Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Romanların topluma entegrasyonunda eğitimin büyük önem taşıdığına vurgu yaparak, "Ayrımcılığın ortaya çıkmasının en önemli sebeplerden birisi aslında Romanların ya eğitim sistemine hiç dahil olmamaları ya da eğitimlerini tamamlamamaları" dedi.Berger, Mersin’deki Lan F. Hancock Roman Araştırmaları Arşiv ve Kültür Merkezi’ni ziyaret ederek Akdeniz Roman Dernekleri Federasyonu (AKROMFED) Başkanı Ali Daylan ve ekibinden, devam eden AB destekli projeler hakında bilgi aldı.Ziyaretiyle ilgili gazetecilere açıklamalarda bulunan Berger, Roman Araştırmaları Arşiv ve Kültür Merkezi’nin, Akdeniz Roman Dernekleri Federasyonu için çok önemli bir merkez olduğunu söyledi. Bir süredir Türkiye’deki Roman topluluklarına destek verdiklerinin altını çizen Berger, Avrupa’da da aynı şekilde Romanların özellikle eğitim alanında topluma daha iyi entegrasyonunu sağlayabilmek için verdikleri desteklerin devam ettiğini belirtti.Bu alanda öncelikli olarak ilköğretime vurgu yapmaya çalıştıklarını ve bunun önemini ortaya çıkarmaya çalıştıklarını kaydeden Berger, "Romanların durumunu iyileştirmek üzere buradaki meslektaşlarımızla da bir süredir ortak çalışmalar yürütüyoruz. Hükümetle de yine daha iyi bir entegrasyon sağlayabilmek için ortak bir strateji üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Burada bulunma sebebimiz, neler yaşandığını, neler olup bittiğini yakından görebilmek ve doğrudan olumsuzluklardan etkilenen insanlarla yakın ilişki içinde bulunabilmek. Aynı zamanda bu merkezin hem kültürel hem geçmişe dayalı hem de Romanların tarihine dayalı bir özelliği ve önemi de var. Bir başka özelliği de bu merkezin, Romanlar tarafından kurulmuş olması. Akademisyenler ya da bilim insanları tarafından değil. Bu nedenle bu merkezin burada faaliyetleriniyürüttüğünü görmek, çok büyük bir mutluluk. Hem topluma hem de toplumun dışındakilere hizmet verdiğini görmek çok büyük bir memnuniyet kaynağı" diye konuştu.Merkezin en önemli görevlerinden birinin de Romanların kendi kültürlerini öne çıkarmalarına yardımcı olması ve geçmişlerini, köklerini unutmamalarını sağlaması olduğuna işaret eden Berger, "Bu vesile ile toplumun geri kalanına Romanların nasıl yaşadığını, ne gibi sorunlarla karşılaştığını anlamalarına yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda bu merkez aracılığı ile insanlar, sorunlarını, yaşadıkları meseleleri, karşı karşıya kaldıkları güçlükleri daha iyi anlatabiliyorlar ve toplumun onlara ne şekilde bunları aşmalarına yardımcı olabileceğini aktarıyorlar" şeklinde konuştu."Ayrımcılığın nedeni Romanların ya eğitim sistemine hiç dahil olmamaları ya da eğitimlerini tamamlamamaları"Berger, gazetecilerin sorusu üzerine, Avrupa’daki Romanlar ile Türkiye’deki Romanlar arasında bir kıyaslama yapmanın oldukça güç olduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi; "Çünkü Avrupa Birliği içerisinde 28 farklı devletten bahsediyoruz. Dolayısıyla Romanların bütün bu ülkelerde tek tek entegrasyon seviyeleri bir birinden çok farklı. Ama burada önemli olan AB’nin bir birlik olarak burada yapılan strateji uygulamalarına destek veriyor olması, bu merkeze destek veriyor olmasıdır. Aynı zamanda hem materyal desteği ile hem de diğer alanlardaki desteklerle uygulama faaliyetlerini izliyor olmasıdır. Eğitim, bu entegrasyonun en önemli parçalarından birisi. Bundan bir kaç ay önce görüşmüştük bu konuyu. Ayrımcılığın ortaya çıkmasının en önemli sebeplerden birisi aslında Romanların ya eğitim sistemine hiç dahil olmamaları ya da eğitimlerini tamamlamamaları. Avrupa Birliği ve Türkiye’de son dönemde hem eğitime erişme hem de eğitimi tamamlama oranlarının yükselişe geçtiğini görüyoruz. Bu da Avrupa Birliği bünyesindeki hükümetlerin ve aynı zamanda toplumun da bu yöndeki çabalarının başarıya ulaştığının bir kanıtıdır.""Gelecekte, özellikle savunuculuk merkezlerini destekleyeceğiz"Romanlarla ilgili pek çok AB projesinin hali hazırda mevcut olduğunu, bunların bir kısmının tamamlandığını ve tamamlananların sonuçlarını izlemeye aldıklarını kaydeden Berger, "Bunun yanında savunuculuk merkezlerine destek vermeyi planlıyoruz. Özellikle insan hakları olmak üzere çeşitli hakların savunuculuğunun yapıldığı merkezleri, uygulamaların takip edilmesi açısından desteklemeyi planlıyoruz. Gelecekte verilecek olan desteğin özellikle sivil topluma odaklanacağını söyleyebilirim Türkiye’de. Dernekler, tabiki sivil toplum diyince en önemli aktörler arasında yer alıyor. Bu bağlamda desteğimiz sürecek. Hem geçmişte odaklandığımız hem de bundan sonra odaklanmaya devam edeceğimiz alanlardan bir kaçı da şunlar; öncelikli olarak topluma entegrasyonları dahil edilmeleri, eğitim alanı ve iş fırsatlarının oluşturulması olacaktır" ifadelerini kullandı.