Ankara Ticaret Odası (ATO) başkentte dizi ve film sektörünün gelişmesi için fırsat ve imkanları ele almak amacıyla, film ve dizi sektörünün temsilcilerini “Başrolde Ankara” başlığıyla düzenlediği toplantıda bir araya getirdi.
ATO’nun Duatepe Hizmet Binası’nda gerçekleşen toplantının açılışında konuşan ATO Başkanı Gürsel Baran, Yeşilçam döneminin ardından durgunluk yaşayan yerli dizi ve film sektörünün 2000’li yıllardan bu yana yeniden güç kazandığını anlattı. Kamunun destek ve teşvikleriyle yerli yapımcıların başarılı projelere imza attığını kaydeden Baran, yerli dizilerin 150 ülkeye ihraç edildiğini söyledi. Baran, “1 yılda 300 milyona yakın gelirin elde edildiği bu alanda rakamları 1 milyara kadar çıkabiliriz” diye konuştu.
“Ankara’nın payı yüzde 1”
Yerli dizilerin yapıldıkları yer başta olmak üzere kullanılan kostüm ve dekorlarla örnek olduğunu kaydeden Baran, Asmalı Konak ve Muhteşem Yüzyıl örneklerini verdi. Baran, bu yapımlarla bölgeye turist çekilirken aynı zamanda setteki kostüm ve dekorların izleyicilerin merakıyla moda haline geldiğini söyledi. Ankara’nın kültür, sanat ve tarih hazinesine sahip olduğuna dikkat çeken Baran, Devlet Tiyatroları sayesinde de oyuncu kadrosunun yeterli olduğunu ifade etti. Baran, "Bu kadar kültür, sanat ve tarih hazinesinin olduğu, yapımcıların ve sanatçıların bulunduğu bir şehirde biz neden bu pazarda istediğimiz payı alamıyoruz. Bugün sadece yüzde 1 pay ile dizi ve film sektöründe yer alan Ankara’nın pazar payını artırarak kısa sürede çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum” dedi.
TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, TRT olarak konusu Ankara’da geçen dizi arayışında olduklarını ve bu amaçla yapımcılarla görüştüklerini belirterek, "İçinde Ankara geçen hikâyeleri yapımcılardan istemeye başladık. Çok kısa sürede Ankaralı yapımcıların ön plana çıkacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Ankara’nın TRT Çocuk kanalı nedeniyle animasyon yapımında öne çıktığını da kaydeden Eren, “TRT Çocuk Türkiye’nin şu anda açık ara en çok izlenen çocuk kanalı. Ankara da Türkiye’nin şu anda açık ara animasyon yapımcılarının bulunduğu şehir" diye konuştu.
Ankara’nın dizi ve film çekimi için stüdyo ve platolarla hazır hale getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Eren, “Doğru altyapı, doğru personel ve doğru organizasyonla Ankara’nın dizi sektöründeki geleceği parlak” ifadelerini kullandı.
“Hollywood, Türkiye’yi deviremedi”
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Erkin Yılmaz, Türkiye’de yerli film izleyici sayısının yüzde 63 olduğuna dikkat çekerek, “Fransız sineması bizim sinema sektörüne yaptığımız yatırımın 100 katını her sene yapıyor fakat Fransız sineması yıllık yüzde 35 izleyici sayısı ile Türkiye’nin gerisinde kalıyor. Hollywood’un deviremediği birkaç coğrafyadan biridir Türkiye, bununla gurur duymalıyız. Hep birlikte çalışmalı bu potansiyeli en doğru şekilde kullanabilmeliyiz” şeklinde konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığının her yıl araştırma geliştirmeden senaryo yazımına, kısa filmden animasyona, uzun metrajdan ilk yönetmenlik desteğine kadar yılda 40 milyon TL ile bütün sektörü desteklediğini bildiren Yılmaz, “Kültür ve Turizm Bakanlığı destekleri ile birlikte çarpan etkisi sağladık. 152 ülkeye dizi ve film ihraç ediyoruz. Kültürel diplomasi açısından büyük faydası olan bu ihraçlarla yalnızca şehrin değil ülkenin tanıtımı da sağlanıyor. Ankara açık hava film platosudur. Tarihimiz, kültürümüz, belleğimiz ve altyapımız var. Dünya ölçeğinde bir kent kimliği oluşturmak istiyorsak uluslararası alanda çalışmalar yapmalıyız” diye konuştu.
"Sanata susamış bir Ankara var"
Altındağ Belediye Başkanı Asım Balcı, Altındağ’ın, Ankara’nın birçok tarihi ve kültürel mirasını barındırdığını söyledi. Kale’den Roma Hamamı’na, Ulucanlar’dan Meclis’e kadar Altındağ’ın bu kültürel varlıklarla dolu olduğunu söyleyen Balcı, "Türkiye’nin kalbi Ankara, Ankara’nın kalbi ise Altındağ’dır. Sahip olduğumuz tarihi ve kültürel değerleri dünyaya, ülkemize ve Ankaralı’ya tanıtabilmeliyiz. Sanata, kültüre susamış bir Ankara var. Bizim en büyük şansımız dinamik ve girişimci gençliğimizin olmasıdır. Gençlerimizi bu alanlara yönlendirerek çok iyi noktalara gelebiliriz” dedi.
1925 yılında açılan Ulucanlar Cezaevi’nin 2006 yılında kapatılması ile müzeye dönüşme sürecinin başladığını söyleyen Balcı, "Bülent Ecevit’ten Recai Kutan’a, Nazım Hikmet’ten Necip Fazıl’a ve Muhsin Yazıcıoğlu’na kadar birçok hükümlü isim cezaevinde bulundu” dedi.
Günümüzde dizi sektörünün cezaevlerinde çekim yapmak istediğini ancak uygun şartların bulunmaması nedeniyle bu ihtiyacın giderilemediğini söyleyen Balcı, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nin bu amaçla kullanabileceğini kaydetti.
ATO Başkanı Baran, TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Erkin Yılmaz, Altındağ Belediye Başkanı Asım Balcı, ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Volkan Gültekin’e günün anısına plaket takdim etti.
ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran’ın ev sahipliği yaptığı ve 14 No’lu Medya Meslek Komitesi tarafından organize edilen toplantıya, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Erkin Yılmaz, Altındağ Belediye Başkanı Asım Balcı, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı Koordinatörü Volkan Gültekin, Medya Meslek Komitesi Başkanı Serdar Kaya, komite üyeleri ve sektör temsilcileri katıldı.