İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, PKK’nın ipinin kimin elinde olduğunu bildiklerini belirterek, “Binlerce tır silahı kim gönderiyorsa, Avrupa Parlamentolarında onları kim pişpişliyorsa ipi onların elinde. Dış güçlerle beraber FETÖ’nün operasyonlarına maruz kaldık. İplerinin kimin elinde olduğunu biliyoruz” dedi.
Moray Üs bölgesindeki askerleri ziyaretinin ardından AK Parti Muş İl Başkanlığı Danışma Meclisi toplantısına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, partililer tarafından yoğun sevgi gösterisiyle karşılandı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşan Bakan Soylu, 2000’li yıllarda dünyada terör, yükselen ırkçılık, göç, yabancı düşmanlığı, küresel ekonomik krizlerin yaşandığını, karmaşıklığı ve problemleri iki katına çıkmış Ortadoğu’nun olduğunu belirtti. Gençleri etnik kökenleri üzerinden radikalleştirmek, özellikle terör örgütü kurdurmak ve yine çatışmaya, terör örgütleriyle birbirlerini kırdırmaya çalışanların olduğunu kaydeden Soylu, “Zannettik ki 2000 yıllarda değerler yükseldiğinde bunlardan kurtuluruz. Bir de baktık ki emperyalizm yeni bir süreç üretti, yeni bir ürün ortaya koydu. Emperyalizm, radikalizm üzerinden yeniden iş başına geldi. Gençleri etnik kökenleri üzerinden radikalleştirmek, özellikle terör örgütü kurdurmak ve yine çatışmaya, terör örgütleriyle birbirlerini kırdırmaya çalıştılar. Türkiye 1990-2000 arasındaki 10 yılı öyle zor yaşadı ki. Bu yıllar arasında bizi 28 Şubatlarla, başörtüsü meselesiyle, koalisyon hükümetlerinin siyasi istikrarsızlık üreten anlayışlarıyla, ekonomik krizlerle, PKK ile uğraştırdılar" dedi.
“İplerinin kimin elinde olduğunu biliyoruz”
Vatandaşların; koca koca Amerika’yı, Avrupa’yı, batıyı, o büyük paraları imanlarıyla ve oy pusulalarıyla tuş ettiklerini anlatan Bakan Soylu, “PKK’nın ipi kimin elinde biliyoruz. Binlerce tır silah kim gönderiyorsa, Avrupa Parlamentolarında onları kim pişpişliyorsa ipi onların elinde. Dış güçlerle beraber FETÖ’nün operasyonlarına maruz kaldık. İplerinin kimin elinde olduğunu biliyoruz. DEAŞ ile PYD’yi anlaştırma çabaları içinde olduklarını biliyoruz. El Kaide’yi biz mi oluşturduk? Hayır, ABD oluşturdu. Oradan DEAŞ’ı ürettiler. Bu coğrafyada vekalet savaşlarıyla Ortadoğu’nun, Anadolu’nun, Asya’nın huzuru bozulsun diye ellerinden gelen her şeyi ortaya koydular. Güçlü, ayakları üstünde duran, zengin, huzurlu, mutlu bir Türkiye olmasın istiyorlar. Bir eli Suriye’de, bir eli Irak’ta, bir eli Mısır’da, bir eli Yemen’de bir Türkiye olmasın. İstiyorlar ki Somali’de bir terör saldırısı olduğu zaman ilk yardıma koşan Türkiye olmasın. Mücadelemiz bir istikrar ve güvenlik mücadelesine dönüştü. 15 Temmuz’dan terör eylemlerine kadar, Demirtaş’ın müsebbibi olduğu 6-7 Ekim olaylarına kadar çok şehitler verdik çok acılar çektik. Bir yandan göçü yönettik bir yandan da içeride FETÖ ve PKK’yı bitirdik. Diğer yandın S-400’den kendi savunma sanayimize kadar pek çok alanda attığımız adımlarla bir operasyonel güç ürettik" diye konuştu.
“Evlat nöbetini basit bir eylem olarak görmeyin”
Ülkenin sadece batısının değil doğusunun da büyük bir kalkınma ve üretim hamlesi içinde olduğu bir Türkiye tablosunun yaşandığını, son 3 yıldır yapılan yatırımlarla terörle mücadeleyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşanan değişimi görmeyenlerin veya inkar eden art niyetlilerin olduğunu anımsatan Bakan Soylu, "Aileler, anne ve babalar Diyarbakır’da HDP il binası önünde PKK’yı bitiren bir operasyon başlatmışlardır. Evlat nöbetini basit bir eylem olarak görmeyin. Bu ülkede 13-14 yaşındaki çocukların eline silah verip kendi insanlarına, kendi askerlerine, kendi polisine silah sıktırmaya çalıştılar. Geçen günlerde Diyarbakır’daki annelerin yanına Avrupa Birliği’nin elçileri gittiler. Annelere soru sordular. Dediler ki, ’evladınız kaç yaşında gitti?’ Verdikleri cevap; 13, 14, 15. Bu yaştaki bir çocuk ancak annesinin dizinin dibinde masumdur. Onun o masumiyetini oradan alan alçaktır, namussuzdur, haysiyetsizdir. O anneler kimseden korkmadan geldiler Diyarbakır’da HDP binasının önünde oturdular. Dün Mekiye ifade verdi, Hüsniye ananın kızı. ’HDP il binasından beni götürdüler’ dedi. Bu il binaları terörist yuvasıdır dediğimiz zaman bize kızıyorlardı. ‘Bize iftira atıyorsunuz’ diyorlardı. Hacer, Hatice, Hüsniye ananın her biri bugün Türk demokrasisine, gençliğimize, annelere, ülkenin birliğini zenginleşmesine büyük katkı sağlamaktadırlar. Buradan Diyarbakır annelerine selam olsun. Onları saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyoruz. Yaptıklarının ne olduğunu, ortaya koydukları kararlı mücadelenin ne olduğunu biliyoruz. Buradan söylüyorum. Güvenlik güçlerimiz mücadele ediyor, ama PKK terörünü yok edecek anaların yüreğidir" şeklinde konuştu.