Diyanet İşleri Başkanlığı, Çanakkale Zaferi’nin 100. yılı dolayısıyla Maltepe ve Hacı Bayram-ı Veli camilerinde anma programı düzenledi. Etkinliğe yoğun katılım gösteren vatandaşlara Çanakkale’deki askerlerin yediği un çorbası, kuru ekmek, üzüm hoşafı ikram edildi.Diyanet İşleri Başkanlığı, Çanakkale Zaferinin 100. yılında her ilçede en az bir camide “Çanakkale Şehitlerini Anma Programı” düzenledi. Hacı Bayram Veli ve Maltepe camilerinde düzenlenen programlarda cemaate Çanakkale Savaşı’ndaki askerlerin yediği un çorbası, kuru ekmek ve üzüm hoşafı ikram edildi. Bu yıl ilk defa düzenlenen programa katılan vatandaşlar, Çanakkale Savaşı’nın ruhunu yaşadıklarını, şehit ve gazilerin savaşta yaşadığı hislere yakın hisler duyduklarını ifade ettiler.Hacı Bayram Veli Cami’inde sabah namazının ardından düzenlenen programda konuşan Ankara Müftüsü Mefail Hızlı, “Çok kıymetli kardeşlerim tam 100 yıl önce bugün tarihin gördüğü görebileceği en büyük, en mükemmel zaferin sahibi olan ecdadımızı 100 sene sonra evlatları olarak, torunları olarak yad ediyor olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. İmkansızlıklar içinde imanın nasıl imkana dönüştüğünü gösteren en önemli savaştır aslında Çanakkale Savaşı. İstanbul’du amaç, İstanbul’un ele geçirilmesiydi. İslam’ı temsil eden bir şehirdi İstanbul. Sabah namazından sonra en azından her ilçemizde bir camide olmak üzere yine ecdadımızın hatırasını yad etmek üzere küçük, mini bir program yaptık ve bugün de Altındağ’da Hacı Bayram Camimiz de tarihi bakımdan çok önemli bir camimiz. Unuttuğumuz değerler var, mukaddesatımız var ve bunların üzerinden maalesef bizi yıpratan, bizi saptıran birçok hadiseyi yaşıyoruz. Biz şunu gördük; tarihi bakımdan 100 sene önce, bin sene, 10 bin sene öncesinden bahsetmiyoruz, 100 sene önce, birkaç nesil öncesinde şu topraklarda, şu aziz vatanda öylesine bir savaş yapıldı ki sadece bir dünyanın karşısında durabilmeyi değil, Anadolu’da bütün yaşayanların aynı uğurda birleşebildiklerini gösterdi. Çanakkale, hem dış dünyaya hem de Anadolu’ya bizim kardeşliğimizin ne olduğunu gösterdi. Anadolu deyince sıkışmış bir coğrafyadan bahsetmiyoruz. Ortadoğu’dan, Kuzey Afrika’dan, Balkanlar’dan gelen, Çanakkale’de Allah için şehit olmayı tercih eden bir savaştan bahsediyoruz. Buralarda hala Çanakkale ile ilgili türküler, ilahiler, kasideler okunuyorsa, bilin ki ecdadımızın hakikaten çok sağlam bir şekilde attığı tohumu görürsünüz ve biz öyle bir kandan, öyle bir candan geliyoruz. Bu hep yaşatılmak zorundadır. Şu aziz vatan uğrunda, mukaddesat uğrunda ruhunu teslim eden bütün şehitlerimize Rabbimizden gani gani rahmet diliyoruz” dedi.Programa katılan yabancı öğrencilerden Talha Aygün, “Biz buraya dünyanın çeşitli ülkelerinden, Yurtdışı Akraba Toplulukları yoluyla Başbakanlık tarafından davet edildik. Burada bir hafta boyunca çeşitli kültür seminerleri, çeşitli eğitim seminerlerinden geçiyoruz. Öncelikle Başbakanlığa çok teşekkür ediyoruz. Buraya bugün 15 arkadaşımızla geldik, sabah namazımızı kıldık. Bu bizim için çok büyük bir duygu. Gerçi yurtdışında da böyle programlar yapılıyor. Fakat burada, ülkemizde, vatanımızda bunu yurdumuzda hissetmek bizim için çok özel bir duygu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Öncelikle minareli cami görmek bizim için çok özel bir duygu” şeklinde konuştu.Programa katılan bir diğer öğrenci Hanife Kaba ise, “Buraya gelmemiz öncelikle iki kimlik arasında kalmışlığımızın yüzleşmesi oldu bir nevi. Burada bulunmak, bu seher vaktinde bu havayı solumak, bizlere bir ab-ı hayat sundu. Bize gerçekten vatanımızın bir parçası olduğumuzu gösterdi. Bizler, Hollanda’da, Almanya’da, Avusturya’da yaşayan gençler olabiliriz lakin bizler Türk evladıyız, bunu bugün tekrar hissettik, o yüzden çok mutluyuz” ifadelerini kullandı.