Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından pandemi nedeniyle elektronik ortamda gerçekleşen Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Antalya Valisi Ersin Yazıcı’nın katılımı ile yapıldı. Toplantıda konuşan Vali Ersin Yazıcı, "Vaka sayılarında ağustos ayının ikinci yarısından itibaren birçok şehirde olduğu gibi Antalya’mızda da yükselişler gördük. Şükürler olsun alınan tedbirlerle son 15 günde bu yükseliş durdu. Rakamlarımız tekrar aşağı yönlü eğilim gösteriyor" dedi. ATSO Başkanı Davut Çetin ise Eylül ayının 2,5 milyon yabancı ziyaretçi sayısıyla kapatıldığını belirterek, "Ağustos ayında 800 bine yakın yabancı ziyaretçimiz oldu. Bu dönemde ve bu koşullarda turizmde bir başarı sağlamış bulunuyoruz, fakat bu yüzde 82 kayıpta olduğumuz gerçeğini de değiştirmiyor" diye konuştu.
Meclis Başkanı Süleyman Özer’in başkanlığındaki toplantıda, ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, oda çalışmalarının yanı sıra, ekonomi ve gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu. Davut Çetin, Vali Ersin Yazıcı’nın meclise katılımından büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti.
"Ekonomide yavaşlama başladı"
Ekonomide Temmuz ve Ağustos aylarında hızlı toparlanmadan sonra yavaşlama başladığına işaret eden Davut Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Böyle bir zamanda Medikal sektöre kamu borçlarının ödenmesi aciliyet kazanmıştır. Bu sorunun da hızla bir çözüme kavuşmasını diliyorum. Şu anda ekonomi gündemindeki en önemli meselemiz vergi, prim ve kredi ödemelerinin ertelenmesidir. Geçen hafta Sayın Bakana bu konuları detaylı bir şekilde anlattım. Pandemiden ve turizmdeki kayıptan en çok etkilenen sektörlere 2021 yılı sonuna kadar destek talebimizi tekrar aktardım. TOBB’un yoğun girişimleri üzerine Hükümet vergi ve prim yapılandırması konusunda bir çalışma yapmaktadır, ciro değişimi üzerinden seçici destek üzerinde de çalışılmaktadır. Büyük Millet Meclisi inşallah açıldığında bütçe ile birlikte konu Meclise gelecektir. Ekonomide Temmuz ve Ağustos aylarında hızlı toparlanmadan sonra yavaşlama başlamıştır. Sektörel güven endeksleri yavaşlamaya işaret etmektedir. Ekim ayından itibaren sıkıntıların artacağını çok önceden söylemiştim. Nitekim faizlerin artmasıyla birlikte kredi artışı da durmuştur"
“Döviz, faiz ve enflasyonun birlikte arttığı bir dönem yaşıyoruz”
Ekonomide döviz rezervi zayıflığı nedeniyle faiz artışına rağmen dövizdeki yükselmenin devam ettiğini aktaran Çetin, "Son üç yılda TL, dolar karşısında yüzde 100’e yakın değer kaybetmiştir, son bir yıllık artış yüzde 40’a yaklaşmaktadır. Gelişen ülkeler arasında doların bizden fazla arttığı ülke Arjantin’dir. Döviz, faiz ve enflasyonun birlikte arttığı bir dönem yaşıyoruz. Dünyada ABD seçimleri güvensizliği artırmaktadır. Bizde de ekonomik sorunlar, Akdeniz ve Azerbaycan gündemi, AB ile ilişkiler etkili olmaktadır. Bu faktörlere rağmen, bu durumda en önemli sorumluluk merkez bankasına aittir" diye konuştu.
Çetin, "Şüphe yok ki ekonomi yönetiminin işi kolay değildir. Devletin ilaç firmalarına bile ödeme yapmakta sıkıntı yaşaması durumun zorluğunu göstermektedir. Geldiğimiz noktada yapısal reform adımlarıyla ekonominin motorunu yenilemek mecburiyetindeyiz. Bugün yeni ekonomik program açıklanmıştır. Programda ilk kez bizim yaptığımız gibi iyimser ve kötümser senaryo yöntemi kullanılmıştır. Sayın Bakan turizmde 25 milyar dolar kayıp olacağını söyledi. Programda yeni normal, dijital dönüşüm kavramlarına vurgu yapılması olumludur. Fakat programda ekonomik destek paketleriyle ilgili daha fazla bilgi bekliyorduk, ama kalkınma planı gibi genel hedefler öne çıkmıştır. Vergi, SGK primi gibi ekonomik destekler konusunda bir şey söylenmemiştir. Genel hedeflere baktığımızda da kişi başı gelirde 8.400 doların altına indiğimizi, işsizliğin gelecekte de yüksek kalmaya devam edeceğini görüyoruz. Artık genel hedefler açıklamak yetmemektedir, güven tesisi için somut adımlar, uygulamalar gereklidir. Ekonomi yönetimi anlayış değişikliğine ve güven meselesine önem vermelidir. İnşallah yakında bir ekonomik destek programı da açıklanır. İnşallah KOBİ’leri ayakta tutacak, istihdamı koruyacak dönüşüm programları ve hızlı adımlar görürüz" dedi.
"Eylül ayını 2,5 milyon yabancı ziyaretçi sayısıyla kapatıyoruz"
Kent ekonomisi hakkında konuşan Başkan Çetin, şu ifadeleri kullandı:
"Antalya ekonomisinde olumlu ve olumsuz veriler birlikte gelmektedir. Eylül ayını 2,5 milyon yabancı ziyaretçi sayısıyla kapatıyoruz. Ağustos ayında 800 bine yakın yabancı ziyaretçimiz oldu. Bu dönemde ve bu koşullarda turizmde bir başarı sağlamış bulunuyoruz, fakat bu yüzde 82 kayıpta olduğumuz gerçeğini de değiştirmiyor. İspanya, Yunanistan gibi rakip ülkelerimizde durum farklı değildir, hatta bizden kötü olanlar da var. Dünya turizminde 2019 yılı rakamlarının yakalanmasının 3 yıl sürebileceği hesaplanmaktadır. Gelecek yıl aşı olsa da güven sorunu, işsizlik, gelir düşüşü ve uçak sefer organizasyonları nedeniyle 2019’a hemen dönülemeyecektir. Ticaret sektörümüz, turizmdeki kayıptan çok etkilenmiştir, bu etki de devam edecektir. Bugün ticaret sektörümüzle ilgili bir olumlu veriyi de paylaşayım. Bildiğiniz gibi çalışan sayımız azaldı, ama esnaf, tüccar sayımız halen artmaktadır. SGK’ya kayıtlı işveren ve esnaf sayısı artışında İstanbul’dan sonra ikinci il olduk. Antalya göç alarak büyüyor, ayrıca e-ticaret gibi alanlara girişler de artıyor. Konut fiyatı artışında bölge olarak Türkiye liderliğimiz devam ediyor. Merkez Bankası verisine göre Temmuz ayında yüzde 35 yıllık fiyat artışıyla bölgemiz ilk sıradadır"
Tarım sektöründe ihracat ve yatırım artışı devam ettiğini kaydeden Çetin, "Fakat tarımda büyük şirketler gelişirken, üretici sayısı azalmaktadır. 2012 yılda 50 bin SGK’lı çiftçimiz vardı, bugün 30 bindir, son bir yılda yüzde 10 azalma olmuştur. Buna rağmen daha önce de dile getirdiğim gibi bu yıl tarım yatırımlarında patlama yaşıyoruz. Yatırım teşvik belgelerinde tarım yatırımları yüzde 49 paya çıkarak fark atmıştır. Buna karşılık sanayi yatırımlarının payı yüzde 6’ya inmiştir. Güçlü bir ekonomi için sektörlerimiz ve ürünlerimiz çeşitlenmelidir. Bu nedenle Antalya’nın yatırım potansiyelini kaybetmemesi gerektiğini ısrarla söylüyorum. Antalya özel sektörü olarak son dönemde sadece pandemiyi, günlük sorunları konuşmaya başladık. Elbette ki, canı yanan işletmelerimiz ve üyelerimiz varken bunu konuşmamızdan daha doğal bir şey olamaz. Fakat artık pandemi koşullarıyla mücadeleyi aksatmadan, bir taraftan ayakta kalmaya çalışmalı, diğer taraftan da geleceğe hazırlanmalıyız. Birçok ülke pandemiye karşı ekonomik dönüşüm programlarıyla yeni yatırım ve istihdam alanlarına yönelmektedir. Antalya ekonomisinde de sektörel dönüşüm programları başlatmalıyız" şeklinde konuştu.
ATSO olarak 2016-2020 döneminde Antalya 4.0 vizyonunu ortaya koyduklarını anlatan Çetin, "İnovasyon merkezi, inovasyon ödülleri, e-ticaret çalışmalarını, Rota Antalya ile dijital turizm projelerini başlattık. Antalya veri merkezi, akıllı tarım projeleri pandemi nedeniyle gecikse de çalışmaya devam ediyoruz. Şimdi önümüzdeki dönem vizyonu için Yönetim Kurulu olarak çeşitli eksenler üzerinde duruyoruz. Dijital dönüşüm, ekolojik dönüşüm, yerel ekonomi dönüşümü ve sektörler dönüşümü dünyanın da ilerlediği alanlardır. Bizim de küresel yarışta bu yönde ilerleme sağlamamız gereklidir. Burada dijital dönüşüm devam eden çalışmaları içermektedir. Nasıl ki kültür sanat vizyonunda ilerlemeye devam ediyorsak, Antalya 4.0 vizyonunda da ilerlemeye devam edeceğiz" cümlelerini kullandı.
"Alınan tedbirlerle son 15 günde bu yükseliş durdu"
Konuşmasında, şehre geleli üç ay gibi kısa bir zaman olmasına rağmen pandemi koşullarında şehri tanımaya şehrin her noktasına dokunmaya çalıştığını belirten Vali Yazıcı, “Yaşanan pandemi süreci tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde ve Antalya’mızda da sıkı tedbirler almamızı gerektiriyor. Vaka sayılarında ağustos ayının ikinci yarısından itibaren birçok şehirde olduğu gibi Antalya’mızda da yükselişler gördük. Şükürler olsun alınan tedbirlerle son 15 günde bu yükseliş durdu. Rakamlarımız tekrar aşağı yönlü eğilim gösteriyor. Sonbaharla birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği sürece giriyoruz. Pandemi tehdidiyle birlikte önümüzdeki bu süreci çok daha iyi yönetmemiz, çok daha tedbirli davranmamız gerekiyor.” diye konuştu.
Önce sağlık mottosunu göz önünde bulundurarak, çalışmalarını bu kapsamda yürüttüklerini ileten Vali Yazıcı, “Alacağımız tedbirlerle vereceğimiz mücadeleyi rehavete kapılmadan yönetmemiz gerekiyor. Öncelikle sizin gibi iş hayatında olan, işi gereği toplumla öncelikli temas halinde bulunan esnaflarımızın, tüccarlarımızın, iş adamlarımızın bu konuda daha hassas davranması gerekiyor. Bunu hem kendiniz hem de Antalya’mız için yapmanız gerekiyor. Koşullar Mart - Mayıs arasında olduğu gibi olumsuz şekilde seyrederse toplum sağlığı için yeni kısıtlamalar yeni yaptırımlar ülkenin gündemine gelebilir. Biz bunu arzu etmiyoruz. Yaz aylarında çok sayıda devletin kurumları başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere “Maske - Mesafe - Hijyen” konusunda çeşitli uyarılar yaptılar ama yine de rakamlar yükselince yeni tedbirler alınmaya başlandı. Turizmde, almamız gereken tedbirleri birinci sırada tutarak sağlık ve güvenlik tedbirlerinin ikisini bir arada yönetmeye çalıştık. Bu dönemde turizmde bazı alanlarda kısıtlamalar ve denetimler rahatsız edici bulunmasına rağmen bu süreci iyi yönettik. Bunu yaparken de birçok sektörle birçok kişi ve kurumla işbirliği yaparak, Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlığımızın öncülüğünde yönetmeye gayret ettik. Ülkemiz iyisiyle kötüsüyle, olumlu olumsuz her şeyiyle bizim. Korona virüs ile birlikte derinleşen birtakım ekonomik problemlerimiz olabilir. Ben ülkeme olan inancımı ve ümidimi asla kaybetmedim. Zorluk varsa bunu aşacak kişiler de burada. Bazı konularda karamsar tablolar olabilir, fakat bizi kimse kurtarmayacak. Bu zor günlerin çözümü de bizde. Bu şehri hep beraber zor günlerden çıkaracağız. Hem kendiniz hem bu şehir hem de bu millet için çok çalışmaya devam edeceğiz. Bunu hep birlikte yapacağız. Birbirimize moral vermemiz gerektiğinde o morali vereceğiz"