Libya’da karaciğer yetmezliği teşhisi konulan 6 aylık Ahmad Hussein, Bursa'da yapılan ameliyat ile hayata tutundu. Babasından alınan 210 gramlık karaciğer, yaklaşık 8 saat süren operasyon ile minik çocuğa nakledildi. Başarılı geçen bir ameliyatın ardından Libyalı aile, sevinç gözyaşları ile ülkelerine döndü.
Libya'da yaşayan 6 aylık Ahmad Hussein'e doğuştan safra yolları oluşmadığı, sarılık sebebiyle sağlık sorunları yaşadığı ve ağır karaciğer yetmezliği teşhisi konuldu. Türkiye’ye getirilen bebeğe, Acıbadem Bursa Hastanesi’nde Karaciğer Nakli Bölümü Sorumlusu Prof. Dr. Remzi Emiroğlu tarafından, Babadan alınan 210 gramlık karaciğer küçültülerek, 7 buçuk kiloluk bir bebek için ideal büyüklüğe indirildi ve ardından karaciğer nakli gerçekleştirildi. Vücut ağırlığı 7 buçuk kilo olan ve ameliyatı büyük risk taşıyan Ahmed Hussein, yaklaşık 8 saat süren başarılı operasyonun ardından hayata tutundu.
"ESKİDEN AMELİYAT İÇİN YURTDIŞINA GİDİLİRDİ, ŞİMDİ TÜRKİYE'YE GELİYORLAR"
Ahmad'ın Acıbadem Hastanesi'nde nakil yapılan en küçük çocuk olduğunu dile getiren Karaciğer Nakli Bölümü Sorumlusu Prof. Dr. Remzi Emiroğlu, "53. naklimizi yaptık. Daha önce 2 yaşında bir çocuğumuz vardı. Ahmad bunlar içerinde en küçüğümüz. İnsanlar eskiden nakil olmak için Türkiye'den yurt dışına giderlerdi. Şimdi yurt dışından Türkiye'ye geliyorlar. Bu ülkemiz için büyük bir kazanç. Bu kadar küçük bir çocuğa nakil yapılması hem teknik, hem ekip olarak çok büyük bir donanım gerekiyor. Böyle bir hastanenin de Bursa'da olması, Bursa için çok büyük bir kazanç. Ahmad, bir hazırlık dönemi geçirdi. Geldiğinde karaciğer yetmezliğindeydi. Nakil dışında hiçbir şansı yoktu. Ameliyatı yapan ekibin başarısı ve tecrübesi önemli ama yardımcı personelinde çok büyük gayretleri oldu. Hastayı ameliyat etmek değil, sağlıklı bir şekilde taburcu etmekte önemli" diye konuştu.
"AMELİYAT 7-8 SAAT SÜRDÜ"
Ameliyatın 7-8 saat sürdüğünü ifade eden Emiroğlu, "Gönül isterdi ki bu çocuğun naklini kadavradan yapabilelim. Ancak şartlar oluşmadı. Baba gönüllü oldu ve karaciğeri babadan aldık. Verici olmak çok kolay değil. Belirli riskleri olan bir ameliyat. İnsanın çocuğu veya eşi olduğu zaman hiç düşünmeden bu riski göze alabiliyor. Bizim cerrahi ekip olarak tek dileğimiz, kadavra bağışını arttırabilmek ve kadavradan nakil yapabilmek. Baba bir hafta sonra taburcu oldu. Herhangi bir sıkıntısı yok. Alıcı ile verici aynı anda ameliyata giriyorlar. Vericinin ameliyatı ortalama 4 saat sürüyor. Verici için binde 5 oranında ölüm riski var. Bunu kendilerine söylüyoruz. Çok büyük bir risk değil. Türkiye'de trafik kazası geçirerek ölme riskine eşit. Çocuğun ameliyatı ortalama 7-8 saat sürdü. Sabah 8'de başlayan ameliyat, akşam saat 6 gibi bitti. Çocukta da riskler var. Şuan çocuk veya babanın hayati riski yok. Libya'ya dönüyorlar. Taburcu olmalarının üzerinden 3 hafta geçti. Burada takip ettik. Hiçbir sıkıntı yok" diye konuştu.
"DOKTORLARIMIZI İKİNCİ AİLE OLARAK GÖRÜYORUM"
Baba Hussein Almjdob ise, "Buraya gelmeden önce araştırdım, sordum. Türkiye'deki hastenelerin gelişmiş olduğunu öğrendim ve buraya geldim. 2 çocuğum daha var. Hastalığı süresince çok acı çektik. Doktorlarımızı da ikinci bir aile olarak görüyorum. Onlara çok teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.