsızlığı nedeniyle geçtiğimiz dokuz ayın büyük bölümünü hastanede geçiren Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela, perşembe günü Johannesburg'daki evinde gözlerini yumdu.
Birçok Güney Afrikalı ve onmilyonlarca dünya vatandaşı, 95 yaşındaki şen şakrak liderin ölümüyle yas tutuyor.
Güney Afrika'nın, 2010 yılında oldukça başarılı bir Dünya Kupası organizasyonuna evsahipliği ettiğini düşünerek, "Madiba" lakaplı liderin güzel oyuna kattıklarını anımsamakta yarar görüyoruz.
2 Şubat 1990 günü, dönemin Güney Afrika Devlet Başkanı F.W. de Klerk, siyahi milliyetçi liderin yasağını kaldırdıktan sonra Mandela, 11 Şubat'ta, tam 27 yıl süren hapis yaşamının ardından serbest bırakıldı.
Transkei'lı bir avukat olan Mandela, vatana ihanet ve sabotaj suçlamalarıyla 1964 Haziranı'nda demir parmaklıklar arasına gönderilmiş ve müebbet hapse mahkûm edilmişti. Mandela 18 yılını, ağır işler için çalıştırıldığı Robben Adası'ndaki hapishanede, kalan yıllarınıysa Pollsmoor ve Victor Verster Hapishanelerinde geçirmişti.
Hükümet Mandela'ya defalarca erken tahliye teklifinde bulunduysa da, şartları ağır olduğu gerekçesiyle Mandela bunları her seferinde reddetmişti. Dünyanın en ünlü siyasi mahkûmu, hapisten çıktığında 71 yaşındaydı.
Serbest kaldıktan sonra apartheid rejiminin ortadan kaldırılmasında öncü rol üstlenen Mandela, daha sonra, ülkenin ilk ırk ayrımı yapılmayan seçimlerinde aday olup, Güney Afrika'nın ilk siyahî lideri oldu. Kısaca anlattığımız bu hikâye, Nelson Mandela'nın, başına gelen onca kötülüğe rağmen hep sakin kalması ve sabırlı olması nedeniyle dünyada büyük yankı uyandırdı.
Mandela bununla da kalmadı, 1999 yılına dek yönettiği Güney Afrika'da, kendisine hayatı zindan eden siyasileri, bürokratları affetme büyüklüğünü gösterdi. İşte by nedenle, bugün hâlâ Güney Afrikalıların birçoğu O'nu, ülkenin gelmiş geçmiş en önemli lideri olarak görür.
18 yılı burada geçti | Nelson Mandela'nın Robben Adası'ndaki hücresinin replikası
Nelson Mandela'nın futbolla olan aşk ilişkisine gelince... Herhalde Dünya Kupası'nın, 80 yıllık tarihinde ilk kez Afrika kıtasına, Güney Afrika'ya gelmesi, kimseyi O'nu sevindirdiği kadar sevindirmemiştir.
Mondial'in Güney Afrika'ya gelebilmesinde Mandela, birçok nedenle öncü rol üstlendi. Bunların başındaysa, liderlik ettiği hükümet ve apartheid rejimini çökertmesi sayesinde Güney Afrika'ya yönelik olarak Batı tarafından uygulanan yaptırımların ortadan kalkması geliyor.
Siyasi engellerin ortadan kalkmasının ardından 1995 Rugby Dünya Kupası ve 1996 Afrika Kulüpler Kupası, Güney Afrika'da düzenlenebilmişti. Bu organizasyonların sorunsuz geçmesinden sonra işte, Güney Afrika'da bir Dünya Kupası düzenleme fikri ortaya çıkabilmişti.
Uzun soluklu bu hayâl, 2010 yılında gerçeğe dönüşürken, bu başarının mimarı, FIFA Başkanı Sepp Blatter'le birlikte Nelson Mandela olmuştu. Futbol dünyası bunu haklı olarak böyle kabul etmektedir. Çünkü hem fikri ortaya atması, hem de bunun gerçekleşebileceğini gösterecek şekilde ülkenin uluslararası imajını sürekli yükseltmesi, herkesin gözü önünde olmuştu.
Büyük Lider | Nelson Mandela, Cape Town'daki Dünya Kupası finalinde mesajını verirken
Dünya Kupası'nın tanıtım toplantısı sırasında Kupa'yı Mandela'ya uzatan Blatter, "Bu Dünya Kupası'nın gerçek mimarı sizsiniz. Varlığınız ve kararlılığınız bunu gerçek kıldı. Afrika'da ilk Dünya Kupası, sayenizde gerçek oldu." ifadelerini kullanmıştı.
2006 yılındaki oylamayı birkaç oy farkla Almanya'ya kaptıran Güney Afrika, Nelson Mandela'nın geri adım atmaması sayesinde 2010 için daha da güçlü bir şekilde geri dönmüş ve bu kez bu hakkı kolaylıkla elde etmişti.
Nelson Mandela Bay Stadı | Ünlü liderin adı verilen stadyum
Mondial'de birçok önemli karşılaşmaya evsahipliği eden Port Elizabeth Stadı'nın adı, haklı olarak daha sonra Mandela Bay Stadyumu olarak değiştirilmişti. Dünya çapındaki bu futbol mabedi, ismi fazlasıyla hak ediyor.
Güney Afrika, hapse atılarak ya da nefrete maruz kılınarak yıkılamayan onursal lideriyle ne kadar gurur duysa azdır. Milyonlarca insana rol-modellik eden Mandela, her zaman Güney Afrika'nın en önemli insanı olarak anımsanacak.
Geçtiğimiz Dünya Kupası'nın unutulmaz anlarından biri, Nelson Mandela'nın final maçı öncesinde stadyuma gelişi ve kimsenin yüzünden eksik edemediği gülümseyişiyle dünyayı selamlaması olacak.
(Goal)