Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, son günlerde artan kadın cinayetleri ile ilgili olarak başlatmak istedikleri ’Gelincik Projesi’ni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile görüşmek istediğini söyleyerek; "Bir kadın olarak, hanımefendi olarak kadına karşı şiddeti önlemek için kendisinin çok şey yapacağını düşünüyorum. Didim’de 6 senedir bir kadına kabus hayatı yaşatılmasına asla kabul etmiyorum. Bizim muhakkak suretle sahada görev yapan polis, jandarma, kaymakam, sosyal hizmet uzmanı, cumhuriyet savcısı, hakim herkimse ‘ben bu işi yapıyorum, can kurtarmak için yapıyorum’ heyecanıyla işine sarılması lazım" dedi.
Kayseri’de bulunan bir otelde yapılan Türkiye Barolar Birliği İç Anadolu Bölgesi Baro Başkanları toplantısı hakkında bilgiler veren Kayseri Baro Başkanı Cavit Dursun, toplantıya katılan 32 baro başkanına teşekkürlerini ileterek, "Dün akşam itibariyle şehrimizin tarihinde önemli bir yeri olan Mustafa Kemal Atatürk’ün Kayseri’ye gelişinin 100 yılı anısına çok güzel bir oratoryosu gerçekleştirdik. Bugün de akşama kadar avukatlık mesleğiyle, yargı erkininin sorunlarıyla ilgili toplantımızı gerçekleştireceğiz. Şehrimize gelen tüm başkanlarımıza ve birlik başkanımıza saygılarımı sunuyorum" dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise bugün çok faydalı bir toplantı yapacaklarını, avukatlık mesleğinin temel sorunlarının gündemlerinde olduğunu belirtti.
"Yargı reformu istiyorsak ülke için istiyoruz"
Yargı reformunu ülke avukat değil ülke için istediklerinin altını çizen Başkan Feyzioğlu, "Esnaflara ‘Ne istersiniz, ne yapılması gerekir?’ diye soruyorum. Dudaklarda tek cümle; yatırım, fabrika. Tarıma dayalı sanayi, çiftçiliğin, hayvancılığın geliştirilmesi lazım, bu ülkeye fabrika lazım. Bütün bunların için de yatırımcının ihtiyaç duyduğu en önemli teşvik hukuk güvenliğidir. Hukuk güvenliği olmayan bir ülkeye yerli yatırımcı gelip parasını bağlamaz, dışarıdan hiç gelmez. Bu sebeple biz yargı reformunu bu ülkenin refahı için kaçınılmaz görüyoruz. Bazıları bunu sırf biz avukatlar için istiyoruz diye düşünebilir. Bu yanlıştır. Avukatın kendi adına istediği bir şey olmaz bu noktada. Yargı reformunu istiyorsak bu ülke için istiyoruz. Çünkü bir avukata bir hak şahsi ayrıcalığı olarak verilmez, savunduğu bireyin hakkı olarak tanınır. Bir avukatın hakkı ihlal ediliyorsa bilin ki orada vatandaşın insan hakkı ihlal ediliyor" diye konuştu.
"Didim’de 6 senedir bir kadına kabus yaşatılmasını asla kabul etmiyorum"
Son günlerde artan kadın cinayetleri ile ilgili olarak başlatmak istedikleri Gelincik Projesi ile ilgili bilgiler de veren Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Adalet bakanıyla çok güzel bir işbirliği içerisinde Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin her birine barolarımızın bu konuda uzman şiddet mağduru kadınlarla iletişim kurma konusunda da özel eğitim almış, kadın hakları mücadelesine de başını koymuş kıdemli kadın avukatları görevlendireceği proje geliştiriyoruz. Sahada da mağdur kadınların elini tutacak, onunla birlikte sisteme karşı mücadele edecek avukatları yetiştiriyoruz. Dolayısıyla dört dörtlük çalışma inşallah çok yakın bir zamanda hazırlanarak önümüze konacak. Dün de Sayın Emine Erdoğan’a bir mektup yazdım. Bu projenin kendileri tarafından sahiplenilmesini önemsiyorum. Bir kadın olarak, hanımefendi olarak kadına karşı şiddeti önlemek için kendisinin çok şey yapacağını düşünüyorum. Didim’de 6 senedir bir kadına kabus hayatı yaşatılmasına asla kabul etmiyorum. 4 yaşındaki bebesini döve döve yanından alıp, bir buçuk ay evine götürüp çocuk yemeden içmeden kesilince, çocuğun feryat figanı arasında anasına iade etmek zorunda kalan bir adamın çocuk kaçırmaktan dolayı hakkında açılan soruşturmada takipsizlik kararı verilmesini asla kabul etmiyorum. Evlilik birliği resmen sona ermediği için şeklinde bir gerekçeyi hiçbir şekilde benimsememiz mümkün değil. Bu kadın, Zeliha hanım feryat etti; ‘Beni de mi ölünce koruyacaksınız’ diye. Türkiye’de bunun gibi on binlerce mağdur insan var. Bizim muhakkak suretle sahada görev yapan polis, jandarma, kaymakam, sosyal hizmet uzmanı, cumhuriyet savcısı, hakim herkimse ‘ben bu işi yapıyorum, can kurtarmak için yapıyorum’ heyecanıyla işine sarılması lazım. Bir can kurtarmak mukaddes emaneti korumaktır."
"Kayseri’de Kastamonu pastırması dağıtıldı"
Son zamanlarda Kayseri ile rekabet içerisinde olan Kastamonu pastırması, Kastamonu Barosu tarafından Kayseri’de başkanlara hediye edildi. Toplantıya katılanlara Kastamonu Barosu tarafından pastırma hediye edilmesi hatırlatılınca Başkan Feyzioğlu, "Şu anda bir rekabet var. Ama bu rekabet kime yarıyor Kayseri’ye mi Kastamonu’ya mı çatı örgütü başkanı olarak taraf olmayayım. Kastamonu desem Kayseri’yi kaybederim, Kayseri desem Kastamonu’yu kaybederim. İyi olan kazansın, hepsi çok güzel. Allah alamayana imkanlar nasip etsin. İnşallah ülkemizin ekonomisi gelişir, refah seviyesi artar da herkes çocuğuna rahatlıkla ikram edebilir. Bugün maalesef biraz pahalı. Öyle bir Türkiye için hep birlikte çalışmalıyız" ifadelerini kullandı.