Kalandar Soğuğu filmindeki rolüyle 2015 yılında gerçekleşen 52. Antalya Film Festivali’nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünü kazanan hemşire Nuray Yeşilaraz, OMÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümünün konuğu oldu.Hemşirelik bölümünün bir süredir düzenlediği “Olmak Üzerine Konuşmalar” temalı söyleşilerde konuk ettiği beşinci kişi olan Yeşilaraz, hem oynadığı filmi hem de "Sanat ve Hemşirelik" başlığı altında sanatın hemşirelik mesleğine yaptığı katkıları anlattı.“Hayatın kısır döngüsünü kıracak sanatsal hobilerin benimsenmesi gerekiyor”Söyleşi öncesi konuşan Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özen Kulakaç, “Konuğumuz Nuray Yeşilaraz bizim meslektaşımız dolayısıyla da gurur kaynağımız. Bir hemşirenin bir sanat dalıyla uğraşması neden önemli? Hemşirelik gibi zor bir meslekle uğraşan bireyin sanatın her hangi bir dalını hobi olarak edinmesi onun aklını, zihnini geliştirdiği gibi psikolojisine de olumlu destek sağlıyor. Mümkünse hayatın kısır döngüsünü kıracak ve insanın ruhunu besleyecek sanatsal hobilerin benimsenmesi gerekiyor” dedi.“Sanatla uğraşmak benim hayatımda güzel değişiklikler oluşturdu”20 yıldır hemşirelik mesleğini yaptığını belirten Nuray Yeşilaraz ise 12 yıldır tiyatro ile uğraştığını ve tiyatronun içinde her zaman ukte olan bir şey olduğunu belirti. 10 yıllık tiyatro oyunculuğu deneyiminin ardından kendine 52. Antalya Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıran “Kalandar Soğugu” filminin seçmelerine nasıl katıldığını anlatan ve hayatında ilk defa bir sinema filminde oynarken bunun sonucunda çok önemli bir ödülün de sahibi olduğuna vurgu yapan Yeşilaraz, “Bu çok sıra dışı bir şeydi. İlk oynadığım filimde Altın Portakal ödülünü aldım. Nice değerli sanatçılar ömür boyu bu ödüle sahip olamazken benim bunu almam şans ve kaderdi. Ama bununla beraber ben yaptığı işi en iyi şekilde yapmaya çalışan bir insanım. Bu filminde de her şeyin en doğru şekilde olması için çok çabaladım. Filmi İzlediğinizde bunu hissedeceğinizi düşünüyorum. Sanatla uğraşmak benim hayatımda güzel değişiklikler oluşturdu. Umarım hemşire meslektaşlarıma da ufuk açacak bir durum olmuştur bu. Ödül sonrası Türkiye’nin pek çok farklı bölgelerinden hemşire arkadaşların beni kutlaması da bunu gösteriyor” diye konuştu.Konuşmaların ardından yönetmenliğini Mustafa Kara’nın üstlendiği filmin gösterimine geçildi. Kara’ya Tokyo Uluslararası Filim Festivali’nde en iyi yönetmen ödülünü de kazandırmış olan filim katılımcılar tarafından seyredildikten sonra izleyiciler filim hakkında merak edilen sorularına da cevap buldu.