Gaziantep Üniversitesi (GAÜN)Enerji Sistemleri Mühendisliği ve Enerji Yönetim Merkezi tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Enerji & Mühendislik Kongresi GAÜN Mâvera Kongre ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Toplantının açılış konuşmasını yapan GAÜN rektörü Prof. Dr. Ali Gür, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının ancak yeni nükleer santrallerin kurulmasıyla mümkün olabileceğini belirterek, “Sözde çevreciler nükleer santrallere karşı çıkarak bağımlılıktan kurtulmamızı istemiyorlar” dedi.
Enerjide dışa bağımlıyız
Toplantının açılış konuşmasını yapan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, dünyanın merkezi Ortadoğu’nun enerji savaşlarının göbeğinde olduğunu belirtirken, “Kaynak olarak Türkiye çok zengin. Rüzgar enerjisi derseniz var, güneş enerjisi çok yaygın. Amayeterince belli bir kapasiteye ulaşamadık. HES’ler derseniz var, ancak bütün bunları yaparken, Türkiye sanayileşmesini çok hızlı bir şekilde sürdürüyor” dedi. Türkiye’nin enerji açığını bir türlü kapatamadığına işaret eden rektör Prof. Dr. Ali Gür, “Maalesef, enerjiyi ithal etmek zorundayız. Bunu kapatmak için iki yönteminiz var. Ya siz yeni enerji kaynakları bulacaksınız ya da ithal ettiğiniz enerjiyi mümkün olduğu kadar tasarruflu kullanacaksınız. O yüzden evlerimizdeki elektrik lambalarının açılıp kapatılması bile tasarruf açısından çok önemli” şeklinde konuştu.
Nükleer enerjiye ihtiyacımız var
Türkiye’nin enerji konusunda yüzde 75 oranında dışa bağımlı olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Gür, bu açığı kapatmanın ancak yeni enerji kaynaklarıyla mümkün olduğunu belirttiği konuşmasını şöyle sürdürdü: “HES’ler, rüzgar enerji tünelleri, güneş enerji panelleri bütün bunlar çok amaçlı olarak kullanılabilir. Ancak bunların ürettiği enerjinin kapasitesi Türkiye’nin tüketiminin çok altında. Nükleer enerji dediğimizde hemen doğaya zarar vermeyecek mi sorusuna muhatap oluyoruz. Amerika’nın 99 tane santralini ve buna ilave olarak 21 tane santral kurmasını nereye koyacağız? Hani çevreci örgütler? Finlandiya da altı taneye ilaveten iki tane daha yeni nükleer santral yapılıyor. Yanıbaşımızda Bulgaristan da iki tane, Ermenistan da bir tane var. Çin’de 26 tane daha nükleer enerji santrali yapılıyor. Biz Türkiye de kıyamet koparan Gerenpeace’ciler nerede? Neden onlar için hiç ses çıkartmıyorlar? Mesele çevre değil, mesele Türkiye’nin enerji açığını kapatmasına engel olmaktır. Bir dönem altın rezervleri kullanılırken Türkiye deki kapasiteyi kullandırtmayanlar gibi. Biran önce en mükemmel şekilde korunaklı, bütün tedbirler alınmış olarak birkaç tane daha nükleer enerji santrali kurmamız gerekiyor. Türkiye’de kuracağımız on tane nükleer santral enerji açığımızı kapatıyor.”
Çevreci santraller yapıyoruz
SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, SANKO Holding kuruluşlarından Sanko Enerji’nin bugüne kadar1.5 milyar Dolar yatırım yaparak 6 hidroelektrik ve 2 rüzgar santrali ile 3 jeotermal santralini tamamladığını belirtti. Bu santrallerin tamamı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşan toplam 725 MW kurulu güçle yılda 2.7 milyar kwh elektrik ürettiğini kaydeden Konukoğlu konuşmasının devamında şunları söyledi: “2020 yılı sonuna kadar yapacağımız 200 milyon dolarlık ek yatırım ile kapasitemizi 900 megavata çıkartarak, yılda 3.4 milyar kwh elektrik üretmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki süreçte petrole yönelik çalışmalarımız da olacak. Yenilenebilir enerjiye dayalı üretim ile sağladığımız karbon azalımı, teknoloji ve verimlilik odaklı elektrik üretim yatırımları ile sürdürülebilirliğe önemli katkı sağlamaktayız. SANKO Enerji olarak gelecekte, ülkenin mevcut yenilenebilir kaynaklarının değerlendirerek ülke ekonomisine katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Şunu da belirtmekte fayda görüyorum. Bizim yaptığımız enerji santrallerinde doğanın korunmasına azami gayret gösterilmiştir. Nitekim. Karadeniz’de yaptığımız santralde ağaç kesilmesini önlemek için dağları delip tünellerle suyu taşıdık. Bu bize 20 milyon dolarlık bir harcama yükü getirdi. Ancak, bir tek ağaç dahi kesmeden projeyi tamamladık.”
Su akıyor, Türk bakmıyor
Konuşmasının devamında, enerji ve ekonominin birbirinden ayrılmaz iki kavram olduğunu kaydeden SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, sözlerinin devamında özetle şunları söyledi: “Enerji denince ekonomiyi, ekonomi denince de enerjiyi düşünmemek mümkün değil. Dünya genelince çatışmaların olduğu yerlere baktığınızda, sorunun petrol, yani enerji kaynaklı olduğunu görüyorsunuz. Bunu görünce de ‘İyi ki bizde petrol yokmuş’ demekten geri kalmıyorum. SANKO olarak kendi tesislerimizin kesintisiz ve kaliteli enerji ihtiyacını karşılamak için kojonerasyon tesisi kurarak sektöre adım attık. Verimli enerji, en az enerjinin varlığı kadar önemlidir. 2006 Yılından itibaren enerji yatırımlarına başladık. Ak Parti iktidarı enerjide özel sektörün önünü açtı. Eskiden su akıyor, Türk bakıyordu. Şimdi, Türk bakmıyor değerlendiriyor. Biz, tekstilm kökenli bir kuruluşuz. Amiral gemimiz de tekstildir. Ama, barajlar, nehir tipi santraller, rüzgar santralleri ve jeotermal santraller kurduk. İşin sırrı o işi bilmek değil, o işi sevk ve idare etmektir. Bunu yapabiliyorsanız, o işi iyi bileni de bulursunuz.”
Zamanın ruhunu iyi okumalıyız
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin çevreci ve bu konuda sürekli yatırımlar yapan bir belediye olduğunu belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise, sürdürülebilir kalkınma, dünyada artık ekonomik kalkınmanın enerji kalkınması anlamına geldiğini belirterek başladığı konuşmasında,bu meselenin çok stratejik ve önemli olduğunu, artık tüm ülkelerin kendi enerji, yatırım politikalarını ve rekabet etme gücünü artırmaya çalıştığının görüldüğünü belirterek şunları söyledi: “Büyük bir yarış var. Ülkeler, sektörler, üniversiteler, toplumlar, bireyler yarışıyor. Bu acımasız rekabetin içerisinde donanımlı ve dirençli olarak bu yarışta başbaşa gitmek zorundayız. Çünkü biz büyük bir milletiz. Büyük hedeflerimiz, hayallerimiz var. Bu hayallere ulaşmamız lazım.”
En büyük gücümüz üniversitelerimiz, beşeri sermayemiz
Medeniyet tarihi incelendiğinde, dünyanın sözünü her zaman bilgiye sahip ülkelerin söylediğine işaret eden Gaziantep Büyükşehir belediye Başkanı Fatma Şahin, bilginin en büyük güç olduğunu ve bilgiye sahip çıkanları iktidar yaptığını kaydederek şöyle devam etti: “Dünya siyaset tarihini, medeniyet tarihini inceleyin. Medeniyetler kuran ülkelerin, dünyada söz sahibi olan medeniyetlerin o zamanın bütün imkanlarını ve bilgisini kullandığını görüyoruz. İşte o yüzden bugün Silikon Vadilerini kurmadan bu alanda söz sahibi olmamız mümkün değil. Sanayi devrimi, tarım devrimi bunların hepsini kısmi olarak yaşadık. Şu anda bilgi ve teknoloji çağının çok acımasız rekabetini yönetiyoruz ve artık bilgi ekonomisinden bahsediyoruz. En büyük açığımız teknoloji açığımız. En büyük gücümüz üniversitelerimiz, beşeri sermayemiz, yetişmiş insan gücümüz.”
Enerji konusunda teknolojiler geliştirmemiz lazım
Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı ve Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. AdemAtmaca ise, “Yanı başımızdaki bütün sıkıntının nedeni aslında enerji. Dünyanın petrol rezervinin yüzde 50’ye yakını Orta Doğu’da. Bizim jeolojik açıdan rezervimiz çok yok gibi. Bize düşen şu; üniversitelerolarak çok acil enerji konusunda teknolojiler geliştirmemiz lazım. Teknolojik açıdan ilerlemek önemli ama enerji konusundaki teknolojileri geliştirmek çok daha önemli” şeklinde konuştu.