Çatalağzı Çevre Koruma Derneği Eski Başkanı Aydemir Akbaş, TTK’nın ardından Eren Enerji Termik Santrali’nin de "sıfır atık" belgesi almasının takdir edilmesi gereken bir durum olduğunu ifade etti.
Akbaş, sıfır atık belgesi üzerinden eleştirilerde bulunanlara da şunu hatırlatarak "Çevre ve halk sağlığı adına atılan olumlu çalışmaları takdir etmeyi başarabilirsek eminim ki bu şirketler çok daha olumlu işlere imza atacaklardır" dedi.
ÇAÇEV Eski Başkanı Aydemir Akbaş, bölgede faaliyet gösteren kamu kurumları ve şirketlerin sıfır atık belgesini almalarının önemine vurgu yaptı. Sıfır atık girişimlerinin bölgede hızla yayılmasını sağlayan Valilik makamına ve yetkililere teşekkür eden Akbaş, önceki günlerde "Sıfır Atık" belgesi alan Eren Enerji Termik Santrali’ne dikkat çekti. Akbaş, "Bu gelişmeler yıllarca çevre adına vermiş olduğumuz mücadele de yarınlar adına bizleri daha da umutlandırmıştır" dedi.
Akbaş, "Gerçekleri saptırarak hiçbir çevre, hiçbir ağaç ve hiçbir su kaynağı korunamaz. Benim düşüncem bir sivil toplum kuruluşu veya kendini çevreci ilan eden kişiler çözüm odaklı davranışlar sergilemeli" diyerek son dönemde sıfır atık belgesi üzerinden yapılan eleştirilerle ilgili şöyle dedi:
"Bölgemizde faaliyet gösteren kamu kurumları ve şirketlerin sıfır atık belgesi almasını önemsiyorum ve tebrik ediyorum.Bu çalışmanın bölgemizde hızla yayılmasını sağlayan başta Valilik makamı olmak üzere tüm yetkililere de ayrıca minnettarım. Bölgemizde faaliyet gösteren Eren Enerji termik santralinin de Türkiye’de bu belgeyi almaya hak kazanmış ilk termik santral olmasını da gerçekten çok anlamlı buluyorum.Zonguldak’ın kalbi olan ve benim de çalışmış olduğum Türkiye Taşkömürleri Kurumu da (T.T.K) geçtiğimiz günlerde ‘’Sıfır Atık’’ belgesi almaya hak kazanmıştı. Yine çok yakın bir dönemde bir başka kuruluşun da "Sıfır Atık" belgesi almaya hak kazanmıştı.Bu gelişmeler yıllarca çevre adına vermiş olduğumuz mücadele de yarınlar adına bizleri daha da umutlandırmıştır. Yalnız bu noktada bir konu çok dikkatimi çekti. TTK ve bazı kurumların “Sıfır Atık” belgesi alması hakkında ağzını bıçak açmayan bazı çevreler nedense Eren Enerji’nin almış olduğu ‘’Sıfır Atık’’ belgesini diline doladı. Açıkçası bu tür davranışları samimiyetsiz bulmaktayım. Çevrecilik anlayışı kişiden kişiye kurumdan kuruma değişmez. Kaldı ki bir konuyu eleştirmeden önce bilgi sahibi olmak gerekmektedir."
"Olumlu çalışmaları gölgede bırakmaya çalışmak hiçbirşey kazandırmaz"
"Sıfır Atık" projesinin ülke genelinde geri dönüşebilir evsel atıkların azaltılması ve kaynağında ayrıştırılmasının hedeflendiğini hatırlatan Aydemir Akbaş, "Sıfır Atık projesi ülke genelinde geri dönüşebilir evsel atıkların azaltılması ve kaynağında ayrıştırılarak ülke ekonomisine kazandırılmasını hedefleyen bir vizyon çalışmasıdır. Anlamakta güçlük çekenler için altını çize çize tekrar etmek isterim ki burada hedeflenen geri dönüşebilir evsel atıkların tamamen yok edilebilmesi değil maksimum seviyede atıkların azaltılmasıdır. Yani her hangi bir tesis kendi bünyesinde geri dönüşebilir evsel atıkları azaltmaya yönelik gerekli koşulları sağlarsa bu belgeyi almaya hak kazanabilir. Dolayısı ile gerek Eren Enerji, gerek T.T.K gerekse de bazı kurumlar söz konusu yatırımları yaparak bu belgeyi almaya hak kazanmıştır. Bu tür olumlu ve güzel çalışmaları gölgede bırakmaya çalışmak kimseye hiçbir şey kazandırmaz. Çevreci olduğunu iddia eden ve bölgeden bi haber yaşayan bir kişi işi o kadar abartmış ki Bereket Enerji’ye bağlı olan Çates Termik Santralinin kül barajının geçmişteki resmini sosyal medya hesabında paylaşarak "Eren Enerji’nin Sıfır Atık" yalanı diye paylaşacak kadar işi abartmış. Bahse konu kül barajı benim mahallemde bulunmaktadır ve bu barajın çatlağının onarımı için vermiş olduğum mücadele de kamuoyu tarafından yakından bilinmektedir. Başka bir sanayi tesisinin geçmişe ait bir resmini paylaşarak şu yaptı bu yaptı demek bence hedef göstermektir" dedi.
"Yanlışı eleştirmek ne kadar doğru ise, güzel olanı da takdir etmek gerekir"
Aydemir Akbaş, yanlışın eleştirilmesinin doğruluğunun yanı sıra güzel olanın da takdir edilmesi gerektiğine vurgu yaparak sözlerini şöyle tamamladı:
"Zonguldak’tan bihaber olan klavye çevrecisi bu arkadaş doğru olmayan ve yanlış bilgilerle sözde değil özde çevreci olan kişi ve kurumların mücadelesine de gölge düşürmektedir. Bu tür yaklaşımları samimi bulmuyorum. Biz bölgeye yeni bir termik santral kurulmaması için Bakanlık kapılarında yatarken, bölgemizdeki çöp merkezinin genişletmek için yapılan ağaç kesimlerinde mücadeleler verirken, derelerimizden akan şlamların çevreye verdiği zararı ve kötü görüntüleri ortadan kaldırmak için mücadele ederken sen neredeydin diye sorarlar bu arkadaşa? Sözde çevreci olan ama ‘’Sıfır Atık’’ projesinin ne olduğundan bi haber yaşayan bu kişi, bir evde yıllık sobada yakılan kömür üzerinden hesap yaparak, evlerde yakılan yıllık kömür miktarından bile şu kadar kül çıkmakta iken nasıl olur da yüzbinlerce ton kömür yakan bir tesis "Sıfır Atık" belgesi alabilir demiş. Gelecek nesiller için hükümetin atmış olduğu en olumlu adım olan ‘’Sıfır Atık’’ projesinden bi haber yaşıyor. Sıfır atık projesi santralden çıkan külleri veya diğer atıkları kapsayan bir proje değil ki. Şirket buna rağmen ciddi yatırımlar yaparak küllerinin yüzde 95’ine yakınını yurt dışına ihraç etmeyi başarmış ve ülkeye önemli bir döviz girdisi sağlamış. Geri kalan yüzde 5’lik kısmı ise imha tesislerinde çevre mevzuatına uygun ve izinli bir şekilde imha ettiklerini beyan ediyor. Geçmiş yıllarda en zor bölgede yani Çatalağzı’nda Çevre Koruma Derneği başkanlığı yaptığım zamanlarda sivil toplum kuruluşlarının amaç ve kullanım şekilleri konusundaki tezatı bizzat yaşayarak öğrenmiş bir kişi olarak şunu tüm samimiyetimle söyleyebilirim. Marifet iltifata tabidir. Yanlışı eleştirmek ne kadar doğru ise, güzel olanı da takdir etmek gerekir.Çevre için en küçük yatırım bile yapmayan, bölge insanına zerre katkısı olmayan sanayi tesisleri ile çevre yatırımlarını yapan ve sosyal sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan sanayi tesislerini aynı kefeye koymak büyük bir haksızlık olur.Çevre ve halk sağlığı adına atılan olumlu çalışmaları takdir etmeyi başarabilirsek eminim ki bu şirketler çok daha olumlu işlere imza atacaklardır. Gerçekleri saptırarak hiçbir çevre, hiçbir ağaç ve hiçbir su kaynağı korunamaz. Benim düşüncem bir sivil toplum kuruluşu veya kendini çevreci ilan eden kişiler; çözüm odaklı davranışlar sergilemeli. Ya da bir sorunla ilgilenirken araştırma yapmalı ve ona göre adımlar atmalıdır. Amaç ’Sıfır Atık’’ projesinin olumlu yönlerini görmek ve çevresel şartların daha iyi olması için yapılması gereken ilave çalışmaları hatırlatmak olmalıydı. Bu önemli adımların tüm kurumlar kanalıyla daha iyisi nasıl yapılabilir bunun üzerine kafa yormak insanımız ve şehrimiz için çok daha faydalı olacaktır."