- Galatasaray, neden Fenerbahçe’nin 9 puan gerisinde.
- Lige rakiplerinden kötü bir başlangıç yaptığı için. Sonrasında da iyi oynamadığı için. Takım olma özelliğini ortaya çıkartamadığı için. Belki de iki yıllık şampiyonluğun getirdiği rehavetten dolayı. Ama bir gerçek var ki Galatasaray iyi oynamadı, çok fazla puan kaybetti. İster istemez bir küçük de olsa futbol krizi yaşadı.
- Galatasaray transfer hatası yaptı mı?
- Sadece bu yıl için değil. Galatasaray yaklaşık 3 yıldır yeni yönetimle birlikte yeni transferler yaptı. Bunların saysına ve verimliliklerine bakmak lazım.
1- Galatasaray eğer defansın solunda, hücumun sağında ve solunda eksiklik yaşıyorsa…
2- Koskoca Galatasaray’ın 25 kişilik kadrosunda ofansif orta saha oyuncusu bulunmuyorsa…
3- Ya da sadece (Bu tür takımlar tek kişiye umut bağlamaz) Sneijder’e umut bağladıysa…
4- Galatasaray’ın, (F.Bahçe için de söylemiştim) ağırlıklı kadroları yerli oyunculardan oluşmuyorsa…
BU BİR TRANSFER HATASIDIR
Şu anda Galatasaray’ın hedefe gidecek kadrosu yabancılardan oluşuyor. Ve bu durum G.Saray’ın için zorluk oluşturuyor.
DİKKAT EDİN, Galatasaray’ın elinde her an görev yapacak, bu ağırlığı kaldıracak yerli futbolcuları yok. Bu bir STRATEJİ HATASIDIR.
KRİZ ÖNCESİ DE BAŞARILI DEĞİLDİ
- Galatasaray’da sorun ne, çözüm yolları ne? Belirttiğiniz tüm eksiklere rağmen başarılı olur mu?
- Galatasaray şartlar ne olursa olsun bu ülkenin en güçlü takımlarından birisi. Son iki yılın şampiyonu. Ve hafif denmeyecek bir kriz yaşadı. Ama aldığı bu sonuçlar yaşadığı krizlerden sonra ortaya çıkmadı. Krizi yaşamadan önce de başarılı sonuçlar almıyordu. Ama Galatasaray için bunlar hiçbir şekilde büyük problem değil. Bu krizleri Galatasaray ve Galatasaray gibi kulüpler onlarca defa yaşarlar ve krizden çıkarlar. Bu büyük takımların üstesinden geleceği bir durumdur.
Şimdi gelelim sorunlara ve çözümlere….
1- Kadrodaki eksikliği söylemiştik. Kadro eksikken G.Saray nasıl başarılı olur diyeceksiniz?
2- Takım kadro eksikliği Şampiyonlar Ligi için büyük bir sorun. Bu kadro Türkiye Ligi için yeter. Ama Şampiyonlar Ligi için yetmez.
3- Yetmesi için de şu an ki takım görüntüsünün değişmesi lazım. (O sorunu da değineceğim.)
4- Türkiye’den yerli oyuncu açığını kapatamadığına gore ocak transferinde, Almanya’daki, Türk oyuncu potansiyelini değerlendirmeli G.Saray. Gerekirse parayı gözden çıkarmalı takviye yapmalı.
5- Ya da hiç bir şekilde tereddüt yaratmayacak yabancı oyuncu transfer etmeli.
Gazeteler yazıyordu geçen gün. Riera, Amrabat, Yekta, Yiğit gibi oyunculardan hiç verim alınamadı diye. Oysa bu oyuncuların yoklukları kimseyi rahatsız etmiyor. O zaman verim alınacak iyi yabancı transfer edilmeli.
SAHA İÇİNDE BİR TAKIM GÖREMİYORUM
- Diğer sorun nedir Galatasaray’da?
- Buraya kadar söylediklerimiz kadro ile ilintili. Bundan sonra söyleyeceklerim de takım olmak ile ilgili olacak. Ama hemen şunu belirteyim:
- Galatasaray kendi içinde takım olgusunu yaşamaya başladığı ve taraftarlarına, kamuoyuna bu görüntüyü verip hissettirdiği zaman çıkış yakalar.
Ama bu görüntüyle gider mi sonuna kadar bilemiyorum. Çünkü:
- Şu anda saha içinde güvenli bir takım, birbirleri için çarpışan, varolan, aynı amaç için ter döken bir grup görüntüsü vermiyor. Yanılıyor olabilir miyim. Belki ama yıllarını futbola veren biri olarak yanılgı payımın az olduğunu belirteyim.
- Galatasaray’da futbolcuların vücut dili birbirleriyle olan ilişkileri bunu söyleme hakkını bana veriyor.
SİZE BİR ÖRNEK VEREYİM;
G.Saray’a gelen yabancı oyuncular için bir takım çalışmalar yapılması gerekir. G.Saray Bruma diye yetenekli bir genç oyuncu transfer etti. Bu genç futbolcu kardeşimize belli ki G.Saray değerlerinden, Türk futbolundaki bu aşırı sevgiden, taraftar hassasiyetinden hiç bahsedilmemiş. Kazanılan ve kaybedilen maçlardan sonra davranışlarına, konuşmalarına dikkat etmesi gerektiği, bunların farklı algılanabileceği hiç anlatılmamış, Anlatılmadığı için de o genç kardeşimiz, kaybedilen Fenerbahçe maçından sonra bir kadın arkadaşıyla fotoğrafını paylaştı. Ve bu Galatasaray taraftarında tepkiye neden oldu. Belli ki bu kardeşimiz bu hassasiyetleri bilmiyor. Kimse ona anlatmamış. Anlatsaydı böyle bir paylaşımı yapmazdı.
ŞUNA GELECEĞİM:
- Galatasaray’da bir kopukluk var bir eksiklik var. Bunu gideremiyor. Bu uyarıyı Bruma’ya futbolcular da yapabilirdi. Ama yapılmadı. Futbolcular arasında da diyalog eksikliği, bağ eksikliği olduğunu anlatan bir hadisedir bu.
- Galatasaray’ın maçlarını çok dikkatli izlediğiniz zaman, futbolcunun vücut dilinden, kaybedilen bir toptan, pozisyondan sonra vücut dilerinden saha içinde iletişim olmadığını net olarak görebiliyorsunuz.
BÖYLE AYRILIK OLMAZ
Galatasaray ve Fatih Terim ayrılık üzerine sanki ortak bir çalışma içine girdiler. Fatih Hoca’nın gönderilişi daha sağlıklı olmalıydı.
- Fatih Terim gibi bir hocanın gönderilmesi mi, gönderiliş şekli mi yanlıştı?
- Bunu defalarca konuştuk. Gönderiliş şeklinin daha sağlıklı olması lazımdı. Futbolda ayrılıklar olur ve kaçınılmazdır. Ama dışarıdan gözüken şu:
- Bu ayrılığın gerçekleşmesi için iki taraf da sanki ortak bir çalışma içine girdiler.
Yani, devam etmek üzerine değil, ayrılık üzerine ortak çalışma yaptılar. Bunu da gerçekleştirdiler. Fatih Hoca, Antalyaspor maçı sonrası şu ifadeyi kullanmıştı, “Ben G.Saray’dan kovulmadan ayrılmam.”
Neticede bu ayrılık gerçekleşti
AYNI MASADA KARAR ALINMALIYDI
- Galatasaray’daki bağlarının kopması sürecinde Fatih Terim’in de büyük rolü olduğu söyleniyor. Katılıyor musunuz?
- Her iki taraf da bu konuyla ilgili düşüncelerini gizli tutmadı. Sayın Başkan, bir TV programında, Fatih Hoca ise bir basın toplantısında bu süreci anlattı. Bunun cevabını en sağlıklı bir şekilde verecek olan Galatasaray camiasıdır.
ANCAK, G.Saray’ı, Fatih Hoca-G.Saray çalışmalarını düşünecek olursak, BÖYLE AYRILIK OLMAZ…
- G.Saray Başkanı, yönetimi ve Fatih Terim aynı masaya oturmadan böyle bir karar çıkmamalıydı.
- Fatih Terim-Galatasaray ayrılığı ortak alınması gereken bir karardı.
Nasıl ki, biraraya gelmek ve çalışmak için ortak bir karar aldılarsa, ayrılık için de ortak bir karar almalıydılar. Biraraya gelseler ayrılık olur muydu, bunu da gözardı etmemek lazım. Dolayısıyla bu ŞIK ve insanları tatmin eden bir ayrılık olmamıştır. Bu kararla rencide olan, üzülen insanlar vardır. Ben bu kanaatimi defalarca ifade ettim.
MESELE TELEFONA GERİ DÖNMEMEK!
- Bir teknik direktör, başkanının telefonuna çıkmalı mı?
- Niye çıkmasın ki… Ama belki bir mazareti vardır, çıkmayabilir. Burada önemli olan telefona çıkmamak değil, o telefona geri dönmemektir. Çıkmaması bir sorun oluşturmaz, dönmemesi bir soru işareti oluşturur. Normal olarak değerlendirilmez.. Tabii eğer gördüyse… Bu tür durumlarda asıl sorun, araya 3-4. Kişilerin girmesine sebep olur ki, o zaman olayın boyutu değişir.
Mancini için konuşmak erken
- Mancini, Terim sonrası doğru tercih miydi?
- Galatasaray yıllardır ama yıllardır bu tercihleri konusunda ister Türkiye’den ister yurtdışından çeşitli defalar çeşitli tercihler yapmıştır. Tarihe baktığın zaman bu tercihlerin doğru olduğunu büyük oranda görürsünüz. Çünkü, Galatasaray’ı başarılı kılan unsurların içinde bütün bu birimlerin, yönetim kararlarıyla hem de tercih ettikleri teknik adamlarla büyük oranda başarı yakaladıklarını görürsünüz. Mancini’nin doğru bir tercih olduğunu bugün söylemek çok doğru değil. Galatasaray’da hiçbir teknik adam 7-8 hafta ile değerlendirilmemiştir. Onun için bu doğru veya yanlış tercihtir demek son derece haksız bir yaklaşım olur.
Takım mısın değil misin?
- Şampiyonlar Ligi ile Süper Lig’de aynı anda hedefe doğru gitmek gerçekten zor mu?
- Niye zor olsun. Galatasaray bunu geçen sezon da yaşadı. Şampiyonlar Ligi’nde gideceği yere kadar gitti. Bu durumun hiçbir handikapı yok. Trabzonspor da Avrupa’ya devam ediyor. Bundan önceki yıllarda da Beşiktaş ve Fenerbahçe devam etmedi mi? Avrupa’da oynanan 4-5 bilemediniz 8-10 maç mı dengeleri değiştirecek? Asla böyle bir şey söz konusu değil. Sorun takım mısın, değil misin? Galatasaray şu anda saha içinde hatta saha dışında bu görüntüyü vermiyor.
- Peki bunun sebepleri ne?
- Bütün bu yaşananlar buna sebep. Galatasaray belki de hep iki tane ayrı bölüm gibi kamuoyuna takdim edildi. Bir tarafı Florya, bir tarafı kulüp. Bunlar birlikte anılmadan orada sağlıklı bir ortam düşünülemez. Bir kulübün içinde iki ayrı birim olmaz.
Florya’ya bir ağabey aranmıyor
- Galatasaray Florya’ya Futbol Direktörü arıyor. Böyle bir kişi, son iki yılın şampiyon takımı için gerekli mi?
- Bu bir düşüncedir. Uygularlar ya da uygulamazlar. Şimdiye kadar Galatasaray’ın elde ettiği başarılarda böyle bir direktörlük bölümü yoktu. Bugün böyle bölümleri olan yurt içinde ve dışında kulüpler var. Galatasaray oraya bir ağabey ararsa bir çok ağabey bulur camia içinde. Galatasaray oraya benim gördüğüm kadarıyla ağabey aramıyor. Bir direktör arıyorlar. Ama bu kişinin görev alanının ne olduğunu Türkiye bilmiyor. Galatasaray biliyor mu, onu bilmiyorum.
ARTILAR GETİRMELİ
- Nedir bu direktörün görev alanı?
- Oradaki futbol branşıyla, çalışmaları yöneten, yönlendiren, planlayan kişidir. Çalışacağı kişileri seçen kişidir. Yurtiçi ve dışında transfer çalışmalarını, ekibiyle yürüten kişidir. Bu yürütülen çalışmaların sonucunu, takımın başındaki insana sunan bu konuda bilgilendiren, ihtiyaçları gideren, maliyetleri planlayan, ileriye dönük çalışmalar yapacak kişidir. kulübü hem maddi açıdan hem de sportif açıdan mutlu ederek, çalışmalar yapacak kişidir. Sportif Direktör kazan, kazan sisteminin geçerli olduğu bir alandır. Hem sportif hem de finansal açıdan artılar getirecek kişidir. Yatırımların karşılığına ticari unsur olarak baktığımızda kazan sağlayacak çalışmaların yapıldığı yerdir orası.
- Gündemdeki isimler, bu görev için uygun mu?
- Ben kişi tarifinde bulunmuyorum. Ben görevler konusunda, yapması gerekenler konusunda bir şeyler söylüyorum.
Galatasaray asla hafife alınamaz
- Sneijder ve Drogba, Türkiye için takım üstü oyuncular mı?
- Takım üstü oyuncular tarifi bir takımı ayrıştıran tariftir. Takım üstü oyuncular olmaz, takım içi oyuncular olur. Üstün yetenekli oyuncular olabilir. Ama onlar takım üstü oyuncular değildir. Rol modellerdir onlar. Oynadıkları futbollarıyla, davranış biçimleriyle. Örnek kişilerdir. Altyapıdaki gençlerin benimsediği kişilerdir. Sneijder ve Drogba için takım üstü oyuncular tabiri, Galatasaray’ın biraz hafife alınması manasına gelir ve bu son derece yanlıştır. Geldikleri takımlarda bu tabiri taşıyorlar mıydı ki Galatasaray’da onlara bu yakıştırma mümkün olsun. Galatasaray da onların görev yaptığı takımlar çizgisinde. Takım üzeri futbolcu yanlış ve bölücü bir tabirdir. Eğer takımda da bu yaşanıyorsa, his olarak algılanıyorsa bu takım bütünlüğü açısından vurulabilecek büyük bir darbedir.
Her şey soyunma odasında belirlenir
- Selçuk’un performansında, Drogba’nın etkisi var mı?
- Bu yorumlar yapılıyor, niye yapılıyor? Kararlar soyunma odasında alınmadığı için yapılıyor. Bir takımın frikikçisi, penaltıcısı, hangi topun ne zaman nerede kimin tarafından kullanılacağı maç içinde değil, maçtan önce belirlenir. Sahada da uygulanır. Galatasaray’da topun başına 3-4 kişi gidiyor, hepsinin o topu kullanması mümkün değil. Dışarı verilen mesaj farklı oluyor. Ondan sonra insanlar da “O alındı, bu kırıldı” diye konuşuyor. Fenerbahçe derbisinde penaltıda da aynı şey yaşandı. Topun başına bir kişi giderse, mutsuz yüzler ve mutsuz ifadeler görülmez.
O toplantı saha içinde yapılmaz
- Drogba’nın maç öncesi saha içindeki konuşmaları özellikle Beckenbauer tarafından çok eleştirildi. Katılıyor musunuz?
- Takım içerisinde ister yerli, ister yabancı olsun takımın saygı duyduğu tecrübelerine, kişiliğine, sporculuğuna inandığı insanlar vardır. Drogba bunlardan biridir. Her takım bu tür küçük ama manalı toplantıları saha içinde yapabilir. Ama bu görüntüler genellikle maçın başlama vuruşundan önce takımların oynayacağı alanlar belli olduktan sonra çok kısa olur. Drogba’nın ki böyle bir görüntü değil. Takım ısınmaya çıktığı zaman yapılan bir toplantı. Bu tür bir toplantı, diğerine nazaran uzundur. Böyle bir toplantı ve konuşma yapılacaksa bunu ısınmaya çıkmadan önce soyunma odasında yaparsın. Buna kimse bir şey demez. Hocası da teşvik eder. Drogba bu görüntünün dışına çıktığı için bu konunun üzerinde duruldu. (hürriyet)