Sivasspor maçı öncesi yapılan son antrenman başlamadan önce; futbolcuların klasik ısınma hareketleri sırasında oldu her şey. Sahada ne Mancini ne de Tugay Kerimoğlu vardı. Onlar da içeride antrenman için hazırlanıyordu. Tek bir yönetici de yoktu. Arıboğan ise o gün oraya gelmedi.
Futbolculara dediler ki “Taraftar desteğe gelecek.” Onlara böyle anlatıldı. Bu arada “desteğe” gelecek olan taraftarlar arka kapıdan, medyanın olduğu bölümden içeri alınmıştı. Sayıları üç-beş değil, 100’e yakındı. İçeriye başkan ve Lutfi Arıboğan’ın izniyle alındılar. Kimbilir belki de onlar gerçekten destek olacaklarını düşünüyorlardı. Ama böyle bile olsa futbolcularla taraftarları yüz yüze getirmek büyük bir hata.
Futbolcular sahada ısınma hareketleri sırasında taraftarı görüp güler bir yüz ve neşeyle yanlarına gittiler. Hep birlikte “Hoşgeldiniz” dediler. O anda bir şeylerin ters gittiğini anladılar. Çünkü karşıdan hiç yanıt gelmedi.
Önce liderleri kısa bir konuşma yaparken, arkadan sözler gelmeye başladı. Tabi bütün futbolcular şokta. Ve üstelik yabancılar da şokta. Çünkü orada bulunan tercüman, taraftarın ne söylediğini anında tercüme ediyor. Varın siz tahmin edin Drogba’nın, Sneijder’ın ya da Muslera’nın halini. Türk oyuncular bembeyaz. Çünkü yenilir yutulur sözler değil.
‘AYAĞINIZI DENK ALIN’
Önce “Ayağınızı denk alın” sözleri ile başlıyorlar. “Bugün böyle geldik, yarın başka türlü geliriz” sözleriyle devam ediyorlar. Yani ortada açık bir tehdit var. Orada çok şey söyleniyor. Bu ortamda bir tane futbolcu kontrolünü kaybetse olacakları kimin önleyeceği belli değil. Söylenen sözlerden bir bölüm verelim.
“İki yıl önceki heyecanınız yok.”
“Yabancılar neden tribüne gelmiyorlar!”
“Kendinizi düzeltin!”
Takım adına Sabri konuşuyor. Onun da yapacağı bir şey yok. Ters bir şey söylese ortalık karışacak.
O da alttan alıyor. “Söz veriyoruz daha iyi olacağız. Daha istikrarlı olacağız. Desteklerinizle bir yerlere geleceğiz.”
Bütün bunlar 5 dakikada yaşanıyor. Sonra da gidiyorlar. Futbolcular öyle kalıyor. Ardından müthiş bir moral bozukluğu ve yıkım. Ve bu halde Sivas maçına çıkıyorlar. İşte o yüzden iki golden sonra futbolcular birbirlerine koşup sevinç yumağı oluyorlar. İşte bu yüzden Selçuk maç sonunda “Biraz vefalı olun” diye taraftara mesaj gönderiyor. Eğer bu olay başlı başına eleştiri oklarının yönetim üzerinden çekilip tüm suçu futbolcuların üstüne yıkmak için bir komploysa; yaşananlar G.Saray’da belki de tarihin en büyük skandalı. Bu işi ultrAslan’ın yaptığını söylüyorlar. Ama benim konuştuğum bir çok ultrAslan üyesi dahi bu olaya çok kızgın. Orada olanların kendilerini temsil edemeyeceğini söylüyorlar. Sosyal medyada ise büyük tepki var. Hangi aklı başında ultrAslan üyesi ya da G.Saray taraftarı böyle bir olaya sıcak bakabilir ki.
FUTBOLCULAR BARUT GİBİ!..
Mancini ise tüm olayların farkında. O yüzden futbolculara olayın büyümemesi için bir uyarı yapıp “Burada olanlar burada kalsın. Eğer burada yaşananları medyada görürsem tüm takıma para cezası veririm” diye konuşuyor.
Haber, gazetelerde öyle ya da böyle çıkıyor. Ama dikkat edin; İtalya’da yapılan bir röportaja dahi uzanırken bir tek yönetici olayı yalanlamıyor. Hatta kulüpte yer alan diğer yöneticilerin yaşanan olaydan haberi bile yok. Telefonla arıyorlar, “Doğru mu” diyorlar; gelen yanıt ise “Doğru” oluyor. Çünkü bu olayın saklanacak, gizlenecek bir yanı kalmamış. Tüm futbolcular barut gibi. Hala olanlara akıl sır erdiremiyorlar.
Hepsi, bu olayın arkasına yönetimin olduğunu düşünüyorlar. Bu benim değil, futbolcuların düşüncesi. Öyle ya herkese yasak bir günde taraftarların oraya alınmasını başka nasıl açıklayacaklar. Sadece “Böyle olacağını bilmiyorduk. 3-5 kişi destek verecekti” diyebilirler. Nitekim de öyle diyorlar. Olaydan sadece Arıboğan ile Aysal’ın haberi olduğunu ve onların da taraftarların bu şekilde davranacaklarını bilmedikleri belirtildi.
Bu anlattıklarımda hiçbir fazla yok; sadece bir kaç eksik detay olabilir. Ama Galatasaray’da bugüne kadar yaşanan en kötü, özensiz ve insanı yadırgatan bir futbolcu ayarı. Kurumsallığın tamamen bittiği an.
Futbolculara yapılan bu ayıp nasıl temizlenecek çok merak ediyorum. Ne kadar sessiz kalacaklar onu da merak ediyorum. Kulüp yönetmeyi gazete yalanlama, Florya’ya gitme, futbolculara prim verme sananların toplu halde kendilerine ayar verme zamanı galiba çoktan geçti. Ve ben hala bu yaşanan olayı net bir şekilde bilmeme rağmen Galatasaray gibi bir kulübe konduramıyorum ve mutlaka geçerli bir açıklaması olduğunu düşünüyorum. İnşallah vardır.
(Habertürk / Halil Özer)