Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde 20 yıldır kırtasiye işi ile uğraşan Mehmet Aksal, bu mesleği başladığından beri kitap okuyor. İş yerinde boş vakitlerini kitap okumakla değerlendiren Aksal, bu yönüyle özellikle öğrencilere örnek oluyor.
Dicle’de uzun yıllardır kırtasiyecilik yapan Aksal, iş yerini açtığı günden beri boş zamanlarını kitap okuyarak değerlendiriyor. Özellikle müşterileri olan öğrencilere örnek olan Aksal, genç neslin daha fazla kitap okumasına ön ayak olmaya çalışıyor. Esnaf olarak eğitimcileri yakından tanıdığını belirten Aksal, “İlçemiz öğrencilerine yeterli kadar kitap okutulmamaktadır. Bu durum roman satışlarımızdan belli. Öğrenciler benim çokça kitap okuduğumu görüp, bildiklerinden dolayı, zaman zaman gelip bana romanların konusunu soruyorlar. Bazı, öğretmen, öğrenci ve arkadaşlar, bu yaşta bu kadar çok kitap okuyuşumu takdirle karşılıyor. Bana özenerek gelip kitap okuyorlar. Kitapların özetlerini benden öğrenince, okuma istekleri artıyor" dedi.
“Kitaplar hayatımıza ve kişiliğimize renk katar”
Kitap okumaya daha erken başlayamamanın pişmanlığını yaşadığını kaydeden Aksal, şunları söyledi:
“Tüm insanlara tavsiyem kitap okusunlar. Ancak okudukça kitap okumanın değerinin farkına varılır. Kendim dahi, kitap okumayarak geçen yıllarıma yanıyorum, üzülüyorum. Keşke kitap okumaya daha erken yaşta başlasaydım. Bazen öğretmenlerle de kitap konusunda fikir alışverişinde bulunuyoruz. Kitapların hayatımızda bir ayrı yeri ve önemi var. Kitaplar bizim hayatımıza, kişiliğimize renk katar. Kitap okumakla davranışlarımıza daha çok dikkat ederiz. Kitap okumakla daha iyi doğaya, hayvanlara yani kısacası dünyadaki tüm varlıklara daha hassas bir gözle bakmamıza neden olur. Tüm yaşam alanlarını daha iyi analiz ediyorsunuz."
"Çocuklarım da bana özenerek kitap okuyor"
50 yaşında ve çocuk babası olduğunu aktaran Aksal, "İbadet yaptığım zamanlar dışında, boş zamanlarımda kitap okumaya gayret ediyorum. 4 evladım var. Çocuklarım da bana özenerek kitap okumaktadırlar. Aile içinde, kendi aramızda okuduğumuz kitaplarla ilgili fikir ve bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Kitabın konusunu seçmem. Elime geçen her romanı, kitabı okuyorum. Şu ana kadar dünya klasiklerini, Türk klasiklerini okudum. Ayrıca günümüzde olan roman ve hikaye kitaplarını okudukça, daha çok seçici olmak durumunda kalıyorum. Fırsat buldukça haftada 1 kitap okuyorum.
Bir kırtasiyeci esnafı olarak üzülerek belirtiyorum ki, roman ve hikaye kitaplarımızın satışı yok denecek kadar azdır. Ayda 3-5 kitap ancak alınıyor. Anne ve babalar, çocuklarını evde televizyon izlemek yerine, kitap okumaya teşvik etmeliler. Kitap okuyarak edindiğim birikim, beceri neticesinde dürüstlüğün, doğruluğun, bilginin, kültürün, kaliteli yaşamın anlam ve önemini daha iyi kavradım. Öğrenciler, pembe bir hayat çizeceklerine, kitap okuyup, doğru, başarılı bir şekilde yaşamlarına devam etmelidirler. Yaşım 50, 20 yıldır kırtasiyecilik yapıyorum. Mesleğim gereği okumaya başladım. İlkokul, ortaokul ile liseyi Dicle’de okudum. Maddi imkanım olmadığından dolayı üniversiteyi okuyamadım. Yüksek tahsili yapamamanın, daha çok okuyamamanın ezikliğini yaşıyorum. Geç de olsa, iş yerimde 20 yıldır belli aralıklarla kitap okuyarak, bu eksikliğimi giderebildim” diye konuştu.