Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Kadın mücadelesini yalnızca eşitlik söylemi üzerine kurmak tek başına yeterli değildir. Pusulası ancak adalet olan bir eşitlik kadınlara fayda sağlar. Bu nedenle çocuklarımızı yetiştirirken adalet duygusunun yerleşmesine lütfen büyük bir önem gösterelim” dedi.Ankara Büyükşehir Belediyesi, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Sheraton Otel’de bir kutlama programı düzenledi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile eşi Nevin Gökçek’in ev sahipliğinde gerçekleşen programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, milletvekili eşleri ile çok sayıda Ankaralı işkadını katıldı. 8 Mart sebebiyle hafta boyunca tüm dünyada Türkiye’de kadın sorunlarının tartışılacağını belirterek, “Kadın meselesinin tek bir güne ya da haftaya sığdırılamayacak kadar önemli bir mevzu olduğunu ifade etmek istiyorum. Kadın sözcüğünün şiddetle yan yana geldiği böylesi bir çağda kadına karşı şiddet başta olmak üzere mücadele etmemiz gereken nice meseleler var” diye konuştu.“PUSULASI ANCAK ADALET OLAN BİR EŞİTLİK KADINLARA FAYDA SAĞLAR”Kadının toplumsal hayattaki yerine dair yeni uygulamalar yeni fikirler ortaya çıktığını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:“Geçmişe göre sorunlara duyarlılık göstermek, çözüm ve politika üretmek noktasında önemli adımlar attılar. İş hayatında, sanatta, siyasette, akademi de daha çok inisiyatif aldılar. Fakat burada özellikle şunun altını çizmek isterim; bu hak mücadelesi tamamen adalet üzerine olmalıdır. Kadın mücadelesini yalnızca eşitlik söylemi üzerine kurmak tek başına yeterli değildir. Nitekim 20.yüzyılda bu söylem kadın sorunlarına çözüm üretememiştir. Pusulası ancak adalet olan bir eşitlik kadınlara fayda sağlar. Bu nedenle çocuklarımızı yetiştirirken adalet duygusunun yerleşmesine lütfen büyük bir önem gösterelim. Adalet, merhamet, şefkat gibi duygulardır. Bizi diğer canlılardan ayıran özelliklerdir. Kız erkek ayrımı yapmadan çocuklarımızın bu duyguları içselleştirmesini sağlamak zorundayız. Onların hayatı her alanında adalet prensibinin güzelliğini gösteren örnekler yüzleştirmemiz gerekir. Kendi örnek davranışlarımızla onlara ayna olmamız gerekir. Lütfen çocuklarımızı yetiştirirken onlara mesleki yönlendirme yapmak kadar iyi bir insan olmanın kodlarını da gösterelim. Ne yazık ki yaygın eğitim anlayışı içinde eğitim denince akla meslek sahibi olmak geliyor. Oysa eğitim her şeyden önce bizi insan yapan değerlerin kazanılması sürecidir. Meslek sahibi olmak elbette önemlidir ama önce insan olmak daha önemlidir.”“HER KONUDA OLDUĞU GİBİ KADIN KONUSUNDA DA MESELEYE İNSAN MERKEZLİ YAKLAŞMAK DURUMUNDAYIZ”“Her konuda olduğu gibi kadın konusunda da meseleye insan merkezli yaklaşmak durumundayız” diyen Emine Erdoğan, “Kadın hakları meselesini cinsiyet üzerine kurulmuş bir mücadeleye indirgememeliyiz. Çünkü kadın sadece kadın değildir, kadın annedir, kadın eştir ama her şeyden önce insandır. İnsana hak ettiği değeri vermediğiniz yerde zaten kadın hakkından söz edemeyiz. İnsan haysiyet ve onurunu göz ettiğimizde zaten sorunların büyük bir kısmını halletmiş oluruz.Dünyaya bakınız savaşlar, çatışmalar ilk önce kadın ve çocukların hayatını etkiliyor. Onları zor şartlara mahkum ediyor. İnsanlığın onurunu koruduğumuz temel insani şartları oluşturduğumuzda zaten kadınların çocukların haklarını koruyan ve gözeten düzen kurulmuş olacaktır. Bu meseleyle dünyanın dört bir tarafında savaşlar çatışmalar ve kavgalar arasında kalan cefakar, çilekeş, mazlum ve mağdur tüm kadınları yürekten selamlamak istiyorum. Onların sabırla yürüttüğü mücadeleye bizimde katkı verdiğimiz bir dünya tüm insanlığa huzur getirebilir. Bu noktada üzerimize büyük görevler düşüyor” şeklinde konuştu.Tüm kadınlara ve çocuklara elimizi uzatmamız gerektiğini söyleyen Erdoğan, Suriye’de bir insanlık trajedisi yaşandığını ifade etti. Savaş şartlarının yine en çok kadınları ve çocukları vurduğunu kaydeden Erdoğan, “Devletimizin kendi öz kaynaklarından sarf ettiği 5.5 milyar dolar, 2 milyon Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimize hayat aşısı oldu. Ülkemiz ölümden kaçıp bize sığınan o insanlara sadece kapı açmakla kalmadı. Çocuklara eğitim, kadın ve erkeklere meslek edindirme kursları açarak savaşın mağdur ettiği insanlara cömertçe el uzattı. Biz ‘veren al alan elden üstündür’ düsturu içinde hareket ettikçe Allah ülkemize olan nimetini arttırdı ve bizi mahcup etmedi” ifadelerini kullandı.“HER ÇOCUK BANA ANNEMDEN ŞU KALDI DESİN O DA KENDİ ÇOCUKLARINA AKTARARAK ZENGİNLİKLERİN KORUNMASINI SAĞLASIN”Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kadınlar için sunduğu hizmetlere de değinen Emine Erdoğan, sosyal belediyecilik anlamında verilen hizmetlerin, BELMEK gibi, ‘her ev bir atölye olacak’ sloganıyla el sanatlarının yaşatılması çalışmalarının önemli olduğunu ifade etti.Kültürel zenginliklerin korunması adına yok olmaya yüz tutmuş sanat dallarına ve onların ustalarına sahip çıkılması gerektiğini ifade eden Erdoğan, “Büyükşehir Belediyemiz Türkiye’nin tüm yöresel sanat dallarının yaşayan en büyük ustalarını tespit ederek onları gençlerle buluşturma noktasında bir adım atsa ne güzel olurdu. Anadolu’nun kuytu köşelerinde belki de son demlerini yaşayan nice sanat ustası var. Elimizdeki kıymetleri çocuklarımıza aktarma konusunda özel bir gayret sarf ederek, kültürel devamlılığımızı sağlamalıyız. Her çocuk bana annemden şu kaldı desin o da kendi çocuklarına aktararak zenginliklerin korunmasını sağlasın” ifadelerini kullandı."KADINA KALKAN EL İFLAH OLMAZ"Türkiye’de ve tüm dünyada kanayan yara olan kadına şiddet meselesine yeniden değinmek istediğini söyleyen Emine Erdoğan, şunları kaydetti:"Kadına kalkan el iflah olmaz. Annesine, eşine, kız kardeşine, kızına şiddet uygulayan bir ruhun iflas ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Toplumumuzda güçlü bir erkeklik onurundan söz edilir. Şiddet en başta bu onura yakışmaz. Bir sivil toplum kuruluşumuz bu gerçeği ironik bir biçimde ‘erkeksen öfkeni yen!’ şeklinde bir slogana dönüştürmüştü. Öfke insana her şeyi yaptırabilir. Biz de buradan seslenelim; daha çok kalp, daha çok onur kırmadan, kendine dön ve insanlığını hatırla. Kadına karşı şiddet uygulamaktan uzak dur. Şiddetin olmadığı bir dünya inşası için daha çok farkındalık göstermek ve daha önemli adımlar atmak üzere sözleşerek buradan ayrılalım.”