Deniz KILINÇ- Kubilay ÖZEV/ İSTANBUL (DHA) - TARIM ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 1'inci Bölge Müdürlüğü bünyesinde kurulan Geyik Üretim Merkezi'nde, geyiklerin doğadaki yaşamlarının sürdürülmesi ve geyik nüfusunun az olduğu bölgelere nakillerinin yapılarak habitatın korunması hedefleniyor. Bu yıl Eskişehir’den gelen 3 erkek geyikle tesisteki geyik sayısı 11’i erkek, 27’si dişi, 3'ü yavru olmak üzere 41 oldu.
Belgrad Ormanı’nda yer alan Geyik Üretim Merkezi, 1959 yılından bu yana Türkiye’nin ilk yaban hayvanı üretme istasyonu olarak hizmet veriyor. İnsan temasından uzakta ve vahşi hayvanların yer almadığı, etrafı tellerle çevrili 104 hektarlık alanda geyiklerin yabani hayatlarının sürdürülmesi hedefleniyor. Bu yıl çeşitliliğin sağlanması amacıyla Eskişehir’den gelen üç adet erkek geyikle birlikte, tesisteki geyik sayısı 11’i erkek, 27’si dişi, üçü yavru olmak üzere 41 oldu.
İstasyondaki çalışmalar hakkında DHA’nın sorularını yanıtlayan Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Birinci Bölge Müdürü Resul Doğan, tesiste geyiklerin herhangi bir müdahale olmadan doğal hayatlarına devam etmelerinin ve geyik nüfusunun az olduğu bölgelerde de bu habitatın sürdürülmesinin amaçlandığını söyledi. Resul Doğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Şu an bulunduğumuz yer İstanbul Belgrad Ormanı Kızıl Geyik Üretimi İstasyonu Merkezi. Bu istasyon 1959 yılında Ankara Atatürk Orman Çiftliği’nden iki erkek üç dişi geyiğin buraya getirilmesiyle kuruldu. O günden bu güne kayıtlarımıza göre 372 adet kızıl geyiğimizi naklettik. Çalışma sistemine gelince, burada belirli bir popülasyon büyüklüğünü, 40-50 geyik rakamını yakaladığımızda artan sayıyı daha önce tabiatta var olup kaybolmuş veya şu an mevcut olup yeterli sayıda olmayan illere, habitatlara 15-20 bireylik gruplar halinde göndererek orada doğal hayatlarına devam etmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Yakın tarihte Giresun, Gümüşhane, Balıkesir ve Kocaeli’ye, geçen yıl da Kahramanmaraş’a 12 hayvan yolladık. Bu hayvanlara da GPS sistemi taktığımız için doğada ürediklerinin takibini yapıyoruz ve başarılı sonuçlar da alıyoruz. Şu an istasyonumuzda bir bekçimiz, veteriner hekimimiz ve birkaç çalışan arkadaşımız var."
'AMACIMIZ DOĞAYI DESTEKLEMEK'
Kızıl geyiklerin yerel tür olduğunu söyleyen Resul Doğan, geyiklerin şartlar zorlaştığında veya yem azaldığında yalnızca kış dönemi yemleme yapıldığını belirterek, "Onun haricinde tamamen doğada kendi buldukları besinlerle besleniyorlar. Burası 1040 dekar bir saha, her şeyden yalıtılmış, etrafı tel örgüyle çevrili, hiçbir yabani hayvan yok, insanlarla temas da yok. Buradaki görevli arkadaşlarımız sadece yakalama kapanlarıyla hasta hayvanları tedavide veya aşılamada temasta bulunuyorlar. Onun haricinde tamamen doğal halleriyle yabani bir şekilde yetişiyorlar. Burada yakalama kapanımız ve kapalı devre kamera sistemimiz var. Hayvanlar içeri girdiğinde giyotin kapak otomatik olarak kapanıyor ve arka taraftaki yükleme tünelinden kamyonlara yüklenerek, genel müdürlüğümüzce belirlenmiş yerlere naklediliyor ve orada doğaya salınıyor. Buradaki amacımız habitatı, doğayı desteklemek. Doğada var olup azalmakta olan bu türü destekleyip çoğaltmak, bugüne kadar aldığımız sonuçlar da gayet iyi" dedi.
İstasyonun üniversite öğrencileri için eğitim alanı olduğunu anlatan Doğan, "Yakınlarda bulunan orman fakültemizde yaban hayatı bölümü var. Oradaki veteriner fakültesi hocalarımız burayı bir eğitim alanı olarak kullanıyor. Yaban hayatı bölümünden mezun olan çocuklar buraya gelip işleyişi görüyorlar. Anadolu yakasında da sülün istasyonu ve karaca istasyonumuz var. Oralarda da hocalar ve öğrencilerle beraber ortaklaşa bu süreci yürütüyoruz. Onlar için de deneyim oluyor” diye konuştu.
FOTOĞRAF