Galatasaraylı sinan gümüş: "hocam kupa maçlarında ya da ligde beni hazır görüp de şans verirse, inşallah orada da başarılı olacağım"

 İSTANBUL / DHA Galatasaray'ın genç futbolcusu Sinan Gümüş, Sarı-kırmızılı takımın dergisine konuştu. Soru-cevap şeklinde gerçekleştirilen röportajda Sinan şunları söyledi; *Öncelikle gurbetten açalım konuyu.

İSTANBUL / DHA

Galatasaray'ın genç futbolcusu Sinan Gümüş, Sarı-kırmızılı takımın dergisine konuştu.
Soru-cevap şeklinde gerçekleştirilen röportajda Sinan şunları söyledi;
*Öncelikle gurbetten açalım konuyu. Sen Almanya'da doğup büyüdün. Peki ailen? Onlar ne zaman göç etmişler?
-Biz aslen Rizeliyiz. Ancak babamlar Kocaeli'nde yaşıyorlarmış. 1979 yılında çalışmaya gitmişler abisiyle birlikte. Orada da doğma büyüme Almanya'da olan annemle tanışıp evlenmişler. Hâlen de Almanya'dalar zaten.

*Sen de futbola çok erken yaşta başlıyorsun. En eski dönemden hatırladıklarından bahseder misin?
-Evet, 4 yaşında Aach-Linz diye bir kulüpte futbol oynamaya başladım. Çok küçük olduğum için çok fazla ayrıntı hatırlamıyorum ama o yıl galiba 90 civarı gol attım. Bunda tabii en büyük pay beraber oynadığım abimindi. Bana çok yardımcı oldu, golleri benim atmamı istedi ve sürekli asist yaptı.

Reklam
Reklam

*Kaç kardeşsiniz?
-Abimle birlikte iki de ablam var. Hepsi Almanya'dalar. Bir ablam şu anda kuaförlük yapıyor. Bir ay sonra sınavı var, inşallah bu sınavdan geçerse kendi dükkânını açabilecek. Diğer ablam bir firmada ikinci müdür. Abim ise şu anda okuyor.

*Abinle aranızda bir yaş mı var, aynı takımda oynadığınıza göre?
-İki yaş var ama ben büyüklerle oynuyordum.

*Sonra Pfullendorf'a geçtin, uzun yıllar orada oynadın ve Stuttgart'a transfer oldun... Nasıl gelişti bu transfer?
-Pfullendorf'a geçmemi annem istedi. Hem daha büyük bir takım hem de orada oturuyorduk. 12-13 sene kadar burada kaldım. Bence çok iyi antrenörlerimiz vardı ve onlardan çok şey öğrendim. 16 yaşına geldiğimde gol kralı oldum. O yıl Stuttgart'la oynadığımız bir lig maçının ardından antrenörleri beni idmanlara davet etti ve 2-3 idmandan sonra da transfer etmek istediler.

*Evden mi gidip geliyordun yoksa Stuttgart'a taşındın mı? Yakın mı Pfullendorf ile Stuttgart?
-Trafik yoksa 1.5 saat sürüyor. Taşındım, tek başıma yaşamaya başladım.

Reklam
Reklam

*Alman altyapısı son yıllarda bir fenomen haline geldi. Almanya'da yetişip de buraya gelmiş olan oyuncuların fundamental bilgileri, futbola bakışları biraz daha gelişmiş görünür. Daha düşük yetenekte bir oyuncuyu izlediğimizde bile futbolu bilerek oynadığını görürüz çoğu zaman. Almanya'da yetişmiş olmanın sağladığı avantajları hissedebilecek zamanın oldu mu?
-Ben geleli çok uzun bir zaman olmadığı için sağlıklı bir karşılaştırma yapmam zor. Ancak tabii ki orada aldığım futbol eğitimini kendim için bir şans olarak görüyorum. Almanya'da altyapılardan çok yetenekli oyuncular çıkıyor ve Stuttgart da bence alanının en iyilerinden bir tanesi. Orada çok şey öğrendim. Almanya, Dünya Kupası'nı altyapıya verdiği önem neticesinde kazandı ve gördüğünüz gibi oyuncuların her biri sistemli bir altyapı ürünü.

*"Burada genç futbolculara değer veriliyor ve ben çalışırsam bir yere geleceğim" gibi bir güven hissettiriyor muydu bu sana küçükken?
-Tabii ki. Stuttgart'a transferim öncesi başka takımlardan da teklif almıştım ama seçimimi bu yönde kullandım. Çünkü orada bana değer verileceğini biliyordum. İyi ki de o yola gitmişim.

Reklam
Reklam

*Bir dönem U19'da birlikte çalıştığın Tayfun Korkut'la ilgili ne söylemek istesin? Hayatında özel bir yere sahip mi?
-Tayfun Hoca ilk hocamdı. Benim için her şeyin yeni olduğu bir ortamda bana inandığını ve performansım nasıl olursa olsun hep arkamda duracağını söylemesi bana çok büyük bir özgüven verdi. Maalesef yarım sene sonra A Takım'a geçti. Ama o yarım sene benim için çok önemli ve çok öğreticiydi. Adaptasyon süremi çok kısalttı.

*Sözleşmeni neden uzatmadın, neden ayrıldın Stuttgart'tan?
-Sözleşmem bu sene bitiyordu, uzatabilirdim de. Ancak menajerim beni arayıp Galatasaray'dan teklif olduğunu, bu teklifi düşünmem gerektiğini söyledi. Benim için bu şartlarda düşünecek hiçbir şey yoktu. Ben çok koyu bir Galatasaraylıyım ve bu teklifi duyduğumda çok mutlu oldum. Hep bu şans için futbol oynamıştım ve bu şansı değerlendirmem gerekiyordu, kendime de güveniyordum. Hâlâ da aynı yerdeyim zaten; bu şansı değerlendirmem gerekiyor ve kendime güveniyorum.

*Teklife ailenin tepkisi ne oldu?
-Aileme Galatasaray'dan teklif aldığımı söyledikten sonra o teklifi kabul etmemem pek mümkün olmazdı zaten. Bizim yolumuz biraz belliydi ve onlar da çok sevindiler. Şimdi de bazen antrenmanlara gidip gelirken onları daha çok sevindireceğim günleri düşünüyorum. Umarım bunu başarabilirim. Annem ve babam benim çok arkamda durdu. Küçük yaşlarımda beni futbol oynamam için her yere götürdüler. Onların bu katkısı olmadan ben şu anda burada olamazdım. Beni çok desteklediler.

Reklam
Reklam

*Galatasaraylılığı gurbette yaşamak nasıl bir duygu? Maça gidemiyorsun, galibiyetten sonra sevincini herkesle paylaşamıyorsun...
-Nasıl diyeyim, biraz acı verici bir his. Dediğiniz gibi takım oynuyor ama sen orada yoksun, stada binlerce kilometre uzaksın. Yazın Türkiye'ye tatile gidiyorsun, tabii o zaman da ligler bitmiş oluyor, maç yok. Ben de televizyondan izliyordum. Stada ilk kez bu yıl gelebildim. Şaştım kaldım. Tabii ki Almanya'daki seyirci ortalaması buraya göre çok daha yüksek ama bu atmosferi başka hiçbir yerde görmedim.

*Çocukken özellikle sevdiğin, çok hayran olduğun bir futbolcu var mıydı?
-Tabii ki Hagi. Futbola ilk başladığım dönemde antrenman öncesi toplar geldiği zaman onun yaptığı hareketleri yapmaya çalışıp yapamazdım. Çok küçük yaşlarımda onu izlemeseydim yine futbolu bu kadar sever miydim? Belki severdim. Ama Hagi'yi anlatılan bir efsane olarak dinlemektense ucundan da olsa onun oynadığı yıllara yetişmiş olabildiğim için çok mutluyum.

*Üzerinden 14 sene geçti ve artık UEFA Kupası'nı kazandığımızda henüz çocuk yaşta olup da bugün Galatasaray'da oynayan futbolcularımız var. Bunlardan biri de sensin. O gün...
-6 yaşındaydım. Maçı evde hep beraber izledik. Taffarel'in son kurtarışını hayatım boyunca unutmayacağımı o anda biliyordum.

Reklam
Reklam

*Şimdi Taffarel'le birlikte çalışıyorsun. Çok güzel bir başarı hikâyesi değil mi, hissediyor musun bunu? O gün kurtarışıyla sevindiğin adam bugün senin oynadığın takımın antrenörü...
-Nasıl diyeyim, rüya gibi. Tafo Hoca'yı ilk geldiğim gün gördüm ve dedim ki, "bu gerçek olamaz." Birkaç sene önce biri söylese ihtimal vermezdim. Gerçeğe dönmüş bir hayal gibi.

*Galatasaray gündeme gelmeden önce başka teklif aldın mı?
-Teklifler vardı. Menajerim yanımıza geldi, ailemle beraber oturdu. Her teklifi konuştuk ama dediğim gibi düşünecek pek bir şey yoktu.

*Peki ne düşündün gelirken? Nasıl bir yol çizdin kendine? Bir yıl sonra burada olurum, üç yıl sonra şuraya gelirim, beş yıl sonra şunu başarırım gibi bir hedef koydun mu önüne?
-Sözleşmeye 5 yıllık bir imza attım. Buraya geldiğimde biliyordum zor olacağını. Sonuçta büyük ağabeylerimiz var ve onlar da çok büyük şeyler başardı, onlar benim ulaşmak istediğim yere hâlihazırda ulaşmış kişiler. Ama bu beş yıl benim için bir proje gibi. Şu anda benim yapmam gereken, idmanda ya da oynadığım U21 maçlarında elimden gelen en iyi performansımı sergilemek. Açıkçası şu ana kadar da çok memnunum performansımdan. Hocam kupa maçlarında ya da ligde beni hazır görüp de şans verirse, inşallah orada da başarılı olacağım.

Reklam
Reklam

*Uzun vadede hedefin ne? 10 yıl sonra nerede olmak istiyorsun?
-Şu anda kafamda buradan başka hiçbir şey yok. Dediğim gibi projem burası. Beş yıllık bir imza attım, bu beş yıl içinde başarılı olup olmayacağımı kimse bilmiyor. Bana düşen çalışmak ve burada en iyi futbolumu sergilemek. Burada kupalar kazanmak, şampiyon olmak istiyorum. On yıl sonrasını konuşamam ama bu sene fazla olmasa da umuyorum seneye veya iki sene sonra ilk onbirde oynamaya başlarım.

*Her genç futbolcunun etrafında kendisini tabiri caizse pohpohlayan, bunu yaparken farkında olmadan ona zarar veren insanlar vardır. Sen böyle bir acele ya da stres içinde görünmüyorsun.
-Geldiğimde menajerim bana sabırlı olmam gerektiğini söylemişti. Burası Galatasaray. Ben de gelişmekte olan bir futbolcuyum, 30 maça çıkmayı beklemiyorum. Biz her şeyi önceden konuştuk, parolamız sabır dedik, şükürler olsun ki çok sabrım var. Evet, çok duyuyorum, herkes "oynaman lazım" diyor. Sağolsunlar teveccüh gösteriyorlar ama benim oynayıp oynamayacağıma dair karar verecek tek kişi hocamızdır. O beni hazır görür de oynatırsa ben de elimden geleni yaparım.

Reklam
Reklam

*Özellikle son iki aydır, U21 maçlarındaki başarılı oyununla taraftar nezdinde de dikkat çekmeye başladın. İnternetteki sosyal mecralarda seninle ilgili umut dolu sözler söyleniyor. Bu gidişle çok geçmeden A Takım'da da şans bulabileceğine dair yorumlar yapılıyor. Senin de bu motivasyonla U21 maçlarını tam kapasiteyle oynadığını söylemek mümkün mü?
-Ben en başta hocamızla görüştüğümde, takıma giremezsem U21 maçlarında oynayıp futbolumu geliştirmek ve göstermek istediğimi söylüyordum. Bu benim için çok önemli çünkü birkaç hafta maç oynamamak bile beni kötü etkiler. Bir ritim tutturup o tempoda kalmak, oynadığım her maçta da üzerine koymak istiyorum. Şu ana kadar da çok şükür iyi gidiyor her şey.

*Zayıf bulduğun, şunu geliştirmeye odaklanmalıyım dediğin bir özellik var mı saha içinde? Özellikle üzerine koymaya çalıştığın bir şey...
-Tabii ki daha gencim ve öğrenecek çok şeyim var. Örneğin sağ bacağımı kuvvetlendirmek için çalışıyorum. Bu bana şutlarda ve ortalarda yardımcı olacak.

*Çok sağlıklı analizler olduğundan şüpheli olduğum inceleme yazıları var, bunların bir kısmında savunmaya yardım konusunda zayıf olduğuna yönelik eleştiriler var, katılır mısın?
-Şunu söyleyebilirim... İlk geldiğim aylarda maç eksiğim vardı. Dolayısıyla zaman zaman kondisyonum yetersiz kalabiliyordu ancak şimdi hocalarımla görüşüyorum, onlar memnunlar. Orhan Hoca son dönemde defansa yardımımın ve geriye yaptığım koşuların yeterli olduğunu söylüyor.

Reklam
Reklam

*Peki güçlü yanların? Hızını söylemeye gerek yok, başka?
-Bire birleri çok seviyorum. Sol ayağımla iyi şutlarım var. Kaleye vurmayı biraz daha fazla düşünmem gerekiyor, hocalarım da bunu söylüyor ara sıra. Ben hep bir takım arkadaşımı arıyorum yanımda, asist yapayım diye. Onlar ise sol ayağımın iyi olduğunu söyleyip kaleyi gördüğüm anda vurmamı istiyor.

*Kendine mi güvenemiyorsun?
-Özgüvenim var ama ben asist yapmayı çok severim. Bakarım takım arkadaşım daha mı iyi vurur, onun için golü yapmak daha mı kolay diye. Galiba abimle futbol oynadığımız dönemden kalma bir özellik. Tabii ki şans varsa vururum, o problem değil. Görüyorsun şimdi, U21'de 7 maçta 8 gol, 4 asist oldu. Şut çekmekten çekinmiyorum, sadece biraz daha fazla şut atmaya yönelmem gerekiyor olabilir.

*Genç ve yetenekli bir futbolcusun. Diğer yandan birçok yetenekli oyuncu Galatasaray'da oynama fırsatı buluyor ama en az yarısı da üzerine koyamıyor. İşler istedikleri gibi gitmiyor. 5 yıl sonra bir kontrat daha alamıyor mesela. Neden sence?
-Bence biz ne olursa olsun pes etmemeliyiz. Oynamadığımızda, oynayıp da kötü performans gösterdiğimizde kafamıza takmamalıyız. Her oyuncunun farklı gerekçeleri olabilir, ben bilemem ama bazıları hemen pes ediyor. Bunu yapmamalılar. Ben bu ana kadar hiç pes etmedim ve hocalarım biliyor ki gerçekten çok yoğun çalışıyorum. Kendim için, mutlu olmak için çalışıyorum ve elimden geleni yapmanın peşindeyim. Umuyorum ki birkaç sene sonra kontratımı daha da uzatırım.

*Cesare Prandelli ile iletişimin nasıl?
-Kampta bütün genç oyuncularla yakından ilgilendi. Şimdi de iyi anlaşıyoruz. Beni yönlendiriyor. İdmanlarda iyi performans gösterdiğimde bunu mutlaka görüyor ve bana söylüyor. Dediğim gibi ben her idmanda yüzde yüzümü vermek istiyorum, oynayamadığımda kafamı öne eğmektense genç takımla maça çıkmak istiyorum ve hocamız da bunu takdir ediyor.

*Seviyor musun antrenman yapmayı?
-Tabii ki. Sevmeyen futbolcu olamaz. Bazen çok ağır antrenmanlarda keşke başka bir şey yapsaydık desem de bu normal. Kampta da çok zordu idmanlar. Ama ben hep önde koşmak istiyorum ve bunun da yararını görüyorum.

*Almanya 20 Yaş Altı Milli Takımı'nda üç maça çıktın. Devamı niye gelmedi?
-Stuttgart'ta çok iyi oynadığım bir dönemde milli takım hocası da beni beğendi ve takıma çağırdı. Orada da iyi performans sergiledim. Yılbaşında bir apandisit ameliyatı geçirdim, o beni biraz geri attı. İyileştiğimde yine 25 kişilik kadroya alındım ama 18 kişilik kadroya giremedim.

*Milli takım tercihini yaptın mı yoksa kararını gelecekte mi şekillendirirsin?
-Bence henüz böyle bir karar verecek konumda değilim.

*Bir çekincen var mı kendine, geleceğine dair?
-Yok. İnsan bir işten korkarsa yapamaz. Aksine ben hep kendime söylüyorum, korkacak bir şey yok. Yaparsam olabilir, yapmazsam zaten olmadı. Korktuğum hiçbir şey yok.

*Senin eklemek istediğin, taraftarımıza söylemek istediğin bir şey var mı?
-İlk maça gittiğimde tüylerim diken diken oldu. O atmosfer muhteşem. Fenerbahçe'yle oynadığımız U21 maçında bile hissettim Galatasaray taraftarının önünde oynamanın nasıl bir duygu olduğunu. Belki çok klişe ama takım kaybedebilir, kazanabilir; iyi günde de kötü günde de arkamızda taraftarımızın olduğunu hissetmek istiyoruz. Taraftarımızın önünde oynayacağım maçları dört gözle bekliyorum, umarım bu rüyayı gerçekleştirmek bana kısa zamanda nasip olur.

*Vaktin nasıl geçiyor İstanbul'da? İlk defa İstanbul'da yaşıyorsun. Tesislerde kalıyorsun. Antrenmanlar dışındaki zamanda neler yapıyorsun?
-Genellikle Koray, Tarık Abi ve Bruma'yla vakit geçiriyorum. Yasin Abi, Tarık Abi ve Koray'la yemeğe gittik en son. Böyle geçiyor zamanlarımız. Her zaman beraberiz. Burada çok fazla kalmıyorum zaten. Onlara gidiyorum. Onlar da tek başlarına yaşadıkları için vaktimizi birlikte geçiriyoruz.

*Yasin sana yönlendirmede bulunuyor mu? Yaşı senden büyük, benzer yollardan geçmiş. Hamit Altıntop?
-Tabii ki. Sadece onlar değil, bütün abilerim bana sonuna kadar yardımcı oluyorlar. Bu beni çok rahatlatıyor. Hamit Abi'yle de çok görüşüyorum. Ondan çok şey öğrenmek istiyorum. İnanılmaz bir kariyer yaptı ve bu noktaya benimle aynı yollardan ulaştı. Bana sürekli tavsiyelerde bulunuyor.

*Takımda çok fazla gurbetçi futbolcu var. Hamit hepiniz için bir yol gösterici, değil mi?
-Kesinlikle. Hamit Altıntop hepimizin abisi. O ne derse o olur. Ve hep pozitif konuşuyor, herhangi bir sorun yaşadığımızda, idmanda istediklerimizi gerçekleştiremediğimizde bize doğru yolu gösteriyor. Sürekli yanımızda olduğunu biliyoruz ve burada olduğu için mutluyuz. Hamit Abi'yi gerçekten çok seviyorum.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: