Kastamonu’nun Gastronomi alanında iddialı bir il olduğunu vurgulayan Kastamonu Belediye Başkanı Op. Dr. Rahmi Galip Vidinlioğlu, şu ana kadar 11 bin yardım kolisini ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırdıklarını söyledi.
Telekonferans sistemiyle basın toplantısı düzenleyen Kastamonu Belediye Başkanı Op. Dr. Rahmi Galip Vidinlioğlu, başlayan, devam eden ve aşama kaydedilen projelerinden bahsederek, korona virüs salgınıyla ilgili de bilgilendirmede bulundu. Vidinlioğlu, “Süreçte önemli bir aşama kaydetmiş olabiliriz. Ancak lütfen rehavete kapılmayalım. Tedbirlere uymaya devam edelim. Biliyorum sıkıldınız ancak biraz daha sabır gösterelim ve bu günleri hızla atlatalım” dedi.
“Göç vermemizin dezavantajı da avantajı da olmuş”
Evliyalar ve Şehitler Diyarı Kastamonu’nun özelliklerinin saymakla bitmeyeceğini Kız Kulesi’nin dahi tapusunun Kastamonu’ya ait olduğuna dikkat çeken Başkan Vidinlioğlu, “Cumhuriyetin ilk yıllarında Kastamonu’muzun nüfusu 330 bin civarındaydı. Türkiye’mizin nüfusu ise 13 milyondu. Yaklaşık 7 kata kadar nüfus artışı olan bir Türkiye varken bizim il nüfusumuz yüzde 10 civarında artış göstermiştir. Bugünün ölçeğinde nüfus büyümesi il içerisinde kalsaydı biz yaklaşık 2 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip olurduk. Herkes geçim derdinde tabi, doymak için taşı toprağı altın dedikleri İstanbul’a dünya kadar gurbetçimiz gelmiş. İstanbul’a gelince memleketten memlekete gelmiş gibi hissediyorum. İnşallah Kastamonu’muzu, güzel ilimizi iyi tanıtırız. Muazzam bir şehrimiz var. Göç vermesinin dezavantajının iyi tarafı da oluyor. Çok göç verdiğimiz için yıpranmamız daha az olmuş ve bakir kalmış çok alanlarımız var” dedi.
“İnşallah Kastamonu’yu turizmde daha ileri noktaya taşırız”
Kastamonu’da kent merkezinin adeta açık hava müzesi gibi olduğunu vurgulayan Başkan Vidinlioğlu, “900’ün üzerinde konağımız var. Bir kısmı restore edildi. Çevre ve Şehircilik Bakanımızın, Kastamonu ziyaretinde zaten dile getirdiler. Nasrullah Meydanı ile Kale arasındaki alan kentsel dönüşüm alanı olarak ilan edildi. İnşallah geride kalan konaklarımızı restore ederek işler hale getiririz ve inşallah Kastamonu’yu turizm yönünden çok daha ileri bir noktaya taşırız. Anadolu’nun dört manevi kutbundan biri olan Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli ilimizde meftun. İnanç turizmi açısından da çok sayıda misafir ağırlayan bir iliz. Yine Ilgaz Kış turizmiyle ve yeni pistimizle kayak severlerinde listesinde en başları çekmekteyiz. Karadeniz’in en uzun sahili bizdedir. Sahil turizminde de ilçelerimizle iddialıyız. Sahil şeridimiz o kadar güzel ve muazzam ki gelenler mutlu oluyor” diye konuştu.
“Gastronomi’de ilk üçteyiz, el işlerine Kastamonu mührü vurmalıyız”
Kastamonu’nun Gastronomi alanında çok iddialı olduğunu belirten Vidinlioğlu, “Aslında yemek kültürü demek çok daha doğru geliyor bana. Şuanda coğrafi işaret almış 13 ürünümüz var. 17 ürünümüzde sırada bekliyor. Pastırmamızdan, sarımsağımıza, sarı kılçık pirincimizden, tiridimize, kuyu kebabımızdan, üryani eriğimize yaklaşık 800 civarında ürünümüz var. İddia ediyorum Türkiye’nin en iyi üç mutfağından biri bizde. Acem Hanımız var. Bu hanı Türkiye’de ilk olarak Gastronomi Han olarak restore etmek adına çalışmalarımız sürüyor. Yine el sanatlarımız ve ahşabımızla da ülkemizin önemli noktalarından biriyiz. Tabi bunları tanıtma noktasında önemli adımlar atmalıyız. Ne yazık ki kooperatifleşme yönünden bazı eksikliklerimiz var. Yöresel ürünlerimizin hem tanıtımı noktasında hem de bunun pazarlaması noktasında bazı eksikliklerimiz var. Biz bir çalışma başlattık. İnternet portalı üzerinden yöresel ürünlerimiz ayrı el dokumalarımız ayrı ahşap ürünlerimizin ayrı şekilde satışının yapılmasını sağlamak istiyoruz. Biz hem el işlerimizde hem de ahşap ürünlerimize biraz daha profesyonellik katarak bir Kastamonu mührü oluşturmanın peşindeyiz. Bunu yakaladığımızda çok daha iyi bir noktada olacağımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“Projelerimizi bir bir hayata geçiriyoruz”
120 milyon TL değerindeki Atıksu Projesinin ihalesinin tamamlandığını söyleyen Vidinlioğlu, “Başlangıç tarihi yanlış hatırlamıyorsam 1994 yılı. Ama bir türlü hayata geçmedi. 2013 yılında Avrupa Birliği’nden hibe için imzalar atıldı ancak süreç bize kadar geldi. Göreve geldiğimde bu işi hızlandırdım. Atıksu Arıtma’nın ihalesini biz bu dönemde bitirdik. Nisan ayı içerisinde Sayın Bakanımızın ve Genel Başkanımız ile Başkanlık Divanımızın da katılımıyla temel atma töreni düşünüyorduk. 27 ayda tamamlanacaktı. Kastamonu Belediyesi bu projenin yüzde 9’unu karşılayacak. Geri kalan kısımlar AB Fonu ve Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından karşılanacak. Fiber Optik alt yapı çalışmamız başladı ve devam ediyor. Güneş Enerji Sistemleriyle ilgili gerekli girişimlerimizi yaptık bu günlerin geçmesini bekliyoruz. Bu projeyle kullandığımız enerjiden yüzde 35 civarında tasarruf sağlayacağız. Budamış Mahallemizin alt yapı çalışması için 10 Milyon TL’lik bir yatırım ön gördük ve projelendirdik. Yine akıllı su pompaları projesiyle de çok ciddi bir enerji tasarrufu sağlayacağız. DSİ Genel Müdürümüz ile Genel Başkan Yardımcımız Sadir Durmaz başkanım aracılığıyla iletişime geçtik. Dere yatağımızın Budamış tarafındaki ıslahı da inşallah tamamlanmış olacak. Bu projede 18 milyon civarında. Bu projeler arasında benim sosyal bir proje olmasından ötürü en çok kıymet verdiklerimden bir tanesi de oyuncak kütüphanesi. İki kreş projemize ve oyuncak kütüphanesi projemize Kastamonu Entegre’de önemli bir katkı sağladı” diye konuştu.
“Koronalı günler malında, mülkünde yalan olduğunu öğretmiş oldu”
Her musibetin kendilerine bir mesajı olduğuna işaret eden Vidinlioğlu, “Sağlığın ne kadar kıymetli olduğunu şu günlerde öğrendik. Bir önceki dönemde bakış açısı şuydu. Kastamonu’da Kuzeykent Mahallesi’nde bahçeli nizam evler vardı. Çokta güzeldi. Ama bir dairem fazla olsun diye müteahhit ve mülk sahipleri iş birliğiyle yüksek katlı binalar yapıldı. Apartmanda olanlar toprağa hasret kaldı. Diyorlar ki dışarı baktığımızda her taraf beton oldu. Koronalı günler sağlığın ne kadar önemli olduğunu malında, mülkünde yalan olduğunu öğretmiş oldu. Bizim mutlaka ama mutlaka orta ölçekli illerimizde çok fazla kata sahip olmadan hem komşuluk ilişkilerimiz hem sağlığımız açısından hem de gelecek nesiller arasında sükûneti ve sakinliği yaşamamız gerek. Şehirler kimlikleriyle var. Kastamonu Şehitler Diyarı ve Evliyalar Şehri Ortada bir kimlik var. Bu kimliğe sahip çıkmamız gerekli. Kastamonu’ya ilgili üç gün üç gece konuşurum. Kastamonu çok farklı bir il. Konaklarıyla öne çıkmış eski sancak beyliğini hissetmemiz gerek. Onları öne çıkartmamız gerek. Kentsel dönüşümle birlikte inşallah konaklar o muhteşem görünümüyle ortaya çıkacak. Bizim sakin kent dediğimiz, korunmalı alanı, doğayla iç içe bir kent. Bir tarafta modern kısım diye biraz daha yüksek kata müsaade edilebilir belki. Kültürel kimlik ve şehirlerin kimliği çok önemli. Sakin şehir söylemimizden murat budur” dedi.
“Eğitim konakları projesine start vermek istiyoruz”
Eğitim konakları projesine hayat normale döndüğünde başlamak istediklerini söyleyen Vidinlioğlu, “Bu proje benim projelerimden biri ancak henüz hayata geçiremedik ama çalışmalarımızı yaptık. Gönüllü bir öğretmen kadromuz var. Kastamonu’da eski Fen Edebiyat Fakültesi Binası vardı. Onlarla bir protokol yaptık. Meslek edindirme kurslarını burada yapalım dedik. Bina eski olduğundan bazı eksiklikleri vardı ve onu gidermeye çalışıyoruz. Önümüzdeki süreçte hem halk eğitim, hem KESOB hem de Belediyemizin yapacağı projeler doğrultusunda kullanacağız. En alt katını ise ahşap birimini kurmak istiyorum. Çok ciddi sayıda restore etmemiz gereken konağımız var. Ahşap ustalarını burada buluşturup hem usta yetiştirelim hem restorasyonları tamamlayalım düşüncesindeyiz. Hayat normale döndüğünde bu projeye hızla start vermek istiyorum” diye konuştu.
“Üretmemiz gerek”
İşsizliğin sadece Kastamonu’nun değil Türkiye’nin problemi olduğunu vurgulayan Vidinlioğlu, “Verdiğimiz göçe baktığımızda geçmişten bugüne işsizlik probleminin olduğunu da görürsünüz. Koronalı günler bize neyi öğretti. Üretmemiz gerek, üretmemiz gerek üretmemiz gerek. Bunu seçim zamanında da sıkça dile getirdim. Üretemediğiniz zaman tükettiğiniz her şey sizden gider. 1070 civarında köyümüz var. Köylerimize şehir merkezinden ekmek alınmasını, yumurta alınmasını kabullenemiyorum. Genç nüfus ağırlık olarak İstanbul’a gelmiş. Dünya kadar ekilecek yerimiz var. Ancak iş üretmeye geldiğinde istenilen noktada olmuyor. Özellikle 1980’den sonra köylerden il ve ilçe merkezlerine iç göç oldu. Bizim yediğimizi içtiğimizi üretebilmemiz gerekiyor. Köydeyim diye kız vermiyorlar diyor gençler. Bazıları yuva kurmak için şehre göçüyor. Ancak bu günler bize üretmemiz gerektiğini ve toprakla barışmamız gerektiğini öğretti. Toprak sevgisini çocuklarımıza aşılamamız gerek. Bir seferberlik başlatmamız, atalık orijinal tohumlarımıza sahip çıkmamız gerek” dedi.
“Kendir konusunda üzerimize düşeni yapmaya hazırım”
“Kastamonu’da olmazsa olmazımız kendir” diyen Vidinlioğlu, “Endüstriyel anlamda kullanılacak stratejik bir bitkidir. 50 bin çeşit ürünün yapımında kullanabilirsiniz. Sanayicimiz, iş adamımız bu yönde bir yatırımla gelmeli ki istihdam oluşabilsin. Ben bu konuda öncülük etmeye üzerime düşeni yapmaya hazırım. Belki biz Belediye olarak kendir ekebiliriz. Bunu yatırımcının da dile getirmesi gerek. Ben kendir ile ilgili yatırım yapmak istiyorum diye bilmeli ki ben sana yeri buluyum üzerime düşeni yapayım diye bilmeliyim. Ancak bu şekilde yol alabiliriz. Üretici de akıbetinin ne olacağı bir ürünü ekmek istemiyor. Özellikle Taşköprü havzası kendir bakımından Türkiye’deki en önemli noktalarından biridir. Köylü ürünün akıbetini bilmediği için üretmekten yana soru işaretlerinin cevabını alamıyor. SEKA fabrikamız vardı. Burada kendirden sigara kağıdı ve kağıt üretimi yapılıyordu. Yeniden o günlere dönebiliriz yeter ki bu konuyla ilgili bir araya gelelim” diye konuştu.
“Şu ana kadar 11 bin yardım kolisi dağıttık”
Şu ana kadar 11 bin yardım kolisi dağıttıklarını ifade eden Başkan Vidinlioğlu, şunları kaydetti: “İnşallah bu sıkıntılı günleri el birliğiyle geride bırakırız. Cenab-ı Allah birliğimizi beraberliğimizi daim etsin. Kim nerede durursa dursun ortak kaygımız Türkiye olmalı. Ortak kaygımız çocuklarımıza güzel bir miras bırakmak olmalı. Ayakları bu topraklara basan nesiller yetiştirmeliyiz. Memleket, millet, vatan, din ve Atatürk sevgisiyle büyüyen nesillere ihtiyacımız var. Salgının bize kazandırdığı bazı şeylerde oldu. Sağlığın, birlik beraberliğin, paylaşmanın değerini bildik. Biz Sosyal Market ve hayırseverlerimiz destekleriyle oluşturduğumuz kolilerimizi ihtiyaç sahiplerimize dağıttık. Paylaşımı bol bir süreç geçiriyorum. 11 bin yardım kolisi dağıttık. Virüsle ilgili söylemek istediğim biraz daha sabır ve evde kalalım, evde hayat var.”