Otuzlu yaşlar hem çok güzel hem de biraz sorunludur. Güzeldir çünkü okul dönemi atlatılmıştır. Genellikle maddi olarak en iyi dönemlerimizi yaşarız ya da en güzel günlerin beklentisi içine gireriz. Ancak her zaman durum böyle olmayabilir. Her birimiz kendimizden birçok başarı bekleriz. Bize emek veren ebeveynlerimiz, bizden onları gururlandıracak bir şeyler yapmamızı bekler ya da biz öyle zannederiz. Beklentiler yükseldikçe kendimizi eleştirip dururuz. Hedeflerimizin ne kadarına ulaşabildiğimiz, seçimlerimizin ne kadarından memnun olduğumuz her an içimizi kemirir.
Çocukluk, ergenlik, gençlik derken bir de bakarsınız ki, pastadaki mum sayısı iyice azalmış. Yaş arttıkça doğum günündeki mum sayısının azalması tuhaf olsa da genellikle bunun sebebi, gerçek yaşımızla yüzleşmekten kaçınmamızdır. Yaş 30’u aştıkça bunalıma girmemizin ve aynalara bakmaktan çekinmemizin sebebi de budur. Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, 30 yaş sendromunu ve bu sendromu ortaya çıkaran korkuları anlatıyor.