Beyşehir gölünün sahilinde yükselen istenmeyen sucul ot, bitki ve sazlar Doğa Koruma ve Milli Paklar Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen sulak alan taşıtıyla hasat ediliyor.Beyşehir Gölü Çevre ve Doğa Koruma Derneği Başkanı Bekir Sami Tan, halk arasında sazlık olarak bilinen istenmeyen sucul bitkilerin bölgede yükselmesi nedeniyle göl açıklarının görüşünü engellemesi üzerine İlçe Belediyesine bağlı Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından başlatılan çalışmalarla hasat edildiğini söyledi. Vatandaşlardan gelen istek üzerine Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden alınan izinle ilçe merkezinin göl sahilindeki istenmeyen sucul bitkilerin hasat edilmesi için bir süredir Beyşehir Belediyesi tarafından insan gücüyle yoğun bir mesai harcandığını belirten Tan, bu çalışmalara ilçeye gönderilen sulak alan taşıtının da dahil olmasının büyük katkı sunduğunu belirtti.AK Parti Konya Milletvekili Mehmet Babaoğlu ve Beyşehir Belediye Başkanı Murat Özaltun’un girişimi sonucu Beyşehir Gölüne Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından İsveç’ten ithal modern teknoloji ürünü sulak alan taşıtının gönderildiğini belirten Tan, bu nedenle Beyşehir halkı adına Konya milletvekili Babaoğlu, Belediye Başkanı Murat Özaltun ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürüne teşekkür etti.İthalatçı firmanın Genel Müdürü Ahmet Candan da, Beyşehir gölü kıyılarında mesai yapmaya başlayan makinenin aslında bir su traktörü olduğunu, amfibik sulak alan taşıtı diye bilindiğini söyledi. Sulak alan taşıtının karada, çamur, balçık ve bataklık alan ile su ve karda yürüme kabiliyetine sahip çok işlevli bir makine olduğunu vurgulayan Candan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu makine İsveç’ten ithal bir makine. Biz insanlar teknolojiyi iyi kullanmakla beraber bazı organik atıkları kontrol edemiyoruz. Gübreler, zirai ilaç ve buna benzer şehirsel atıklar gölleri kirletebiliyor. Kirlenen göllerde organik atık miktarı yükselince doğal olarak sazlık, istenmeyen sucul habitat da ortama hakim olmaya başlıyor. Burada doğal dengeyi sürdürülebilir kılmak gerekiyor. Bunun için de zaman zaman hayvan ve insan gücünden, zaman zaman da teknolojinin bu tür nimetlerinden istifade etmek gerekiyor."Dünyada ve gelişmiş ülkelerde kullanılan bu sistemin alüminyum malzemeden yapıldığını anlatan Candan, şunları söyledi: "Ağırlığı bin 300-bin 400 kilo arasında değişiyor ve paletleri plastik olduğunda mesai yaptığı yerlerde hangi bir zararı söz konusu olmuyor. Çiçeğin üzerinden geçse bile çiçek tekrar ayağa kalkabiliyor, izini belli etmiyor. Sulak alana iniyor, bu alanlarda genelde sazlar maksimum 1,5 metre derinliğinde gelişir. Buna aslında istenmeyen sucul habitat diyoruz. Burada yapılan saz kesme veya saz biçme olarak lütfen algılanmasın, bunun altını özellikle çiziyorum. Buradaki amaç istenmeyen sucul otların ve büyüme evresini tamamlamış olan sazların hasat edilmesidir. Ortamdan alınıp çıkarılmasıdır. 1,5 metre derinden biçer şekilde hasat ediyoruz. Hasat ettiğimiz ürünün atıklarını yine makinenin marifetiyle kıyıya alıyoruz ve organik olarak bazen gübre olarak bazen de değişik depolama şekilleriyle depolanıyor. Günde yaklaşık 5 ila 10 dekar arasında istenmeyen sucul habitatı biçebiliyor ve dışarıya taşıyabiliyor.”Dünyada bu makinelerin yaklaşık 1996 yılından bu yana var olduğunu dile getiren Candan, Türkiye’de de 2010 yılından bu yana değişik amaçla kullanılmaya başladığını sözlerine ekledi.Öte yandan, Beyşehir Belediyesi ekiplerinin devam eden çalışması ilçe halkını sevindirdi. Sahil kesiminin başlatılan çalışmayla istenmeyen sucul otlardan arındırılması ile göl açıklarının görünmeye başladığını belirten vatandaşlar, çalışmaların kent merkezine sahili olan diğer kesimlerde de yoğunlaştırılarak devam etmesini istedi.