AK Parti Bursa İl Başkanlığı, "Mısır normalleşinceye ve ülkede demokratik seçimler yapılıncaya" kadar, il- ilçe teşkilatları ile üyelerin iş yeri ve araçlarına Rabia selamı işlenmiş flamalar asılmasını kararlaştırdı. AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın, aldıkları kararı ve Mısır'daki gelişmelere ilişkin görüşlerini, Rabia selamı vererek basınla paylaştı. Yalçın, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısını, Rabia selamı işlenmiş flamaların konulduğu masada gerçekleştirdi. -"Rabia selamı, Bursa selamı oldu" "Mısır normalleşinceye kadar itirazlarını sürdüreceklerini ifade etmek adına yeni bir eylem başlattıklarını" duyuran Yalçın, "Bunun Bursa'dan başlamasının bir anlamı da şudur: Başbakanımız geçen cumartesi günü Yıldırım'daki temel atma töreninde Mısır'la ilgili değerlendirme yaparken bir selam verdi, Rabia selamı. Bu çok önemli bir simgedir. Bu Mısır'da çok önemli bir meydana ismini veren bir şehit Rabia'nın adıdır ve direnişin sembolü olmuştur. Bu, demokrasiye karşı yapılan darbenin sembolü olmuştur. Başbakanımızın Bursa'dan Rabia selamını yapmasıyla aslında bir Bursa selamı olmuştur. Bu selamın adı Bursa selamıdır" dedi. Siyasi görüş gözetmeksizin bütün sivil toplum kuruluşlarının Mısır'a destek vermesini isteyen Yalçın, parti teşkilatının hazırladığı ve üzerinde Rabia selamı olan çeşitli ebatlardaki flamaların bundan sonra il ve ilçe teşkilatlarında, partililerin iş yerlerinde ve arabalarda sürekli görüleceğini söyledi. Mısır'da yaşanan insanlık trajedisini unutturmamak istediklerini dile getiren Yalçın, bu eylemin Mısır'ın normalleşinceye ve orada demokratik seçimlerin yapılıncaya kadar devam edeceğini ve flamaların asılı kalacağını aktardı. "Mısır ne ilk ne de sondur" ifadesini kullanan Yalçın, şu ifadeleri kullandı: "Somali'de açlıktan ölen insanlarla ilgilenildiği gibi Mısır'la da o anlamda ilgilenilmesi ve Türkiye olarak oradaki insanların yaşadıkları sıkıntılarında yanlarında olduğumuzun gösterilmesi gerektiğini" belirten Yalçın, "Mısır'da yaşananlar ,dünyada yaşanan çok özel bir olaydır. Orada halkın oylarıyla seçilmiş bir iktidar yine o iktadarın göreve getirdiği askeri bürokrasi tarafından bir darbeyle görevden indirildi. Halkın iradesiyle göreve gelen iktidarın hukuk dışı yöntemlerle o görevinden indirildiği ortama darbe deniyor. Bu darbe kelimesini maalesef Türkiye dışında halen çok fazla dile getirebilen ülke de yok." dedi. -"Batı ülkelerinin tutumları çok büyük bir hayal kırıklığı" Dünyada içinde bulundukları düzenin bir kez daha analiz edilmesi bakımından Mısır'ın çok önemli olduğunu aktaran Yalçın, şöyle devam etti: "Birleşmiş Milletler diye tüm dünyada olan insan hak ve hürriyetlerine müdahale noktasında sesini yükseltmesi gereken, en temel insan hakkı olan yaşam hakkını bile dikkate almayan bu diktatör rejimlerin uygulamalarına ses çıkarması gereken, demokrasi ve insan hakları konusunda bütün dünyaya önderlik eden Batı ülkelerinin Mısır'da yaşanan olaylardaki tutumları gerçekten çok büyük bir hayal kırıklığıdır. Biz netice itibarıyla önünü Batı'ya dönmüş bir ülkeyiz. Türkiye Cumhuriyeti, son 200 yıldır Batı'nın insan hakları, temel hak ve özgürlükler konusundaki değerlerini kendi hukukuna da monte etmek için gayret eden bir ülkedir. Bunun için çok büyük mesafeler aldık. Hem İslam coğrafyasında yer alıp hem de Batı ile ayı değerleri paylaşan ülke Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bizim kendimize örnek almaya çalıştığımız ülkelerin şu düştüğü durumlar, oturup yeniden değerlendirme yapmanın zamanının geldiğini gösteriyor." -"Mısır'daki durum Suriye'den çok farklı" Sedat Yalçın, Mısır'da yaşanan olayların Suriye'den çok farklı olduğunu ve birbirine benzetilmemesi gerektiğini dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Suriye'de iki tarafın elinde silah var. Oradaki iktidarla savaşan gruplar var. Yani Suriye'de bir savaş ortamı var. İç savaş diyebiliriz. Mısır'da tamamen barışçıl ve bunu 70-80 yıldır yapan bir sivil toplum örgütü, Müslüman Kardeşler var. Hiç ellerine silah almamışlar. Tamamen barışçıl bir şekilde hak arayışındalar. Demokratik ülkelerde sivil toplumun meşru mücadelesi en temel haktır. Bunu bile çok gördüler. O sivil halkın üzerine salınan keskin nişancıların insan avına çıkmaları çağdaş dünya için yüz karasıdır. Buna hiç sesini çıkarmayan çağdaş dünya için izahı mümkün olmayan bir durumdur. Bundan sonra Batılı ülkelerin Mısır ile ilgili yapacakları değerlendirmelerin bir kıymeti yoktur. Hiç kimse de dikkate almayacaktır. Kendileri açısından çok büyük bir itibar kaybıdır." Mısır'ın ekonomik yapısını kontrol eden ve para yardımı yapan ülkelerin bu işin ortağı olduğunu vurgulayan Yalçın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bu işe para veren, darbe yönetiminin ayakta durmasını sağlayanlara ancak ortaklık sıfatı yakışır" dediğini hatırlattı. -"Faiz lobisi, kaos Lobisi olarak anılıyor" Mısır'daki yaşanan olayların bir süre sonra Türkiye'de de yaşanabileceğini vurgulayan Yalçın, "Bunun, şu anda Türkiye'de başarılamamasının ülkenin ekonomik olarak iyi yönetilmesinden kaynaklandığını" altını çizdi. AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığının "Ağustos 2013 Ekonomi Raporu"ndaki veri ve tablolara dikkat çeken Yalçın, "Türkiye'de Gezi Olayları olduğu anda Türkiye, Brezilya, Hindistan, Güney Kore ve Endonezya'da faiz oranları bir anda yükseldi" dedi. Söz konusu ülkelerin dünyada gelişmekte olan ikinci grup ülkeler olduğunu dile getiren Yalçın, şunları kaydetti: "Yani bu ülkelere bir fatura kesildi. Aynı 5 ülkede döviz kurları yine yükseliyor. Aynı ülkelerin borsaları da çok büyük düşüşler yaşadı. Ülkelere faturalar nasıl kesiliyor? Faizler ve kurlar yükseltiliyor, borsalar çökertiliyor. Faiz lobisi dediğimiz lobi, zarara mı uğramıştı? Evet maalesef zarara uğramıştı. Türkiye başta olmak üzere bu 5 ülke, iyi yönetilen ülkeler. Türkiye'de 2003-2013 arasında devletin iç borçlanma-faiz maliyeti yüzde 60'tan yüzde 5'lere düşmüş. Bu faizler faiz lobisine giderken aradaki yüzde 55'lik fark milletin cebine girdi. Bu ülke içi siyasi farklı düşüncelerimizden öte küresel bir operasyonla karşı karşıya olduğumuzun işaretleridir. Faiz lobisi, gelişmekte olan birçok ülkeye bu operasyonları yapıyor. Faiz lobisi, kaos lobisi olarak da anılıyor. Dünyanın birçok yerinde kaoslar çıkararak toplumların kendi ayakları üzerinde durmasına önlemeye çalışıyorlar. Daha az savaş ve daha çok barışın hakim olduğu bir düzenin kurulmasına karşı çıkıyorlar. Türkiye'de hangi siyasi görüşü olursa olsun bütün insanların bu konuda aynı düşündüğüne inanıyorum." Yalçın, Suriye'de Esed güçlerinin Şam'ın Doğu Guta bölgesine kimyasal silahlarla düzenlediği saldırıyı da kınadı.