Sağlık Bakanlığı Müşteşarı Eyüp Gümüş, muhalefetin eleştirilerine ilişkin, "Şehir Hastaneleri paralı’ ve ’şirketin hastanesi’ deniliyor. Prosesler tam olarak bilinmediği için yanlış bilgilendirmeler oluyor, vatandaş bir kuruş ödemeden hizmet alacak ve şirketlerin sağlık hizmetleri noktasında bir sorumluluğu yok" dedi.Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş Şehir Hastaneleri projesi kapsamında Başkent Ankara’da hayata geçirilecek olan Bilkent Şehir Hastanesinin lansmanını gerçekleştirdi. Basın mensuplarıyla bir araya gelen Gümüş önce basın mensupları ve beraberindeki heyet ile hastaneyi gezdi, ardından son durum hakkında bilgi verdi. Bilkent Şehir Hastanesinin kabul prosesini başlattıklarını ifade eden Gümüş, kalemlerin incelenerek değerlendirileceğini ve hastane hasta almaya hazır hale gelmişse kabulü tamamlayacaklarını kaydetti. 1-2 ay içinde bu işlemlerin tamamlanacağını ve hastanenin hizmete gireceğini dile getiren Gümüş, "Bu hastane 3 bin 700 yataklı, yaklaşık 100 yataklı da klinik oteli olan bir hastane. Hasta yakınlarının kalabileceği klinik otel konsepti geliştirildi. Kampüs toplam 6 kuleden yani 6 hastaneden oluşuyor, biri 600 yataklı Genel Hastane, bir diğeri Ortopedi Nöroloji Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Hastanesi, Onkoloji Hastanesi, Çocuk Hastanesi ve bir diğer kulemiz Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi. Spesifik merkezlerin olduğu, tüm yatakların kargaşa içinde olmadığı bir hastanedir. Çok modern bir yapı içerisinde yapılıyor, kapasiteleri geniş, her yatağa iki ücretsiz otopark planlandı. Son model teknolojiyle üretilmiş cihazları burada konuşlandırıyoruz. İyi bir kadroyla da donattığımız zaman hem vatandaşlarımıza hizmet edecek, hem de diğer ülke sağlık bakanlıklarıyla işbirliği yapılacak" şeklinde konuştu.Gümüş, hastanenin yaklaşık 300 yatağını uluslararası hasta hizmetleri için dizayn ettiklerini belirterek, "Gelsinler burada paralarını ödeyerek ameliyatlarını olsunlar" diye konuştu.Muhalefetin iddialarına yanıtMuhalefetin Şehir Hastanelerine yönelik eleştirilerini değerlendiren Gümüş, bazı asılsız iddiaların olduğuna dikkat çekti. Gümüş, "Prosesler tam olarak bilinmediği için yanlış bilgilendirmeler oluyor. ’Şehir Hastaneleri paralı’ deniliyor, burada vatandaşlarımız hiçbir kuruş ödemeden hizmet alacak, burası Sağlık Bakanlığının hastanesidir, otopark ücreti dahi alınmayacaktır. Bir diğer konu ’şirketin hastanesi’ deniliyor, firmalar sadece hastaneyi yapıyor, tüm işletme Sağlık Bakanlığındadır. Biz bir anlaşma yapıyoruz, kira karşılığında bir yeri yaptırıyoruz ve 25 yıl sonra binayı alıyoruz. Bütün sorumluluk firmaya ait, biz bir kuruş harcamayacağız, 25 yıl sonra burası devletin malı olacak. Sağlık hizmetleri noktasında şirketlerin bir sorumluluğu yoktur" dedi.Hasta garantileri olduğuna dair yorumları da açıklayan Gümüş, "Biz bu hastanelerde hiçbir şekilde hasta garantisi vermiyoruz. Biz tetkik ve yemek garantisi veriyoruz, bunu şu anda diğer hastanelerde de yapıyoruz. Tetkik garantilerini yüzde 50 gibi şartlarda veriyoruz. Bunlar bu mükemmel tesislerin heyecanını gölgelemesin. Bu hastaneler ülkemizin yüz akıdır. Biz bu hastanelerden yıllık 20 milyar dolar sağlık turizmi geliri elde etmeyi düşünüyoruz" ifadelerinde bulundu.Ankara’daki nitelikli klinikler Şehir Hastanesine taşınacakAnkara’daki bazı hastaneleri Bilkent Şehir Hastanesi bünyesine taşıyacakları bilgisini veren Gümüş, burada bir klinik afiliasyonu çalıştıklarını dile getirerek, "Üniversitelerimizden çok öne çıkan klinikleri buraya taşımayı düşünüyoruz. Örneğin Hacettepe Üniversitesinde iyi bir klinik varsa buraya getirme konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Şu an için Ankara Numune Hastanesi, Zekai Tahir Burak Hastanesi, Sami Ulus Çocuk Hastanesi, Yüksek İhtisas Hastanesi, Ulucanlar Göz Hastanesi için çalışmalarımız sürüyor. Özel sektörlerden de alabiliriz. Bu kapsamda rektörlerimizle bir araya geleceğiz. Tüm bunları bir ay içerisinde tamamlayacağız" şeklinde konuştu.Tıbbi görüntüleme cihazlarının ihalesine yerli firmaların alınmayacağına yönelik soruyu yanıtlayan Gümüş, "50 bin adet cihaz alımı var. Bu cihazların yerelleştirilmesi kaydıyla bir ihale yapalım dedik. 5 tane cihaz belirledik. MR, tomografi, dijital röntgen, monitör ve ultrason. Yabancılara ’yerlilerle ortak olacaksınız, üretim Türkiye’de yapılacak ve parçalar en az yüzde 50 yerli olacak’ dedik. Türkiye’de MR veya tomografi yapan firmalarımız yok. İşin özeti yabancı firmanın bilgisini yerliye verdirerek yerlileştirme çalışmasıdır" diye konuştu.