İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, "Bugün yaptığımız gibi geçen hafta yaptığımız gibi enerjimizin çok önemli bir kısmını önceden planlı programlı bir şekilde afet risklerinin ortadan kaldırılmasına ayırmak zorundayız." dedi.
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından düzenlenen ve heyelan afetini farklı açılardan ele alarak, konunun uzmanları ve karar vericiler ile değerlendirmeyi hedefleyen 3. Ulusal Heyelan Sempozyumu başladı.
AFAD Konferans Salonu'ndaki sempozyumun açılışında konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Çataklı, dünya nüfusunun sayısal olarak arttığını aynı zamanda nüfusun da belirli alanlara, şehirlere toplandığını belirtti.
Afet sayısının arttığı bir dünyada afetin etki alanının da yükseldiğini ifade eden Çataklı, afetin verdiği maddi zararın da arttığı dünya tablosuyla karşı karşıya olunduğunu söyledi.
Çataklı, 1999'daki Marmara Depremi'nden sonra Türkiye olarak afet konusunda hem ciddi bir yapılanmaya hem de bir stratejik bakışa sahip olduklarını aktararak, şöyle devam etti:
"Kentsel dönüşüm projeleri üretmek, Türkiye'de afet yönetim kapasitesi üretmek, bunu bir kurum çatısı altında yönetmek ki bu kapsamda AFAD Başkanlığımız kuruldu, afet süreçlerine geniş bir vizyonla afet öncesine hazırlık, afet anında müdahale ve afet sonrası iyileştirme olarak 3 başlıkta bakmak, buna ait stratejik planlar üretmek, tatbikatlar üretmek, modern cihazlar almak, yüksek bir beşeri ve teknik kapasite kullanmak, sivil toplumu belirli bir disiplin içinde işin içine dahil etmek, daha önce olmayan bir gönüllülük sistemi oluşturmak, topluma bir afet bilinci aşılamak ve hazırlanmayı sağlamak için sürekli olarak kampanyalar yapmak ve afetlere hazırlık konusunda toplumla sürekli iletişim halinde olmak, bana sorarsanız bütün bu saydıklarımdan sonra Türkiye, son dönemde ilk düğmeyi doğru ilikledi, önemli adımlar attı."
- "Enerjimizin çok önemli bir kısmını afet risklerinin ortadan kaldırılmasına ayırmak zorundayız"
Türkiye'nin, afet müdahale konusunda bugün dünya ölçeğinde önemli mesafe alan bir ülke olduğunu vurgulayan Çataklı, afet sonrası iyileştirme anlamında da hızlı ve başarılı olduklarına dikkati çekti.
Çataklı, odaklanılması gereken en önemli konunun ilk aşama olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Yani afet öncesi hazırlık ve risk azaltma. Bunun için de özellikle kentsel dönüşüm önemli, toplumun afet eğitim düzeyinin artırılması önemli, risk azaltma planları var. Bu aşamalara ait ciddi hepimizin gayretleri var, çalışıyoruz. Ancak ihtiyacımız olan hala tek şey var, topyekun bir gayret ve teyakkuz hali. Hepimiz bir afet haberi aldığımızda telaşlanıyoruz, stres yapıyoruz, yüreğimiz ağzımıza deyim yerindeyse geliyor. Bir koşturmaca telaşla günlerce tüm kamunun imkan ve kapasitesini kullanarak gayret ediyoruz. Bugün yaptığımız gibi geçen hafta yaptığımız gibi enerjimizin çok önemli bir kısmını, önceden planlı programlı bir şekilde afet risklerinin ortadan kaldırılmasına ayırmak zorundayız. Bunu hep konuşuyoruz, maliyet kısmını, kamuya ne katacağını, ne kadar insanın hayatını kurtarılabileceğini konuşuyoruz ama uygulama konusunda daha fazla gayrete ihtiyacımız olduğu muhakkak. Onun için bugün bu çalışma çok kıymetli. Buradan hepimiz dersler alacağız, bunları programlayacağız, dersler alacağız. İnşallah yaptığımız bu tür her faaliyet, afet anında bizi daha az yoracak, daha az kayıplara yol açacak bir aşamaya getirir."
- Sempozyumda heyelanların sosyo-ekonomik ve çevresel etkileri de değerlendirilecek
AFAD Başkanı Yunus Sezer, sempozyumda afet yönetimi, eğitimi ve farkındalığı, heyelan haritalamaları, envanter, duyarlılık, tehlike ve risk, heyelan araştırmalarında yeni teknolojiler, afet mevzuatı, mekansal planlama, heyelan ıslahı, izleme ve erken uyarı sistemleri, iklimsel değişim ve heyelanlar, heyelanların sosyo-ekonomik ve çevresel etkileri gibi değerlendirmelerin ortaya konulacağını kaydetti.
AFAD'ın, uzun yılların afet ve acil durum deneyimini içinde barındıran, son yılların bilgi ve teknolojini kullanan Türkiye'nin en güzide kurumlarından biri olduğunu ifade eden Sezer, afetlerde "Türkiye'nin Ortak Gücü" sloganıyla, gayretlerinin büyük bir bölümünü, afet öncesine yönelik alınacak tedbirler için sarf ettiklerini dile getirdi.
Sezer, afeti olmadan önlemenin, olası can ve mal kayıplarının önüne geçmenin, tedbirli ve hazırlıklı olmanın, en büyük görevleri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'nun ortaya koyduğu 'Afetlere Karşı En Güvenli Ülke Olma' vizyonuna uygun çalışmalar ortaya koyuyoruz. 1945 yılından bu yana heyelan araştırmaları yapılmaktadır. Bizler de AFAD olarak uzun bir çalışmanın sonucunda, 81 ilimizdeki afet tehlikelerini tek bir haritada görmek için 'Bütünleşik Afet Tehlike Haritalarını' hazırladık. Bu sayede heyelan, kaya düşmesi ve çığ afetlerini, üst üste detaylı ve tek bir afet haritasında görüyor ve bunları ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşıyoruz. Yine dijital haritalar üzerinden Afet Risk Azaltma Sistemi (ARAS) ile şehir şehir risk analizlerini çıkartıyoruz."
Türkiye'de meydana gelen heyelanlar ve bunlara ilişkin veriler incelendiğinde, çoğunlukla kaya düşmesi, kayma ve akma türü heyelanlarla karşı karşıya kaldıklarını anlatan Sezer, şöyle konuştu:
"Jeolojik ve jeomorfolojik özellikler ele alındığında ise başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere, Doğu Anadolu ve Orta Anadolu bölgeleri heyelanların sıkça gerçekleştiği yerlerin başında gelmektedir. Ülkemizde, depremlerden sonra en çok meydana gelen, yapı ve kamu tesislerine en çok zarar veren afet olayı, heyelanlardır. Bu anlamda, 1980-2020 yılları arası yani son 40 yılda, Türkiye'de yaşanan heyelan sayısı 26 bin 50. Bu yıllar arasındaki heyelan, ülkemizdeki deprem harici doğal afetler arasında yüzde 57,6 ile ilk sırayı alıyor. Son 10 yılda en çok heyelan yaşanan 5 ilimiz ise Rize, Trabzon, Ordu, Samsun ve Düzce'dir."
Sempozyum, yarın sonra erecek.