AK Parti Bitlis İl Başkanı Engin Günceoğlu, Yargıtay tarafından Ayasofya’nın cami olarak kullanılması hakkındaki kararıyla ilgili bir açıklama yaptı.
15 Temmuz Demokrasi ve Mili Birlik Günü nedeniyle Müftülük Camiinde okutulan Mevlid-i Şerif’in ardından cami önünde bir açıklama yapan AK Parti Bitlis İl Başkanı Engin Günceoğlu, Ayasofya’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun 7. Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında kılıç hakkı olarak camiye dönüştürüldüğünü ifade etti. Günceoğlu, “1453 yılında İstanbul’un fethinin sembolü ve kılıç hakkı olarak camiye dönüştürülen Ayasofya’nın 86 yıl sonra yeniden ibadete açılması tüm yurtta olduğu gibi Bitlis’te de sevinçle karşılandı. Ayasofya’nın cami haline dönüştürülmesi, Türkiye tarihinin en şanlı hadiselerinin başında gelir. Uzun bir kuşatmanın ardından 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul’u fethederek şehre giren Fatih Sultan Mehmet Han, doğrudan Ayasofya’ya yönelir. İstanbul’un Fatihi, fetih sembolü olarak sancağını Ayasofya’nın ortasındaki mihrabın bulunduğu yere diker, kubbeye doğru bir ok fırlatır, ilk ezanı da kendisi okur. Böylece, fethini tescillemiş olur. Ardından, mabedin uygun bir köşesinde şükür secdesi yaparak, iki rekât namaz kılar. İşte fethin ve milletimizin bu coğrafyadaki hakimiyetinin sembolü Ayasofya, 86 yıl sonra yeniden Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfiyesinde belirttiği şekilde cami olarak hizmet vermeye başlıyor. Danıştay, 1934 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararını iptal ederek Ayasofya’nın özüne dönmesinin yolunu açtı ve Cumhurbaşkanımızın kararı ile de hazırlıklarımız başladı. Sevincimizi tarif etmeye kelimeler yetmez. Bugün burada, 24 Temmuz sonrasında ise Ayasofya Camii kubbesi altında şükür secdelerinde buluşacağız. Çünkü Ayasofya’nın camii olarak hizmete açılması egemen Türkiye’nin hür haykırışıdır. Nizam verilen değil, nizam veren güçlü bir Türkiye’nin muştusudur” dedi.
“24 Temmuz’dan itibaren Ayasofya’da namazlarımızı kılmaya başlayacağız” diyen AK Parti İl Başkanı Günceoğlu, “İçine ancak bilet alarak girebildiğimiz ecdad mirasına inşallah artık sadece abdest alarak gireceğiz. Tüm camilerimiz gibi Ayasofya’nın kapıları da yerli ve yabancı, müslim ve gayrimüslim herkese sonuna kadar açık olacaktır. Bu kucaklayıcı tavır, aynı Ayasofya Camii gibi ecdadımızın bize bıraktığı bir mirastır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yargı ve yürütme erklerinin yetkileri dahilinde aldığı kararlar, en az üç neslin hayallerinin gerçeğe dönmesi demek. Bu kararlara karşı verilen her türlü tepki Türkiye’nin egemenlik haklarının ihlali demektir. Cumhurbaşkanımız riyasetindeki Türkiye, sahip olduğu tüm hakları, milletimizin duygu ve talepleri doğrultusunda sonuna kadar kullanmaya kararlıdır. Hakkını kullanmaktan çekinmeyen, tam bağımsız ve büyük Türkiye yolunda Cumhurbaşkanımızla birlikte yürümekten dolayı Ayasofya’nın da Rabbi olan Allah’a (cc) binlerce kez şükrediyoruz. Nesilden nesile aktarılan bir hayalin gerçekleşmesine şahit olarak bizlerde Rabbimize şükrediyoruz. Allah ümmetimize, milletimize ve devletimize zeval vermesin. İnşallah şükürlerimizi ve dualarımızı 24 Temmuz’dan itibaren Ayasofya’da yapacağız. 10 Temmuz 2020 itibariyle Türkiye Cumhuriyeti’nde bir devir daha kapanmış, yerine daha adil ve muteberi konmuştur” diye konuştu.