Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Ar-Ge kampüslerimiz, tersine beyin göçünün merkezi olsun. Üniversite sanayi işbirlikleriyle, sanayi ve teknolojinin her alanında öncü projelere imza atalım. Teknoparklarımız, kuluçka merkezlerine daha fazla alan ayırsın, Ar-Ge merkezlerindeki tecrübe birikimi kuluçka merkezlerine aktarılsın" dedi.
7’nci Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve Ar-Ge Merkezleri Ödül töreni Ankara Ticaret Odası Congresium’da düzenlendi. Törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, milletvekilleri, rektörler ve bir çok sanayici katıldı. Ödül töreninde değişikliğe gittiklerini belirten Varank, “Aynı ekosistemin oyuncuları olan; birbirlerinden sağlıklı bir şekilde etkileşim içerisinde olması gereken teknoloji geliştirme bölgeleri ve Ar-Ge merkezlerini bir araya getirdik. Aynı anda ödüllerini takdim ediyoruz. Bu sayede; birbirinizin rakibi değil, tamamlayıcısı olduğunuzu bir kez daha hissetmenizi istedik. Bir başka değişikliği de performans kriterleri ve ödül kategorilerinde yaptık. Bu sene 13 farklı kategoride toplam 39 ödül vereceğiz. Performansınızı değerlendirirken; en yüksek ağırlığı ürettiğiniz çıktıya verdik. Yani sizlerden temel beklentimiz; ticarileşmeyi, uluslararasılaşmayı, patent başvurularını ve marka tescillerini artırmanız yönünde. Biz bu beklentilerimizi, yıllık faaliyet denetimlerimizde sizlere bir nevi ödev olarak da veriyoruz” ifadelerini kullandı.
“Teknolojinin tüketicisi değil, üreticisi olmak gerekiyor”
17 yıl boyunca gerçekleştirilen yatırımlar sonucunda güçlü bir ekosistem oluşturduklarını ifade eden Varank şöyle konuştu:
"Uluslararası rekabetin unsurları tarihsel süreç boyunca farklı nitelikler arz ettiği 1960’larda rekabetin temeli üretim üstünlüğüne bağlıydı. 70’lere geldiğimizde, düşük maliyet başarının anahtarıydı. 80’lerde kalite odaklı bir yaklaşım hüküm sürüyordu. 90’larda firmaların hızı ve esnekliği, rekabet üstünlüğünü belirliyordu. 2000’lerden itibarense, Ar-Ge ve yeniliğe yapılan yatırımların, kalıcı rekabet gücü kazanmada ne denli önemli olduğu ortaya çıktı. Her toplantımda altını çizdiğim bir hususu burada da tekrarlayacağım. Artık küresel rekabette ayakta kalabilmek, bu yarışın daimi oyuncusu olabilmek için teknolojinin tüketicisi değil, üreticisi olmak gerekiyor. Teknolojiyi üretmek içinse, iyi işleyen bir Ar-Ge ve yenilik ekosistemi şart. İşte biz de hükümet olarak bu ihtiyaca cevap vermek üzere kolları sıvadık.17 sene boyunca, bilime ve teknolojiye yaptığımız altyapı yatırımları sonucunda güçlü bir ekosistem inşa ettik. 200’ü aşkın üniversite, bin 500’ün üzerinde Ar-Ge ve Tasarım Merkezi, 84 Teknoloji Geliştirme Bölgesi ve 112 bin araştırmacı bu ekosistemin temel aktörleri. Bu aktörler aynı zamanda, Milli Teknoloji Hamlemizin de vazgeçilmez paydaşları. Paydaşlarımızın verimliliğini daha da artırmak adına; fikirden ürüne, üründen pazara tüm süreçleri iyi kurgulanmış desteklerimizle teşvik ediyoruz. Bilimsel bilgiyi, ticarileştirilebilir yüksek katma değerli ürün ve teknolojilere dönüştürmek adına farklı mekanizmalara sahibiz."
“Bin 112 girişimciye BiGG ile 194 milyon lira kaynak kullandırdık”
Yüksek teknolojiye yatırım yapan girişimcileri yatırım teşvikleriyle motive ettiklerinin altını çizen Bakan Varank, “Bu alandaki yatırımlara da vergi istisna ve muafiyetleriyle beraber, nitelikli personel desteği, yatırım yeri tahsisi gibi yatırım maliyetini düşürecek teşvikler sunuyoruz. TÜBİTAK aracılığıyla da Ar-Ge kabiliyetlerimizi artıracak ve girişimcilik ekosistemini geliştirecek destekleri işletmelerle buluşturuyoruz. Firmalarımızı; proje esaslı araştırma ve teknoloji geliştirmeye teşvik ediyor, hem kendi aralarında hem de üniversitelerle işbirlikleri geliştirmelerini sağlıyoruz. Son 5 yılda, 7 bin 500 firma ve üniversitenin 9 binin üzerindeki projesine 3,5 milyar lira hibe verdik. Kendi firmalarını kuran bin 112 girişimciye, Tekno-Girişim Sermaye Desteği Programıyla (BiGG) 194 milyon lira kaynak kullandırdık” diye konuştu.
“Avrupa Komisyonu, ilk defa bu yönde bir karara imza attı”
TÜBİTAK cephesinde çok güncel bir gelişmeye değinen Bakan Varank, şu ifadeleri kullandı:
“Avrupa Komisyonuyla yürüttüğümüz müzakereler sonucunda, tarihi bir kararın alınmasını sağladık. AB’nin Araştırma ve İnovasyon Çerçeve Programlarına TÜBİTAK koordinasyonunda katılım sağlıyoruz. Bildiğiniz gibi bu programlarda bir havuz sistemi var. Türkiye de her sene bu havuza belli miktarda bir katkıda bulunuyor. Ancak bu katkıların, fon olarak bize dönüşü, maalesef istediğimiz seviyelerde olmuyordu. Katma değeri yüksek olmasına rağmen, zaman zaman projelerimiz bütçe kısıtı sebebiyle fonlardan yararlanamıyordu. Biz bu gidişatı değiştirmek istedik. TÜBİTAK, muhataplarıyla yoğun müzakereler yürüttü ve günün sonunda da istediğimizi almış olduk. Bundan böyle havuza koyduğumuz para, sadece ülkemizden başvuruda bulunan projeleri desteklemek için kullanılacak. Avrupa Komisyonu, ilk defa bu yönde bir karara imza attı. Önümüzdeki sene 80 milyon Avro’ya yakın bir kaynağı özel sektörümüz ve akademisyenlerimizin talepleri doğrultusunda kullandıracağız. Bugün burada bulunan Ar-Ge Merkezleri ve Teknoloji Geliştirme Bölgelerimizin inovatif projeleri için kaynak ararken bunu da zihinlerinde tutmalarında fayda var.”
“KOSGEB, faiz oranlarını aşağı yönlü revize ederek 175 baz puanlık indirim yaptı”
KOSGEB’in faiz indiriminin önemine vurgu yapan Varank, “Bakanlığımızın ilgili kuruluşu KOSGEB aracılığıyla da KOBİ’lerde Ar-Ge bilincinin yaygınlaştırılması ve kapasitelerinin artırılması için çeşitli programlar yürütüyoruz. Bu sene 700’e yakın KOBİ’miz, farklı programlar aracılığıyla, 220 milyon liralık bir kaynaktan faydalandı. 21 Ekim’de Bankalar ve Kredi Garanti Fonuyla bir protokol imzalamış ve KOBİ Finansman Destek Programını devreye almıştık. Bu yeni programda; KOSGEB’in girişimcilik desteklerinden yararlanan ya da yararlanmayı planlayan geleneksel girişimcilere 50 bin liraya kadar, Stratejik ve öncelikli sektörlerdeki işletmelere de 500 bin liraya kadar kredi finansman desteği sağlıyoruz. Finansal piyasalardaki son dönem eğilimleri ve ekonomideki canlanmayı da dikkate alarak, KOBİ’lerin finansmana daha kolay erişimi için KOSGEB’in bankalarla yaptığı protokolde firmalarımızın lehine değişikliğe gittik. KOSGEB, bankalarla yaptığı yeni anlaşmayla Finansman Destek Programında faiz oranlarını aşağı yönlü revize ederek 175 baz puanlık bir indirim yaptı. Kredi kullanan KOBİ’ler, bu revizyonla birlikte artık 15 bin liraya kadar daha az maliyetli finansman kullanabilecekler” dedi.
“Ar-Ge kampüslerimiz, tersine beyin göçünün merkezi olsun”
2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisini açıkladıklarını belirten Varank, şunları kaydetti:
“Stratejide oldukça somut ve iddialı hedeflerimiz var. İmalat sanayi ihracatımızda orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 50’ye yükseltmeyi arzuluyoruz. Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payını yüzde 1,8’e, bu alanda çalışan insan kaynağımızı 300 bin kişiye ve araştırmacı sayımızı 200 bin kişiye çıkaracağız. Ar-Ge yatırımlarında dünyada söz sahibi olan ilk 2 bin 500 firmalık listeye, ülkemizden 23 firmayı sokmak istiyoruz. Yıkıcı teknoloji alanlarında, küresel ölçekte marka olacak en az 23 akıllı ürün geliştirmeyi hedefliyoruz. Tabi bunları yapacak; fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeyi bilen, inovasyon ruhunu özümsemiş girişimcilere ihtiyacımız var. İşte Sizler bu hedefleri gerçekleştirecek aktörlersiniz. Başarıya ulaşmak için, paydaşlar arası etkileşimden en iyi şekilde faydalanmak gerekiyor. Türkiye, bilimsel ve teknoloji tabanlı işlerde ciddi bir sıçrama potansiyeline sahip. İstiyoruz ki nitelikli insan kaynağımız en üretken ve yüksek katma değerli işlere odaklansın, fikri sermayesini ülkemizin geleceği için kullansın. Ar-Ge kampüslerimiz, tersine beyin göçünün merkezi olsun. Üniversite sanayi işbirlikleriyle, sanayi ve teknolojinin her alanında öncü projelere imza atalım. Teknoparklarımız, kuluçka merkezlerine daha fazla alan ayırsın, Ar-Ge merkezlerindeki tecrübe birikimi kuluçka merkezlerine aktarılsın. Bakanlık olarak vizyoner bir proje üzerinde çalışmaya başladık. Ar-Ge merkezleri ve teknoparklar arasındaki eşgüdümü ve farkındalığı artırmak için bir internet portalı kuruyoruz. Amacımız teknoparklardaki 5 binin üzerindeki firmayla, bin 500’ün üzerindeki Ar-Ge ve Tasarım Merkezinin birbirinden haberdar olması. Bu portal; firmalarımızın onay verdiği ölçüde; kim, nerede, ne yapıyor sorularına cevap verecek şekilde tasarlanıyor. Bu sayede benzer projeleri çalışan firmaları bir araya getirerek, zaman ve kaynak tasarrufu sağlayacak, ekosisteme yeni girmek isteyen firmaların olası piyasa boşluklarını görmelerini de mümkün hale getireceğiz. Dolayısıyla sizlerin bu portala katkıda bulunmasını çok önemsiyoruz. Veri bazlı politikalar geliştirilmesi adına, hem özel sektörümüzün hem de kamunun bu veri tabanını en iyi şekilde kullanabileceğini düşünüyorum.”
Samsun Teknoloji Geliştirme Bölgesi, "Erken Aşama Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Sıralaması" kategorisinde birinci oldu. Samsun Teknoloji Geliştirme Bölgesi adına ödülü Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç aldı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. ise "En Fazla Yeni Ar-Ge Personeli İstihdamı Kategorisi" ve "En Fazla Ar-Ge Harcaması Yapan Ar-Ge Merkezleri Kategorisi"nde ikinci oldu. Bakan Varank, ödül töreninin ardından aile fotoğrafı çektirdi.