TBMM Genel Kurulunda, CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül'ün, özelleştirme uygulamalarına yönelik eleştirileri ve Tank Palet fabrikasına yönelik sözleri üzerine, AK Parti ile CHP milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.
TBMM Genel Kurulunda görüşülen Adalet, Milli Savunma ile Hazine ve Maliye bakanlıklarının bütçeleri üzerinde CHP grubu adına konuşmalar yapıldı.
CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, yargının siyasallaşması halinde orada adaletin kalmayacağını savundu.
Cumhurbaşkanına hakaretten on binlerce dava açıldığını ifade eden Şener, "Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanıdır. O partinin Genel Başkanı eleştirildiği zaman, Cumhurbaşkanına hakaretten dört yıldan aşağı olmamak üzere hapis talebiyle davalar açılıyorsa, diğer partilerin genel başkanlarına yapılan hakaretlerde böylesine davalar açılamıyorsa, orada siyasi rekabet kurallarında bozulma var demektir, orada adalet yok demektir, orada zulüm var demektir." diye konuştu.
Hükümetin milli savunma politikasını eleştiren Şener, "Tank Palet fabrikasının yandaşlara peşkeş çekilmesi yanlıştır. Bu ülke adına tek başına karar verme yetkisine sahip bir ismin kendisinin, yakınlarının, akrabalarının, eşinin dostunun silah sanayisine, hele ana sektörlerine girmesi bu ülke için bir felakettir. Onun için savunma sanayisiyle ilgili tüm ana firmaların devletleştirilmesi lazımdır." dedi.
AK Parti'nin "Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele" diyerek iktidara geldiğini ancak bunları artırdığını ileri süren Şener, AK Parti'nin bunlara 3 İ'yi eklediğini söyledi. Şener, bunların işsizlik, iflaslar ve intiharlar olduğunu, hükümetin ekonomi politikasının işsizliği tetiklediğini, iflasları artırdığını savundu.
CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek, yargının bağımsız olmadığı bir ülkenin adalet dağıtma iddiasının olamayacağını ifade etti.
Türkiye'de yargının bağımsız da tarafsız da olmadığını öne süren Zeybek, bu gerçeği kabullenmemeleri halinde yargının hiçbir sorununu çözemeyeceklerini belirtti.
Zeybek, yargı paketlerinde yargının tarafsız ve bağımsız olacağına yönelik hiçbir maddenin olmadığını söyledi. Milletin yargıya güvenmediğini savunan Zeybek, "Yargının yürütmenin kontrolü altında olduğu gerçeğini kabul etmezseniz yarın yine 'yanıldık, aldatıldık' dersiniz. Aldanırsanız sadece yargıyı çökertmezsiniz, devleti de çökertirsiniz, altında siz kalırsınız. Sadece kendiniz için adalet istiyorsunuz. Adaleti yok edenlerin, bir gün mutlaka adalete ihtiyacı olur, sizlerin de olacak." ifadelerini kullandı.
CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse, Ceren Özdemir'in katiline kelepçe takmayan adaletin, "kadın cinayetlerini durduracağız" diyen kadınları, ters kelepçe takarak derdest ettiğini söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün, "Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye kalkmasın" dediğini, bunun bir feryat olarak algılanması gerektiğini söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, Türkiye'de çağdaş anlamıyla bir yargı organının olmadığını öne sürdü.Yargının tarafsız, bağımsız, etkin, çağdaş olmasını, kendi geliştirdiği içtihatlara uymasını, hızlı karar almasını, evrensel hukuk normlarına uyumlu olmasını beklediklerini dile getiren Emre, "Bizim yargının durumu bunlardan hangisine uyuyor?" diye sordu.
-"Hukuk askıda"
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, hukukun askıda, insan haklarının ayaklar altında olduğunu savunarak, KHK ile yapılan 132 bin işlemden dolayı mağduriyet yaşandığını ileri sürdü.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Adalet Bakanlığı bütçesi üzerindeki konuşmaların tamamlanmasından sonra söz aldı. 221 sayfalık Adaletin Kara Kaplı Defteri'ni hazırladıklarını anlatan Özel, eleştirilerin altındaki somut veriler, kanıtlar ve çözüm önerilerini Adalet Bakanı Gül'e sunacaklarını belirtti.
-"Ekonomi kısır döngü içinde"
CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, 2020'de öngörülen kişi başına 9 bin 738 dolar milli gelirin 2007'deki düzeye, 2022'de öngörülen 10 bin 534 dolarlık milli gelirin 2010'daki düzeye eşit olacağını söyledi.
Ekonomi politikasının iflas ettiğini ileri süren Hamzaçebi, bundan sadece bugünkü bakanı sorumlu tutmadığını, ekonomiyi yöneten AK Parti'li bakanların, en başta da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da sorumluluğu olduğunu iddia etti.
Hamzaçebi, dış kaynak girişiyle ekonomide büyüme sağlanabileceğini vurgulayarak, Türkiye'ye gelen yabancı sermaye hareketlerinin büyüme ile orantısını bir tabloyla gösterdi.
Ekonominin kısır döngü içinde olduğunu ifade eden Hamzaçebi, açıklanan programların derde deva değil, sabun köpüğü gibi olduğunu savundu.
Hamzaçebi, Erdoğan'ın, "Dolarlarınızı TL'ye çevirin." açıklamalarını anımsatarak, bankalardaki yabancı mevduatın toplam mevduata oranının 2019'da yüzde 50'nin üzerinde olduğunu belirtti.
- Milletvekilleri arasında gerginlik
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, özelleştirmelerden örnekler verdi.
Bülbül, "AKP'nin yerli ve millilikten o kadar uzak olduğunu gösteren en önemli olay şu; bu milletin dişinden tırnağından, çocuklarının rızkından artırdığı bağışlarla kurulan Tank Palet fabrikasını Katarlılara peşkeş çektiler ve çekiyorlar. Ama doymadılar. Güllük, Tekirdağ, Gökçeada Kuzu, Fenerbahçe Kalamış Yat limanları ve Taşucu Limanı'nı da satacaklar. Sizin özelleştirme dediğiniz, yandaşlarınız için bir güzelleştirmedir. Özelleştirme dediğiniz haram, hırsızlık, halkın hakkını çalıp 5 yandaşa peşkeş çekmektir. " diye konuştu.
Dokunulmazlığı olan milletvekilleri hakkında sürekli fezleke gönderildiğini söyleyen Bülbül, "Konuşanlara karşı yapılanların haddi hesabı yok. Dışarıda konuşmaya başlıyoruz, polis çıkıyor; sesimizi çıkarmaya çalışıyoruz, cezaevi yolu gözüküyor. Bunun hesabını da yarın soracağız." ifadelerini kullandı.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan sataşma gerekçesiyle söz alarak, Bülbül'e yanıt verdi.
Turan, tank palet fabrikasını binlerce kez anlatmalarına rağmen aynı şeyin söylenmesinin, başka niyete sahip olunduğunu gösterdiğini belirtti.
"Tank Paleti Koç alsaydı ağzınızı açmayacaktınız." diyen Turan, Koç, Otokar dahil herkesin yarıştığını anımsattı. Turan, ihalenin sonunda kamu hakkı adına en güzel rakamı veren şirketin bunu aldığını vurguladı.
Bülbül'ün, "Hesap soracağız." sözlerini anımsatan Turan, "Sizden korkan namert olsun. Bu yargı milletin yargısı, bu yargı CHP'nin yargısı değil. Halktan korkmuyoruz, hesabı halka vereceğiz, halkın dediği baş tacı." diye konuştu.
Turan'ın kürsüdeki konuşması sırasında CHP ile AK Parti milletvekilleri arasında karşılıklı laf atma ve sataşmalar oldu. Sataşmaların büyümesi üzerine AK Parti ile CHP milletvekilleri birbirlerinin üzerine yürüdü. Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç birleşime ara verdi.
Verilen arada da milletvekillerinin tartışması devam etti. Araya AK Parti ve CHP'li idare amirleri, diğer milletvekilleri girerek, kavgayı önlemeye çalıştı.
Milletvekillerinin yerine oturmasının ardından Bilgiç, birleşimi yeniden açtı.