Polatlı'nın Uzunbeyli Mahallesi'nde kaybolan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara'yı arama çalışmalarına devam edildi. Çocuklarının sağlığından endişe eden aile, küçük Eylül'ün biran önce bulunmasını istedi.
Ankara'nın Polatlı ilçesine bağlı kırsal Uzunbeyli Mahallesi'nde 22 Haziran'da evlerinin yakınında oynadığı sırada kaybolan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara'yı arama çalışmaları, 5. gününde de devam ediyor.
Çalışmalara Ankara İl Jandarma Komutanlığı, Emniyet Müdürlüğü ve AFAD ekiplerinden 38 personel katılıyor.
Arama çalışmalarında canlı insan arama, iz takip ve kadavra köpek timleri ile keşif uçağı, drone, motorlu yamaç paraşütü de kullanılıyor.
Vatandaşlar da ilk günden beri arama çalışmalarına katılarak, küçük Eylül'ün bulunması için ekiplere destek oluyor.
Uzman ekipler ile vatandaşlar tarafından yapılan arama çalışmalarında bugüne kadar herhangi bir ize ulaşılamadı.
- Bisikleti otların arasında bulundu
Baba İbrahim Yağlıkara, sabah ailesiyle kahvaltı yaptıktan sonra Konya'nın Çeltik Kasabası'ndaki pazar yerine gittiğini söyledi.
Evine döndükten sonra eşinden aldığı kavunu kesmesini ve çocukları Eylül'ü çağırmasını istediğini belirten Yağlıkara, o sırada evlerine gelen yeğeni Boran'ın kendisine Eylül'ün sokakta olmadığını söylediğini aktardı.
Yağlıkara, dışarı çıktıklarında kızları Eylül'ün bisikletini otların arasında bulduklarını ancak kendisini bulamadıklarını, bunun üzerine jandarmaya müracaat ettiklerini ifade etti.
O gün kızının, evinin önünde oynadığı Uğur isimli kişinin tavırlarından şüphelendiğini anlatan Yağlıkara, söz konusu kişiye ve annesine sorduğunda Eylül'ü görmediklerini söylediklerini aktardı.
İbrahim Yağlıkara, olayla ilgili bir kişinin tutuklanmasına ilişkin "Bütün komşularım, görevliler, herkes buradaydı. Sabaha kadar aradılar. Yeğenim eve gelip iz takip köpeklerine koklatmak üzere Eylül'ün kıyafetini isteyince Uğur'un annesi Huriye kendi evine gitmiş. Uğur da o anda evden ayrılmış." dedi.
Yağlıkara, tutuklu bulunan şüphelinin, olayın gerçekleştiği günün akşamında Konya'nın Çeltik Kasabası'nda olduğunu ileri sürdü.
- "Yüreğimiz yanıyor"
Arama çalışmalarının havadan ve karadan devam ettiğini belirten Yağlıkara, "Ailemiz şu anda bitkin halde. Ciğerimiz, yüreğimiz yanıyor. Bu caniler bulunsun. Benim ciğerim yandı, başkalarının ciğeri yanmasın. Bulunursa bu canilerin gereğini devletin bir an evvel yapmasını istiyoruz." diye konuştu.
Yağlıkara, şüphelinin evinde yapılan aramada kanlı bir eldiven bulunduğunu ve aracında yapılan incelemede ise bir paspasın yıkanmış halde bulunduğunu söyledi.
DNA testi için kendisinden kan örneği ve tükürük alındığını kaydeden Yağlıkara, şüphelinin tutuklanarak cezaevine konulduğunu anlattı.
- "Evladımı bana getirsinler"
Anne Şerife Yağlıkara ise en kısa zamanda çocuğuna kavuşmayı ümit ettiğini belirterek "Allah rızası için evladımı bana getirsinler." dedi.
Yaşadıklarının, bir annenin yaşayabileceği en zor durum olduğunu vurgulayan Yağlıkara, "Bekleyiş çok zor. Nasıl yaşadığını bilmemek, ne durumda olduğunu bilmemek çok zor, anlatılacak gibi değil. Allah bunu düşmanıma bile yaşatmasın." diye konuştu.
- "Eylül'ün bisikleti çalıların arasında yatıyordu"
Eylül kaybolmadan önce kendisini en son gören kuzeni Boran Yağlıkara da olayın yaşandığı gün kuzeniyle bisiklet sürdüklerini daha sonra şu an tutuklu bulunan şüphelinin evinin önünde arkadaşlarını beklemeye başladıklarını anlattı.
Zanlının, bisikleti kirli olduğu için kendisini bisikletini temizlemeye gönderdiğini belirten Yağlıkara, şunları kaydetti:
"Eylül'e 6-7 kere demişimdir 'Gel Eylül gidelim, zaten 5-10 dakika sonra işimiz biter' diye. Eylül gelmedi, orada ayrıldık. Gittim evde bisikletimi yıkadım. Biraz yorulmuştum. Evde yarım saat dinlendim. Nida geldi, bizim avluda 10 dakika falan bisiklet sürmüşüzdür. 'Muhammet'lere gideceğim. Onlar da gelmişlerdir, Eylül de orada bekliyor' dedim. O da arkamdan geldi. Eylül'ün bisikleti çalıların arasında saklanmış şekilde yatıyordu. Uğur amcaya 'Eylül burada mı?' diye sorduk 'Yok' dedi. Etrafa baktık, Eylül'ü göremedik."