Türkiye’nin demokrasi şehidi Adnan Menderes’in hayatını konu alan “Yollar ve Dikenler; Adnan Menderes” filminde 27 Mayıs darbesinin yıl dönümü öncesinde çekilen idam sahnesinde duygusal anlar yaşandı.
Türkiye’de 10 yıl 5 ay kesintisiz Başbakanlık yapan ‘Demokrasi Şehidi’ olarak anı Adnan Menderes’in hayatını konu alan "Yollar ve Dikenler; Adnan Menderes” filminin çekimleri son haftasına girdi. Büyük bir bölümü Aydın’da çekilen filmin en önemli sahnelerinden olan Menderes’in idam edilişi, 27 Mayıs Darbesi’nin 63’üncü yıl dönümünün bir gün öncesinde çekildi. Darağacında son isteği sorulan Menderes’in bir hocayla görüşmek istemesi ve ardından sandalyeye vurularak son nefesini vermesinin yeniden canlandırıldığı sahnenin çekimleri esnasında duygusal anlar yaşandı.
Aydın'da çekimleri son haftasına giren filmin yapımcılığı ve yönetmenliğini İsmail Gülnar üstleniyor. Dört dilde kopyası yapılacak olan 90 dakikalık sinema filminde Adnan Menderes'i sevilen oyuncu Oğuz Gürol, 2. Abdülhamit'in eşi Şefika Hanımı ünlü oyuncu Fatma Belgin, Cemal Gürsel'i Selçuk Uluergüven, Fatin Rüştü Zorlu'yu Tuncay Aksakal, Hasan Polatkan’ı Cengiz Çakır, Adnan Menderes'in eşi Berin Menderes'i Gülşah Bağcı, Adnan Menderes'in en küçük oğlu Mutlu Menderes'i Ali Demirel ve 2. Abdülhamit'in kızı Ayşe Sultan'ı da Hayal Acımaz canlandırıyor. Yaklaşık 200 kişin rol aldığı çekimlerde amatör sanatçılar ve yöre halkı da birçok sahnede yer alıyor
Adnan Menderes’in idam edilişinin filmin en can alıcı sahnesi olduğuna dikkat çeken oyuncu Oğuz Gürol, “Bu duyguyu iyi vermemiz ve gerçekleri yansıtmamız lazım. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Yönetmenimiz bu sahneyi çok iyi planlamış. Bize aktardı, bizde uygulamaya çalışıyoruz. Başta bu sahne olmak üzere filmin başından beri bu rolü oynamak beni çok duygulandırıyor. Zaten bu duygu içimizde olmasaydı bu işe gönüllü olarak girmezdim. Burada hepimiz gönüllü olarak böyle bir kahramanı yansıtmaktan dolayı mutluyuz” dedi.
Bir darbe mağdurunu canlandırmanın kolay olmadığına değinen Gürol, “Bu işe başlarken birilerine atıfta bulunma veya laf gönderme gibi bir şeyi hiç düşünmedik. Sırf Adnan Menderes’in tanınması, gençliğe aktarılması ve şehit olarak addedilmesi için böyle bir yola çıktık. Kafamızda hiçbir art niyet yok. Bizim için önemli olan Türkiye’nin tarih yazmış Başvekiline yakışır şekilde bu projeyi gelecek nesillere taşımaktır”
KÖYLÜLERİ MENDERES’İ GÖRÜNCE ŞOK GEÇİRDİ
Film projesine başlamadan önce Adnan Menderes’i çok iyi tanımadığını açık yüreklilikle ifade eden yönetmen İsmail Gülnar da, proje için Menderes’in hayatını ayrıntılı olarak araştırdığını belirterek, “Araştırdıktan sonra Menderes’in bir gazi olduğunu, bir kahraman olduğunu, gönlümde de O’nun şehit olduğunu kabul ettim. Bir Kıbrıs Gazisi olarak bu filmi çekmeye karar verdim. Daha önce ‘Koca Seyit’ ve ‘Çete Ayşe’ isimli filmleri çekmiştim. Bütün ekibimiz burada gönüllü olarak çalışıyorlar. Oğuz Gürel’i arkadaşımı ilk gördüğümde ‘İşte Adnan Menderes bu’ dedim. İki dakika içinde her şeyi kafamda canlandırdım. Geçen gün Menderes’in köyüne gittiğimizde, sanki Adnan Menderes yeniden dünyaya gelmiş gibi herkes eline sarıldı, ağlamaya başladılar. Bu bizi çok duygulandırdı” diye konuştu:
Çekimleri tamamlanmak üzere olan filmde idam sahnesi için büyük özen gösterdiklerini kaydeden Gülnar, sözlerini şöyle tamamladı: “Amacımız Adnan Menderes’i en iyi şekilde tanıtmak. Çünkü biz kahramanlarımızı iyi tanımıyoruz. Demokrasi şehidimiz Adnan Menderes’i rahmetle anıyorum. Bu filmin dört dilde kopyasını yaparak Menderes’i tüm dünyaya tanıtacağız. Ben artık Türkiye’nin darbeler görmeyeceğine inanıyorum. Çünkü darbeler bizi çok geriye götürdü. Artık biz birbirini anlayan ve büyüyen bir millet olmaya başladık. Her şey güzel olmaya başladı”
MENDERES’İ İDAMLA SON BULUNAN YAŞAM ÖYKÜSÜ
1899 yılında Aydın’ın Koçarlı ilçesine bağlı Çakırbeyli köyünde dünyaya gelen Adnan Menderes, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde oyların 53,5’ini alarak iktidar oldu. 10 senelik DP iktidarının tek başbakanı oldu ve o döneme damgasını vurdu. İktidarı zamanında 5 hükümet kurdu. Bu 10 senelik zaman içinde Türkiye’nin iç ve dış siyasetinde büyük gelişmeler oldu.
1950’de iktidara gelen Demokrat Parti'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü gerekçelerini ileri sürerek Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bir grup subay, 27 Mayıs 1960 sabahı ülke yönetimine bütünüyle el koydu. 37 subaydan oluşan Milli Birlik Komitesi bu harekat ile anayasa ve TBMM'yi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere birçok Demokrat Partiliyi tutuklattı. Serbest Cumhuriyet Fırkası, Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti'de siyaset yapan Menderes, 27 Mayıs Darbesi'nin ardından 17 Eylül 1961 tarihinde Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın ardından 1 gün sonra asılarak idam edildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi 1990 yılında çıkardığı yasayla, Menderes ve onunla beraber idam edilenlere itibarlarını iade etti.