Aydın Mimarlar Odası Başkanı Cemre Şahin Kazıcı, eski binaları kullanımda tutabilmek ve fiyatlarını yukarıya çekebilmek için yapılan dış cephe kaplamaları, mantolama, sıva ve boya gibi makyajlamaların tehlike oluşturduğunu belirterek vatandaşları uyardı.
Geçtiğimiz yıl Ekim ayı sonunda 6.9 şiddetinde meydana gelen İzmir depreminin ardından 116 kişi ölmüş, bin 34 kişi de yaralanmıştı. Depremde zarar gören binalar tek tek tespit edilerek oturulamaz raporu verilen binalar yıkıldı. Vatandaşlar henüz depremin korkusunu üstünden atamazken İzmir ve Aydın bugün sabaha karşı yeniden sallandı. Sabaha karşı Ege Denizi’nde meydana gelen ve Aydın’da da hissedilen 4.5 şiddetindeki deprem vatandaşlarda panik havası oluşturdu ve gözler yeniden binalara çevrildi. Yaşanan depremler sonrasında vatandaşlar binalarının depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda ölçüm yaptırma arayışına girdi. Aydın Mimarlar Odası Başkanı Cemre Şahin Kazıcı, vatandaşların deprem ve sonrasındaki bir kaç ayda binalarından endişe ettiklerini ve sonrasında da hayatlarının normale döndüğünü ifade ederek bina makyajlamasına karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi.
"Eski binaların makyajlama ile değeri arttırılıyor"
Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunun altını çizen Mimarlar Odası Başkanı Kazıcı, "Ne yazık ki deprem ülkesi olmamıza karşın sadece deprem olduğu zaman ve takip eden bir iki ay boyunca vatandaşımız yapılarının sağlam olup olmadığından endişe ediyor. Bu konu her defasında dile getiriliyor, hep birlikte hak veriyor ama yine farkındalığımızı kaybediyoruz. Bir süre sonra ev ve işyerlerimizden en büyük beklentimiz, şık ve estetik bir görüntü oluyor. Bu beklenti, bina veya daire kira ve satış işlemlerinde art niyetli yaklaşan kimileri için muazzam bir dolandırıcılığın önünü açıyor. Biliyoruz ki her yapının bir kullanım ömrü var. Yapı malzemeleri ve donatıları çeşitli faktörlerle süre içerisinde tahribata uğruyor ve yapı riskli hale dönüyor. Bu yapılar deprem gerekmeksizin dahi yıkılabiliyor. Bunun önüne geçebilmek için iki yöntem var, bina ya güçlendirilmelidir ya da yıkılmalıdır. Ancak bu çözümler zaman ve bütçe açısından yapı sahibine masraflı gelebiliyor. O yüzden kimi zaman, bu yapıları olduğu gibi kullanımda tutabilmek ve fiyatlarını yukarıya çekebilmek için dış cephe kaplamaları, mantolama, sıva-boya gibi makyajlama örnekleri ile karşılaşıyoruz. Maalesef vatandaşlarımız yapının dayanımını sorgulamaksızın kozmetiğine, dış cephesine, yeniymiş gibi görünmesine aldanarak bu binalarda yaşamaya başlıyor ve yaşamlarını tehlikeye atıyorlar. İzmir Depreminde yerle bir olan bazı yapıların deprem öncesi fotoğraflarındaki yeni görüntüsü de bu durumun somut bir örneği. O daireler de depremden hemen önce ortalama 750 bin liradan satılmıştı" dedi.
"İşinin ehli kişiler ile çalışılmalı"
Binaların mantolama işlemlerinin mutlaka işinin ehli insanlar tarafından yapılması gerektiğini belirten Başkan Kazıcı, "Öte yandan dış cephe kaplama ve mantolama uygulamaları üzerine yapılan akademik çalışmaların ve karşılaştığımız hatalı uygulamaların sonucu da endişe verici. Çeşitli uygulama sistemleri olan bu işlemlerde kullanılan malzeme, uygulama öncesi hazırlık ve uygulama süreci çok önemli, burada yapılan hatalar ve kullanılan niteliksiz malzemeler, ısı yalıtımı sağlamadığı gibi, binanın enerji etkinliğini olumsuz etkileyebiliyor. O yüzden kimi başarısız mantolama uygulamalarından sonra ısıtma ve soğutma giderlerinin arttığından şikayetçi vatandaşlar da var. Üstelik yapıya ekstra yük getirmesi sebebiyle binanın deprem dayanımını da düşürebiliyorlar. Yani aynı tarihte inşa edilmiş yapılardan eski görüneni depreme daha dayanıklı bile olabilir. Bu sebeple kimi şehirlerde bu cephe uygulamaları öncesinde projelerinin sunularak ilgili belediyesinden izin alınması gerekiyor. Ancak maalesef Aydın’da böyle bir uygulama yok. Örneğin bugün Aydın’da bir yapıda mantolama yapılacaksa, apartman yönetiminin herhangi bir mantolama firmasıyla anlaşması yeterli. Sadece iskele kurma izni alınıyor belediyeden. Yapılacak mantolamanın o binaya getirdiği yükün tehlike oluşturup oluşturmadığı, uygulama yönteminin yapı için riskli olup olmadığı, kullanılan malzemelerin yalıtım sağlayıp sağlamadığı denetlenmiyor. Bu uygulamaların güvenilirliğinin sağlanması ve vatandaşların can sağlığı için belediyelerimizin bir an önce denetleme sistemini düzenleyerek yürürlüğe koyması gerekir" diye konuşarak vatandaşların da bu denetleme olmaksızın yapılacak her uygulamaya soru işareti ile yaklaşması, yeni görüntüsüne aldanmaması gerektiğini sözlerine ekledi.