Bu yıl 4.’sü düzenlenen Ulusal Okul Öncesi Eğitim Semineri “Altınçağ’da Çocuk Olmak” başlığı altında İhlas Koleji Beylikdüzü Kampüsü Büyük Konferans Salonu’nda yapıldı.Özel Öğretim Kurumları Birliği (ÖZKUR-BİR) tarafından düzenlenen ve İhlas Koleji ev sahipliğinde gerçekleştirilen sempozyumda, okul öncesi eğitim konusunda uzman akademisyenler, okul öncesi eğitim veren yaklaşık 750 katılımcıya birbirinden değerli bilgiler verdiler.Sempozyuma, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü İzleme ve Denetim Koordinasyon Daire Başkanı Mehmet Baran, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Murat Altınöz, İl ve İlçe Şube Müdürleri, Maarif Müfettişleri, ÖZKUR-BİR Yönetim Kurulu Başkanı Hami Koç, Başkan Yardımcısı Adem Yıldırtan, Yönetim Kurulu Üyeleri, akademisyenler ve çeşitli kademelerde resmi ve özel okullarda görev yapan öğretmenler katıldı.Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Hami Koç, Altınçağ’da çocuk olmanın çok kıymetli olduğunu söyledi. Son 10 yılda ülkemizde okul öncesi eğitim alanında önemli gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Koç, “Bundan 10 yıl önce yüzde 5 civarında olan okul öncesi eğitim oranı, günümüzde yüzde 50’leri geçmiş durumda. Ülkemizde okul öncesi eğitimin önemli hale gelmesi oldukça sevindiricidir ”dedi. Sempozyum komite heyetine, İl Milli Eğititim Müdürlüğü’nde destek veren yetkililere teşekkür etti.“Gelecekte çocuklarımıza nasıl yardımcı olacağımıza dair fikir paylaşımlarının oluştuğu bir ortamdan dolayı çok mutluyum” diyen Koç, değerler eğitimi konusunda önemli çalışmalar yapan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız’a da teşekkür etti.Sürdürülebilirlik noktasında böyle sempozyumların düzenlemesinin önemli olduğunu vurgulayan Dr. Muammer Yıldız, bu tip organizasyonların dördüncüsünün düzenlenmesi için fedakarlık gerektiğini söyledi. ÖZKUR-BİR Yönetim Kurulu Başkanı Hami Koç’a emeklerinden dolayı teşekkür eden Yıldız, böyle bir organizasyonda bulunduğu için mutlu olduğunu söyledi.Ülkemizde eğitimin geldiği noktanın oldukça değerli olduğunu ifade eden Yıldız, bu aşamaya gelinebilmesi için büyük çaba sarf edildiğini ifade etti.Okul öncesinin çok önemli olduğunu belirten Yıldız, temel eğitim olarak görülen bu dönemin, kamu kurumları tarafından da desteklendiğini söyledi. Eğitimin, anne karnından başlayan bir süreç olduğunu vurgulayan Yıldız, bu süreci en iyi şekilde desteklemek için bakanlığın da desteğiyle oldukça yoğun çalıştıklarını ifade etti.Sempozyumun ilk konuşmacısı olan Biruni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel, “Çocuklarda Nörolojik Gelişim” konulu sunumunu yaptı. Bir çocuğun nasıl yetiştirilmesi gerektiğine dair önemli tespitlerini dinleyicilerle paylaşan Yüksel, anne babanın üzerine düşen sorumlulukları da anlattı. Çocuğun kişiliğinin gelişmesinde, anne babanın yönlendirmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Yüksel, çocuklarınızı kendinize benzetmeyin dedi. Hiçbir çocuğun başka bir çocuktan daha zeki olmadığına dikkat çeken Yüksel, her çocuğun farklı yetenekleri olduğunu vurgularken, önemli olanın bu yeteneği altınçağda yakalayıp çıkartmak olduğunu ifade etti.Anne baba kendini yetiştirirse bu yeteneklerin DNA yoluyla çocuğa da geçtiğini vurgulayan Yüksel, “DNA özellikleri geçse bile çevre çok daha etkili oluyor. Çevremiz bizi etkiliyor. Buna dikkat etmeliyiz” dedi.Çocuğun gelişiminde oyunun yerine işaret eden Yüksel, yedi yaşına kadar bir çocuğun mutlaka oynayarak kendi gelişimini tamamlaması gerektiğini söyledi. 7-15 yaş arası çocukla arkadaş olunabileceğini söyleyen Yüksel, “Yedi yaşından sonra çocuğunuzla istişare edin. Kendiniz gibi yetiştirmeyin” dedi.Üç yaşına kadar çocukların çift taraflı iletişim sağlamayan ve tek taraflı görsel yükleme yapan öğelerden uzak tutulması gerektiğini ifade eden Yüksel, bu yaş aralığında çocukların bu tarz cihaz ya da araçlara ilgi göstermesinin normal olduğunu, ama özellikle tablet gibi araçlardan en azından 3 yaşına kadar uzak tutulması, daha sonrasında ise sınırlı olarak izin verilmesi gerektiğini söyledi.Biruni Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Bacanlı ise aile içinde gücün kimde olduğuna işaret etmek için ilginç tespitlerde bulundu. İnsan ilişkilerinin olduğu her yerde bir güç ilişkisi olduğunu vurgulayan Bacanlı, “Anne babalık diye bir şey yoktur. Annelik, babalık birer roldür. Elbise gibi düşünün. Annelik, babalık ve çocukluk da böyle bir roldür” dedi.“Eskiden aileler birlikte kaldıkları için babaanneler ya da nineler tecrübelerini aktarıyorlardı. Şimdi baktığınız da çekirdek aile dışında evde kimse kalamıyor. Çünkü anne babaların daha tecrübeli olanlara tahammülü yok. Bu sebepten de anne babalığı bilmeyen ebeveynler var ”dedi.Konuşmasının sonunda aile içindeki güç probleminde asıl sorunun anne babayla ilgili olduğunu vurgulayan Bacanlı, “Özellikle Türk ailesinde bütün kadınlar, erkeği evin reisi olarak öne sürerler, ama arka planda evin reisi kendileridir. İşin doğası da budur. Anne babalar da çocuğu böyle öne sürebiliyorlar. Bu durumda evde erkeğin durumu neyse çocuğun durumu da odur” diyerek sözlerini bitirdi.Psikolog Yusuf Menki de okul öncesi dönemdeki çocuklarda görülebilecek öğrenme, davranış ve uyum sorunları hakkında geniş kapsamlı bilgiler verdi. Konuşmasında birlikte çalıştığı çocuklardan da örnekler sunan Menki, karşılaşılabilecek durumların değerlendirilmesi noktasında tanı konulmasının önemine vurgu yaptı.Birçok çocuğun yaşadığı problemleri, özellikle resimlere ve çok basit şekil çizme çalışmalarına yansıttığını ifade eden Menki, öğretmenlerden bu durumdaki öğrencilerini tespit ederek gerekli yönlendirmeleri yapmalarını istedi.Verilen aranın ardından devam eden sempozyumun ikinci bölümünde Davranış Bilimleri Uzmanı Yeşim Varol Şen, “Okul Öncesi Dönemde Çocuk Disiplini” konulu konuşmasını yaptı. Günün son konuşmasını gerçekleştiren Yrd. Doç. Dr. Özgül Polat da çocuğun anaokuluna başlama sürecini anlattı.Sempozyum süresince 0-6 yaş grubu çocuklar için eğitici ve öğretici materyallerin yer aldığı bir de eğitim fuarı düzenlendi. Yetenek Sizsiniz yarışmasının yarı finalistlerinden Hasan Şahin de Gölge Show gösterisiyle sempozyuma renk kattı.