AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay referandum çalışmalarını kapsamında Şırnak’ın Silopi ilçesinde köy ziyareti gerçekleştirdi.AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Aktay’ın ziyaretine AK Parti İnsana Hakları Sorumlusu Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Halil Erkan, Silopi İlçe Başkanı Fatih Bilen, Silopi Belediye Başkan Yardımcısı Kemal Ökten, AK Parti Şırnak Eski Milletvekili İbrahim Hakkı Birlik ve partililer eşlik etti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Aktay, referandum çalışmaları kapsamında Silopi ilçesinde köy halkı ve partililer ile buluştu.Aktay ve beraberindekiler Silopi ilçesine bağlı Serebiye köyüne gelerek köy halkına halk oylamasına sunulan Cumhurbaşkanlığı sisteminde değişecek 18 maddeyi anlattı. Cumhurbaşkanlığı sisteminin ülkeye huzurun ve refahın getireceğini belirten Aktay, ülke yönetiminde çift başlılığın değil, tek başlılığın olması halka hizmet hususunda önemli olduğuna değindi. Köy halkı Yasin Akay’ın ziyaretinden memnuniyetlerini dile getirdikten sonra, Yasin Akay AK Parti Silopi ilçe başkanlığına gelerek partililer ile bir araya geldi.Partililere hitap eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Aktay, “İnşallah bu bölgede hava epeyce değişmiştir. Çünkü kahrolası terör örgütünün bu bölgemizde birilerine ajanlık yapmak üzere birbirlerine uşaklık yapmak üzere birilerine lejyonerlik yapmak üzere bizim ülkemizde yürütmeye çalıştığı o kirli savaş, kirli savaşın karşısında devletimizin hükümetimizin kararlı tutumu ile bölgemize huzur gelmiştir, bölgemize sükunet gelmiştir, bölgemize istikrar gelmiştir.Bugün terör örgütünün mensupları Avrupa’da rahatlıkla cirit atabiliyor. Maalesef dost bildiklerimiz Avrupa birliği ülkeleri terörle mücadele konusunda bizi yalnız bıraktılar. Hem FETÖ ile mücadelede bizi yalnız bıraktılar hem PKK ile mücadelede bizi yalnız bıraktılar. Her çeşit terörle mücadelede darbeler karşı mücadelede bizim demokrasi mücadelemizde bizim huzur mücadelemizde bizi yanlı bırakmış oldular ve aslında bir şeyi de ortaya koydular. Bir şeyi deşifre etmiş oldular. Aslında bu darbecilerle bu teröristlerle işbirliği içerisinde olduklarını da ortaya koydular. Bak bizim için acı bir bilgi acı bir tecrübe olmuş oldu. Bütün hainler FETÖ’sü ile PKK’sı ile PYD’si ile DEAŞ’ı ile ve tabii ki Avrupa’daki dostları ile LGBT’si ile Almanya’sı ile Hollandalısıyla, Fransa’sı ile ülke olarak demeyelim ama onları orada koruyup kollayan bir takım mihraklarıyla hepsi ‘hayır cephesinde’ yer alıyor” dedi.“10 gün önce Almanya’da ‘evet’ propagandası evet yönünde kampanya yapmak için şöyle bir 100-200 kişilik bir Türkiye vatandaşı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir grup ile buluşmak istedim” diyen Aktay,şunları kaydetti:“Kapalı bir salon toplantısıydı sadece ve kapalı salon toplantısında neticede yapacağım konuşma içeriği de belliydi. Sadece toplantı. Her gün onlarca binlerce toplantı yapılıyor Avrupa’da ama benim evet için kampanya yapmak için yapacağım toplantıya izin vermedi. Kim izin vermedi Almanya izin vermedi. Aynı Almanya bizde terör adeta birer terör ortamı birer savaş meydanına dönüştürdükleri toplantılara izin vermiyoruz diye veya müdahale ediyoruz diye bize atmadığı nutuk atmadığı demokrasi nutku atmadığı insan hakları nutku kalmıyor. Yok efendim bizim ülkemizde ifade özgürlüğü yokmuş yok efendim insan hakları birliği yokmuş ve bize ne dediler biliyor musunuz utanmadan yüzleri kızarmadan dediler ki terörle mücadele kanununu değiştirmeniz lazım. Avrupa birliğine üye olmanız lazım ve biz döndük dolaştık baktık kanuna baktık bunlara baktık PKK’ya baktık örgüte baktık yaladıklarımıza her gün şehirlerimizde 3’er 4’er 5’er tane insanımız ölüyor, şehit oluyor, katlediliyor. Vahşice terörist saldırılarında mayınlar döşeniyor. Şu oluyor bu oluyor. Gelmiş bana diyor ki terörle mücadeleyi yumuşat. Terörle mücadele yaptığın zaman bu demokrasiye aykırıdır. Peki bu şartı yaptığımda ne yapmış olacağım. O teröristleri daha güzel faaliyet yapmalarına fırsat vermiş olacağım. O teröristlerin daha kolay askerimizi polisimizi şehit etmelerine fırsat vermiş olacağım. Rahat yapamıyorlar faaliyetlerini beyefendiler.Almanya’nın o sahte demokrasi görüntüsünün altını kazıdığınızda altından derin bir faşizmin olduğunu ve o faşizmin bize karşı olduğunu gördük. Keşke öyle bir şey olmasaydı. Bundan mutlu olmadık.”