STANBUL (İHA) - Galataport Ortak Girişim Grubu Sözcüsü Mustafa Türkmen, projenin doğru anlatılmadığını belirterek, "Biz hala bugün için Galataport ihalesini almış olan grup değiliz, Yüksek Planlama Kurulu'nun (YPK) onayını bekliyoruz" dedi.
Kamuoyunda "Galataport Projesi" olarak anılan İstanbul Salıpazarı-Karaköy Kruvaziyer Liman Turizm Ticaret Kompleksi'nin Yap-İşlet-Devlet modeliyle gerçekleştirilmesine ilişkin ihalede 3.538 milyar euro ile en yüksek teklifi veren Galataport Ortak Girişim Grubu, basın toplantısı düzenleyerek projenin ayrıntılarını kamuoyuna anlattı. Swissotel'de gerçekleştirilen toplantıda konuşan Ortak Girişim Grubu Sözcüsü Mustafa Türkmen, basında son zamanlarda kendilerine çok yer verildiğini söyledi. Türkmen, "Bu haberler her zaman dostça olmadı, proje doğru anlatılmadı. Galataport konusunda basında çok yoğun bir bilgi yanlışlığı, bilgi karmaşası olduğu kanısına vardığımız için bugünkü toplantıyı düzenledik. Bir kabahat varsa çoğunluğu bize ait; çünkü basını biz bilgilendirmedik. Projeyi anlatmak için bu toplantıyı düzenledik" dedi.
İhalenin sonuçlanmadığının altını çizen Türkmen, "Biz hala bugün için Galataport ihalesini almış olan grup değiliz. Biz bugün için bu ihaleye en yüksek, en iyi teklifi vermiş ve Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.'nin kabulüne mazhar olmuş bir kuruluşuz. Projeyi yapan devletin başının da yer aldığı YPK kararının çıkması kaldı. Ümit ediyoruz o da birkaç güne sonuçlanacak" diye konuştu.
Projenin ayrıntılarını anlatan Türkmen, konunun neredeyse 20 yıldır konuşulduğunu kaydetti. Türkmen, "Türkiye Denizcilik İşletmeleri tarafından ilki 1990, ikincisi 97 ve sonuncusu bu sene olmak üzere 3 defa Yap-İşlet-Devlet modeliyle ihaleye çıkarıldı. İlk 2 ihalede sonuç alınamamış. Sonuncusuna 7 firma teklif aldı. 3 firma değerlendirip ihaleye katıldı ve verilen teklifler 3.5 milyar euro'yu geçti. Yatırımcı firmanın ki, o biziz, uygulamakla görevli olduğu projeler TDİ tarafından hazırlatılmıştır" dedi.
Bu konuda çelişkili bilgiler yayınlandığını ifade eden Türkmen, "Bu proje hiçbir zaman için ihaleye gelen firmalar tarafından hazırlanmadı. Yıllara varan gruplar tarafından uğraşılarak yapıldı ve kamunun ilgili otoriteleri tarafından tasdik edildi. Projeyi çok beğendik. Son derece doğru bir proje ve İstanbul'a çok şeyler kazandıracak. Projeyi yapanları takdir ediyoruz. Bu iş 1986 yılında başlamış. İTÜ'ye görev verilmiş, 'Burayı uluslararası bir liman haline sok' diye. 4 sene sonra ilk defa bir kruvaziyer limanına dönüştürülmesi için ihaleye çıkarılmış. Müracaat yok, kimse yapmak istemeyince proje rafa kaldırılmış. 1993 yılında yörenin kültürel değeri daha belirginleşmiş. Galataport Ortak Girişim Grubu'nun en iyi teklifi verdiği saha o tarihte kentsel sit alanı içine alınmış. 1995 yılında yörenin sadece kültürel değerlerin yoğunlaştığı bir alan değil, turizm için de önemli bir potansiyeli olduğu fark edildiği için Bakanlar Kurulu kararıyla Turizm Merkezi olarak ilan edilmiş. 1997 yılında 2. defa ihale kararı verilmiş; fakat yine bir sonuç alınamamış" diye konuştu.
İhale şartlarının herkes için geçerli olduğunu vurgulayan Türkmen, "Bir de ihalenin başarılı bir yönü yatırımcılarda teknik, mali yeterlilik aranması oldu. Daha önce teklif bile alınamayan ihaleler olmuştu. Bu rakamlara erişilmesinde sadece müracaat eden firmaların yetkinliği değil, ülkemizdeki yönetimin, onlara olan güvenin de büyük etkisi olmuştur. 1980'lerle, 1990'larla kıyaslayamayacağımız bir güven ortamı içinde olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bunu, AB konusuna benzetiyorum. Bugünkü yönetimin ve İstanbul sevdalısı olduğunu söyleyen Sayın Başbakan'ın başında olduğu dönemde bu projenin de önü açılmıştır."