Antalya’da doktorların 3 ay ömür biçtiği doğuştan ağır epilepsi ve henüz kesin tedavisi bulunmayan mikrosefali (baş küçüklüğü) hastası 2 yaşındaki Ata, 7’nci kez yoğun bakıma girdi. Son yoğun bakıma alınışında uyutulup akciğerleri entübe edilen Ata, 9 gün sonrası direnciyle tekrar uyandı, entübeden çıkartıldı. Duruma doktorların şaşırdığını belirten anne Ceylan Özdemir, “Hayati riski çok yüksek, çıkamaz’ dediler. Ama o yine herkesi şaşırttı” dedi.
Antalya’da yaşayan Tarık ve Ceylan Özdemir çifti 2017 yılı Aralık ayında ilk çocuklarının dünyaya gelmesinin mutluluğunu yaşadı. Son derece sağlıklı olan erkek çocuklarına Ata ismini veren genç çift, günler ilerledikçe çocuklarının davranışlarında farklılıklar gözlemledi. İddialara göre, doğumun gerçekleştiği özel hastanede son derece sağlıklı dünyaya geldiği söylenen minik Ata’yı başka bir hastaneye götüren Özdemir çiftinin bebeklerinde, epilepsi ve henüz kesin bir tedavisi bulunmayan mikrosefali (baş küçüklüğü) hastalığı teşhis edildi. Dünyaları bir anda kararan Özdemir çifti, hastaneyi ihmalle suçlayarak hukuki süreç başlattı.
Hindistan’da G-Terapi gördü
Ata 8. ayını doldurduğunda durumundan haberdar olan Şükran Kaban isimli hayırsever, Özdemir ailesiyle irtibata girdi. Kaban, Hindistan’da G-Terapi yönteminin merkezi olan ve Özdemir çiftinin daha önceden araştırdığı tedavi sürecinin başlaması için gerekli 10 bin dolarlık masrafı üstlendi. Minik Ata, G-Terapi alanındaki araştırmalarıyla ün yapmış olan Dr. Gunvant Oswal’a muayene oldu, ardından bir haftalık Homeopati tedavisi gördü. Bunun yanı sıra minik Ata’ya hazırlanan özel bir bitkisel kür de verildi. Tedaviler sonrası ailesiyle birlikte tekrar yuvasına dönen Ata’nın nöbetleri azaldı, hareketlerinde gelişmeler yaşandı. Hatta kafasını kaldırıp anne ve babasına gülmeye başladı.
Uyutulup entübe edildi
2 yaşına kadar amansız hastalığıyla savaşan Ata, 2 hafta önce rahatsızlandı. Ailesi apar topar çocuklarını Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırdı. Solunum sıkıntısı çeken Ata’nın yapılan muayenesinde akciğerlerinin enfeksiyon kaptığı tespit edildi. Akciğerlerinde yüzde 80 oranında enfeksiyon belirlenen Ata, yoğun bakıma aldı, ardından uyutularak akciğerleri entübe edildi.
2 yılda 7 kez yoğun bakıma girdi
Şuanda Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 7’nci kez yoğun bakıma giren Ata, 2 gün önce tedaviye olumlu yanıt verdi ve tekrar uyandı. Akciğerlerindeki enfeksiyonda azalma görülen minik savaşçının durumunun iyi gittiği ve 1-2 gün içerisinde yoğun bakımdan servise alınabileceği belirtildi. Daha önce henüz 13 günlükken yoğun bakıma girip burada 17 gün yaşam savaşı veren Ata, 40 günlükken 15 gün, 3 aylıkken 2 kez olmak üzere toplamda 15 gün, 1,5 yaşında 2 hafta, 3 ay sonrası 10 gün, 2 yaşında da yine 10 gün yoğun bakımda yaşam savaşı verdi.
“Evimize geçmeyi umut ediyoruz”
Çok zorlu bir süreçten geçtiklerini belirten anne Ceylan Özdemir, çocuklarının yaşama tutunması için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Ata’nın son yoğun bakıma alınışında uyutulduğunu ve ardından entübe edildiğini aktaran Özdemir, “Hayati riski çok yüksek, çıkamaz’ dediler. Ama o yine herkesi şaşırttı. Entübeden ayrıldı çok şükür. Şimdi burnundan oksijen veriliyor ilerleyen zamanlarda normal oksijene geçecek. Allah izin verirse inşallah evimize geçmeyi umut ediyoruz. Süreç şu anda bu şekilde güzel güzel ilerliyor ama tabi Ata için bir sürü kişi dua ediyor. Biz duaların gücüne inanıyoruz. Dualarla bir şekilde şu an rahat bir şekilde nefes almaya başladık. İnşallah bunun devamı da gelir.” dedi.
“O, yaşamak istiyor”
Doktorların böyle durumlarda temkinli yaklaştığına işaret eden Özdemir, oğlunun ağır bir grip geçirdiğine vurgu yaparak, “Normal çocuklar bile bu süreci zor atlatırken özel gereksinimli bir çocuğun buradan çıkma şansı yok gibi konuşuldu. Ama her zaman biz ona inandık. Tabii o ilk 2-3 gün süreç zor geçti ama daha sonrasında Ata herkesi şaşırttı. Çünkü yaşamak istiyor” diye konuştu.
“Doktorları başından bu yana şaşırtıyor”
Baba Tarık Özdemir ise oğlunun yoğun bakıma girerken çok umutsuz bir şekilde girdiğini, daha önce hiç entübe edilmediğini söyledi. Özdemir şunları söyledi:
“Doktorlar da çok çok umutlu değildi. Çünkü normal çocuklar bile çok zor atlatırken, Ata gibi özel gereksinimli çocuğun hastalığı atlatması çok zor. Çünkü Ata yutamıyor. Yutkunma ve emme refleksleri olmadığı için balgamını atamıyor, tükürüğünü yutamıyor ve bunlar devamlı akciğere taşınıp enfeksiyona neden oluyor. Ben ilk gün doktorla konuştuğumuzda Ata’nın 7’nci kez yoğun bakıma girişi olduğunu ve hemen hemen her seferinde doktorlardan aynı şeyleri duyduğumuzu ve buradan çıkacağına inandığımı söyledim. Ve dün doktorumuz bana ‘gerçekten haklıymışsınız, çok güçlü bir çocuk’ dedi. Doktorları da başından bu yana şaşırtıyor. Çünkü 2 ya da 3 ay belki yaşaya bilir demişlerdi ama 2. yaşını doldurdu Ata.”
“Dualarla hayatta kalıyor”
Oğlunun şuanda burnundan oksijen aldığını, hayati riski henüz tam atlatmadığını belirten Özdemir, “Allah izin verirse birkaç gün sonra belki yoğun bakımdan çıkacağız. Ata doğduğu günden beri bir çok insanın duasını alıyor ve belki dualarla hayatta kalıyor. Dua eden herkesten Allah razı olsun. Benim inancım, bence dualar da atayı ayakta tutuyor. Devam etmesini de rica ediyoruz. Buradan çıktıktan sonra da çok zor süreç olacak bizim için.” İfadelerini kullandı.
Hukuki süreç devam ediyor
Oğlunun doğumunda ihmal olduğu gerekçesiyle başlatılan hukuki sürecin devam ettiğini de sözlerini ekleyen Tarık Özdemir, “Şuan İstanbul adli tıpta evraklarımız. Mahkemede dinledim onları, sinirlerime hakim olmaya çalıştım, oldum da. Bu her şeyden önce vicdan meselesi. Bu gibi durumlarda sadece açabileceğiniz dava maddi manevi tazminat davası olabiliyor. Ben en çok kızdığım konu, hastanenin avukatlarının yaptığı bir savunma vardı, ‘aile zenginleşmek için bu davayı açtı’ diye. Benim çocuğumun bir değeri yok. Maddi olarak da tabi ki ihtiyacımız var, çünkü özel gereksinimli bir çocuğu büyütmek bakmak zor. Devlet belirli bir yere kadar bu konuda size yardımcı oluyor. Birçok medikal ürünü kendimiz karşılamak durumundayız. Eşim Ata’ya baktığı için çalışamıyor. Benim bu davayı açmamdaki sebep, ataya daha rahat bir şekilde bakabilmek. Onun ihtiyaçlarını karşılayabilmek. Tıp her zaman ilerliyor, belki yarın bir gün bir ameliyatı çıkar.” diye konuştu.