Arda ERDOĞAN/ANKARA, (DHA)- MİLLİ Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, pedagojik formasyon içeriği ve yaklaşımının Milli Eğitim Bakanlığı'nın ihtiyaçları açısından işlevsel görünmediğini belirterek, "Bunun yeniden çerçevelenip, öğretmenlik hakkı kazanan gençlerimize ücretsiz olarak verilmesi lazım, ki bunun altyapısını kurduk" dedi.
Bakan Selçuk, TED Üniversitesi’nde düzenlenen Üçüncü Uluslararası Öğretmen Eğitimi ve Akreditasyon Kongresi’ne katıldı. Bakan Selçuk, 'mezun oldum' ifadesinin öğretmenlik için çok uygun olmadığını belirterek, "Mezun olduktan sonra belirli bilgileri sınıflarda paylaşmak yeterli görülebiliyor, böyle bir kültür Türkiye’de belki 100 belki 200 senedir var. Bizim belki bu anlamda yeni bir tanım çerçevesine de ihtiyacımız var; ama bu bir ekosistem gerektiriyor. Sadece kalite kurulunu kurmak ya da sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirli mevzuat düzenlemelerini yapması bunun için yeterli değil. Bu ekosistemin bütün boyutlarını birlikte dönüştürmeye ihtiyacımız var. 'Nedir bunun boyutları?' diye baktığımızda belki 'KPSS dururken kaliteyle ilgili ne konuşabiliriz?' diye sormak lazım. 'Formasyonla ilgili bu anlayış devam ederse kaliteyle ilgili ne konuşabiliriz?' diye sormak lazım. Ya da öğretmen ihtiyacının organik olarak belirli bir düzen içinde sürdürülmesini konuşmak lazım. Bütün bunlar bize şunu gösteriyor; hep birlikte işin bir ucundan tutup, ilerletmek lazım; ama bunun için bir hayal ve ideal birlikteliği gerekiyor" dedi.
'BUNUN ÜCRETSİZ VERİLMESİ LAZIM'
Her isteyene pedagojik formasyon vermekle sağlıklı yol alınmasının mümkün olmadığına dikkat çeken Bakan Selçuk, "Bir öğretmen adayı sınavı kazanır ve öğretmenlik hakkını elde ederse, Milli Eğitim Bakanlığı’nın o kişiye formasyon adı altında, her neyse ki onun yeniden tanımlanması lazım. O çerçeve bugün için çok işlevsel görünmüyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın da ihtiyaçları açısından işlevsel görünmüyor pedagojik formasyon içeriği ve yaklaşımı. Bunun yeniden çerçevelenip bu öğretmenlik hakkı kazanan gençlerimize ücretsiz olarak verilmesi lazım, ki bunun altyapısını kurduk" diye konuştu.
'ÖĞRETMEN EĞİTİMİ İÇİN ORGANİK ÇERÇEVE'
Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendi öğretmenlerine verdiği hizmetin yeniden çerçevelenmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Selçuk, "Bunun için Türkiye’de 950’nin üzerinde merkezde Öğretmen Destek Noktası açıyoruz. Ankara’da büyük bir merkez kurduk, Keçiören’de. Birkaç bin tane uzmanın yetiştirilmesi ve akabinde de bütün il ve ilçeler düzeyinde öğretmenlerin sürekli olarak yerinde zamanında sürdürülebilir ve sürekli eğitim almalarıyla ilgili ki bunu üniversitelerle beraber yapacağız elbette. Bu tür bir organizasyona ihtiyaç var; çünkü resmi yazıyla Ankara’dan gönderdiğimiz genelgeler ya da talimatlar bir şekilde başka biçimlerde anlaşılıyor ya da anlaşılmıyor. Biz öğretmen eğitimini resmi yazıların ötesinde daha organik bir çerçeveye oturtmak durumundayız" değerlendirmesinde bulundu.
'UMUTSUZLUĞA GEREK YOK'
Bakan Selçuk, ara tatilde ve yaz tatilinde yapılan seminerlerinde 'Yeni kuşak eğitim' adı altında öğretmenin kendi ihtiyacı doğrultusunda eğitim almasına olanak sağlamak için gayret gösterdiklerini ifade ederek, "Bunu çok rahatlıkla yapabildiğimizi görüyoruz. Yüz binlerce talep alıyoruz öğretmenlerden; biz de fen eğitimindeki şu konuda eğitim almak istiyoruz, masal anlatıcılığı konusunda eğitim almak istiyoruz. Öğretmenlerin eğitim alma ihtiyacıyla ilgili çok olumsuz bil algı olduğunu fark ettik yaptığımız çalışmalarda. Ama eğitim sahici, organik olduğunda, gerçekten ihtiyaca yönelik olduğunda gördük ki yüz binlerce öğretmen sürekli eğitim almak istiyorlar ve yazın herhangi bir ücret almaksızın bütün zamanlarını bu eğitimlerde gönüllü olarak harcıyorlar. Dolayısıyla umutsuzluğa, mutsuzluğa gerek yok" dedi.
'ÜRETEMEYEN EĞİTİM FAKÜLTELERİ ÖĞRETMEN YETİŞTİRMESİN'
TED Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Pehlivanoğlu ise yükseköğretimde kalite kurumunun önemini üyesi bulunduğu Cumhurbaşkanlığı Kurulu’nda da çok sık bir şekilde tartıştıklarını vurgulayarak, "Şüphesiz ki tam bağımsızlık ve yetkin bir akreditasyon sürecine bu kurulun sahip olması lazım; ama ölçtüğünün de ne olacağının ortada olması lazım. Ölçüp, ölçüp lafları koyarsak hiçbir şey olmaz. Kağıtların üzerinde istatistikçiler istedikleri noktadan sonuca gidebilirler rakamlarla oynamadan. Şunu unutmayalım ki bu ülkenin geleceği ve bekası için yapmamız gereken tek şey genç nüfusu oy olarak değil gelecek olarak görmek. Öğretmenliği kutsamak; ama disiplini ve sorumluluğu da yaşatmak. Öğretmenlik yapmayan kişi gitsin başka yerde devlet memurluğu yapsın. Çocuklarımızın geleceğini, en büyük anayasal haklarını onlara vermeyelim. Üretemeyen eğitim fakülteleri de lütfen öğretmen yetiştirmekten vazgeçsinler. Çünkü söz konusu olan ülkenin geleceğiyse bizlerin hepsi teferruatız" ifadelerini kullandı.
FOTOĞRAFLI