O zaman aylarca ölüm kalım mücadelesi veren çocuklarının gördüğü bu eziyet karşısında şok olduklarını anlatan İnci T. "Ankara’da yıllarca emek vererek kurduğum düzeni, Gazi Üniversitesi’ndeki kadromu tereddüt ermeden sırf Eskişehir’de daha iyi özel eğitim ve dil terapisi alabilsinler diye ardıma bakmadan geride bırakıp Bilecik’e geldim. Tüm attığımız adımlar ve mücadelemiz onlar bir önce yaşıtlarını yakalayabilsinler diyeydi. Yüzüme gülümseyerek bakması yeterli evet, kalplerinin atıyor olması bile yeterli ama 3 buçuk yaşına gelmelerine rağmen hala duyamadığım o anne kelimesi içindi her şey. Gelişimsel dil ve konuşma gecikmesi teşhisi ile arayı kapatmaya çalıştığımız, bunun için her hafta en az 2-3 kez eğitim için Eskişehir’e gittiğimiz bu kritik sürecimizde, güvenerek verdiğimiz ve akademik bir eğitim beklentimiz olmasa da en azından sevildikleri ve güvende oldukları bir ortamda olduklarını düşündüğümüz kreşlerinde aylardır bir hayvana bile yapılmaması gereken şekilde çocuklarımızın sandalyeye bağlandıklarını, diğer serbest arkadaşlarının arasında tek bağlı kendi oldukları için kendilerini çözmek için çırpındıklarını, sandalyeden devrildiklerini ve yerlerde çırpındıklarını, özellikle yemek yerken bağlandıklarında sinirlenip tabaklarını döktüklerinde yeniden yemek vermek yerine kuru ekmek verdiklerini ve diğer birçok şeyi çok, çok geç öğrendik.
Bilecik eğitim veren özel bir anaokulunda çekilmiş bir fotoğraf karesinde yer alan şok görüntüler kentti karıştırırken, aile kurumdan şikayetçi oldu. Konu hakkında açıklama yapan 3 buçuk yaşındaki ikizler A.T. ve T.T.’nin annesi İnci T., çocuklarının 29 haftalık dünyaya geldiğini bu yüzden dilde ve konuşmada gecikme yaşadıklarını söyledi.