AK Parti Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen "Ulusal Sulak Alanlar Çalıştayı"nda Türkiye’de 1950 yılından sonra 1 milyon 300 bin hektar sulak alanın yok edildiğine dikkat çekti.Türkiye’de İklim Değişikliği Alanında Kapasitenin Geliştirilmesi Hibe Programı kapsamında Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığınca uygulanmakta olan ‘Samsun’un İklim Değişikliğine Adaptasyonu Sürecinde Kızılırmak Deltası Su Yönetiminin Modellenmesi Projesi’nin temel faaliyetlerinden olan "Ulusal Sulak Alanlar Çalıştayı", Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Çalıştayın açılışında konuşan Doç. Dr. Mustafa Güler, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 11. Bölge Müdürü Mehmet Sıddık Kılınçer ve Samsun Vali Yardımcısı Hakan Kubalı, sulak alanların Türkiye için büyük bir zenginlik olduğunu belirterek, bu zenginliği koruyan Samsun Büyükşehir Belediyesine teşekkür ettiklerini söylediler.Türkiye’de sulak alanların yarısının yok edildiğini vurgulayan AK Parti Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan ise, “1950’li yıllarda sıtmadan dolayı insanların hayatını kaybetmesiyle birlikte Türkiye’de sulak alanların kapatılması konusunda bir kanun çıktı. Bu kanunun ardından Türkiye’de sulak alanlar kurutulmaya başlanıyor. O günkü şartlarda sıtma hastalığına ilaç tedavisi mümkün olmadığından dolayı sivrisineklerin ürediği sulak alanları kurutuyorlar. Bu kurutulan alanların doğayı anormal derecede bozduğu görünüyor. Son 20 yıldır Türkiye’de sulak alanların kurutulmadığını görüyoruz. Kurutulan bu alanlara tekrar can suyu veriliyor. Ama bunun için çok geç kalınmış. Şu anda Türkiye’deki sulak alanların yarısı kurutulmuş durumda. Yani 1 milyon 300 bin hektar saha maalesef geçmiş yıllarda kurutuldu. Buralar tarım arazisi kazanmak ve sıtmanın önüne geçilmek için kurutulmuş. Bunun bir faydası olmadığı da zaman geçince anlaşılmış. Sulak alanların kurutulup tarım alanlarına dönüştürülmesinden sonra buralarda bir şeylerin yetiştirilemediği de görülmüş. Sazlıklar ortadan kalkmış, kuşlar gelmemiş, çölleşme olmuş ve doğal denge tamamen bozulmuş. İnsanlar yaptıkları yanlışı anladıklarında iş işten geçmiş. Kurutulmuş alanlara tekrardan can suyu verilmeye başlanmış ama faydalı olmamış. Ülkemizde kurutulma sonrasında birçok sulak alan yok olmuş. Türkiye’de Van Gölü kadar bir sulak alan 1950 yılından sonra yok edilmiş. Sulak alanlara çok büyük önem gösteren Samsun Büyükşehir Belediyesine teşekkür ederim” dedi.“Kızılırmak Deltası’na mücevher gibi bakacağız”Kızılırmak Deltası’nın gelecek nesillere aktarılması konusunda çalışma yürüttüklerinin altını çizen Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, “Bizim en büyük sulak alanımızın yer aldığı Kızılırmak Deltası’nda birçok hayvan yer alıyor. Bizim çalışanlarımız orada hem insan hem de doğa için ellerinden geleni yapıyor. Bir veterinerimiz, yaralı bir yılan bulmuşlar. Yılanı bulduktan sonra kafesin içerisinde çeşitli tedavilerle iyileştirmişler. İyileşen yılanı da tekrar doğaya saldık. Kızılırmak Deltası, yılanın dahi tedavi edilip de tabiata salındığı bir yer haline geldiyse biz çok büyük mesafe katetmişiz demektir. Biz deltadaki yılanı bile tedavi ediyorsak, artık oradaki her sorunu manevi değerler zinciri içerisinde değerlendirerek çözüyoruz. Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla yaptığımız bu programda güzel şeylerin olacağına inanıyorum. O sulak alanda kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Biz orada Alah’ın bize bahşettiği güzelliği yüzük taşı gibi, mücevher taşı gibi düşüneceğiz. Kızılırmak Deltası’na mücevher gibi değer vereceğiz. Bu deltamızı gelecek nesillerin de kullanabileceği bir alan haline getireceğiz” diye konuştu.İklim değişikliğinin sulak alanlar açısından muhtemel etkilerinin ele alındığı çalıştayda, Kızılırmak Deltası’nda proje kapsamında yürütülen su ayakizinin belirlenmesi çalışması hakkında da bilgi verildi. UNESCO Geçici Listesi’nde yer alan deltanın yönetim süreçlerinde dikkat edilecek hususlar tartışıldı. Orman ve Su İşleri Bakanlığınca İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi Projesi Sonuçları Sunumu yapıldı. Çalıştay, İstanbul Teknik Üniversitesinde sulak alanlar konusunda çalışmaları bulunan iki akademisyen tarafından yapılan sunum ve soru-cevap bölümüyle tamamlandı.