Balıkesir Sanayi Odası (BSO) tarafından düzenlenen, Gazeteci-Yazar Ali Tezel’in konuşmacı olarak katıldığı ‘İş Sağlığı ve Güvenliği’ adını taşıyan toplantısı Ayvalık’ta gerçekleşti.
Ayvalık’ta Haliç Park Otel’de saat 16.00’da başlayan toplantıya; Balıkesir Sanayi Odası Başkanı Ahmet Kula, Meclis Başkanı Rona Yırcalı, BSO yönetim kurulu, meclis üyeleri, mali müşavirler, il genelindeki sanayi sektörü temsilcileri katıldı. Altınova Belediye Başkanı Asım Sürer ile Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gençer’in de hazır bulunduğu toplantıya, izleyicinin televizyon ekranlarıyla gazetelerdeki köşe yazılarından tanıdığı Sosyal Güvenlik Müşaviri, Gazeteci-Yazar Ali Tezel’in konuşmacı olarak katıldı. Toplantının açılışını yapan Balıkesir Sanayi Odası Meclis Başkanı Rona Yırcalı, BSO’nun seri toplantılarından 76. sını Ayvalık’ta gerçekleştirmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, katılımcılara teşekkür etti.
Toplantıda konuşan Balıkesir Sanayi Odası Başkanı Ahmet Kula, işveren ve işçiyi yakından ilgilendiren ‘İş Sağlığı ve İş Güvencesi yasasında kendilerine göre bazı boşlukların olduğunun altını çizdi. Savunusuna bir örnek veren Kula, “Mesela, iş yerlerimize gelen müfettişler eksik ve noksanlıklar için farklı farklı yorum yapabiliyorlar. Bizlerde o müfettişin yazmış olduğu eksikliği onun yorumuna göre gidermeye çalışıyoruz. Daha sonra gelen müfettiş yapılan eksiği ‘olmaz’ deyip, kendi yorumuna göre düzeltilmesini istiyor. Bu tür aksaklıklar biz sanayicileri zaman zaman zor durumlara sokabiliyor” dedi.
Ahmet Kula, “Örneğin, İtfaiye Müdürlüğünce uygunluk belgesi alan firmalardan ekstradan yangın kapısı talep edilmektedir. Biz sanayiciler olarak, odalarımız nezdinde bir araya gelip, ortak karar ve ortak çözümler üretmeliyiz. Her şeyi meslekten uzak müfettiş veya kişilere bırakmamak gerekiyor. Yanlış anlaşılmasın bizler işverenler olarak İş Güvenliği Yasası’na karşı değiliz. Tabiî ki bizlerin işletmelerinde eksikliklerimiz varsa bunları gidermemiz gerekir ancak merdiven altı iş yapan firmalarla, kayıt dışında iş yapan firmalara da bu kanunlar uygulansın ve haksız rekabet ortadan kaldırılsın” ifadelerini kullandı. Türkiye’de istihdam üzerindeki vergi yükünün yüzde 38, OECD ülkelerinde ise bu oranın yüzde 30 seviyelerinde olduğuna işaret eden Balıkesir Sanayi Odası Başkanı Ahmet Kula, “Biz sanayicilerin üzerine her geçen gün bir sürü yükler getiriliyor. Vergisini düzenli ödeyen işletmeler teşvik edilmeli, nasıl SGK kurumu primini aksatmayan işletmelere yüzde 5 indirim yapılıyorsa, vergisini düzenli ödeyen işletmelere de vergi indirimi uygulanmalıdır ki, ödeyenle ödemeyen arasında bir fark olsun” dedi.
“ÜRETİM OLMADAN İSTİHDAM OLMAZ”
Kıdem tazminatları meselesinin işletmecilerin üzerinde yük olmayı sürdürdüğünü kaydeden Kula, “Biz işveren olarak, ‘İşçinin hakları verilmesin’ demiyoruz. Ama bir kıdem tazminatı fonu oluşturulsun ve işveren her yıl bu fona yatırsın. 25-30 yıllık birikmiş haklar defaten işverenden çıkmasın. Belki 100 işçi ve altı işçi çalıştıran işletmeler bu kıdem tazminatı ödemelerinden çok fazla etkilenmemektedir. Ancak 500 ve üstü işçi çalıştıran işletmeler tazminat ödemelerinde sıkıntıya düşebilir. Böyle olduğunda da işletmelerin sermayeleri eriyebilir ve şirketleri zor duruma düşebilir. Diğer taraftan da iş sağlığı ve güvenliği konusundaki idari para cezaları afaki rakamlardadır. Bu ceza rakamları işletmelerin iflaslarına sebebiyet verebilir. Dolayısıyla bu cezaları daha makul seviyelere indirip caydırıcı olmak gerekir. İşletmeler ayakta kalacak ki, işsizliğe çözüm bulunsun. Her yıl 750 bin yeni işgücü istihdama katılıyor. Bu kişilere nasıl iş buluruz? Tabiî ki işletmeleri yok ederek bulamayız” diyerek, üretim olmadan istihdamın olmayacağını, yıkıcı değil yapıcı olunması gerektiğini vurguladı.
BSO Başkanı Ahmet Kula konuşmasının ardından oda olarak yapmış olduğu faaliyetler hakkında katılımcılara brifing vermeyi de ihmal etmeyerek, Mayıs ayının ilk haftasında yapılacak BSO seçimlerinde üyelerin desteğiyle yeni dönemde yeniden görev almaları halinde çalışmalarını hız kesmeden sürdüreceklerinin altını çizdi.
“TÜRKİYE İŞ KAZALARINDA DÜNYA İKİNCİSİ, AVRUPA’NIN BİRİNCİSİ”
Ahmet Kula’nın konuşmasının ardından kürsüye gelen BSO Meclis Başkanı Rona Yırcalı, toplantının konuşmacısı Sosyal Güvenlik Müşaviri, Gazeteci-Yazar Ali Tezel’i tanıtarak, katılımcılara takdim etti. Ali Tezel, slayt gösterimi ile birlikte yaptığı konuşmasında, 6331 Sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu’ hakkında katılımcılara Türkiye’nin Çin’den sonra iş kazalarında dünya ikincisi, Avrupa’da ise birinci olduğunu vurguladı. En çok iş kazasının inşaat sektöründe olduğunun altını çizen Tezel, “Açık var diyerek yapılan reform yapılmıştı. Bunun amacı yüzde 1.1 olan açığın sebebini bulmaktı. Şimdi ise İş Sağlığı Güvenliği sebebiyle iş kazalarından kaybedilen maliyet, gayri safi milli hasılanın yüzde 5’i kadardır” dedi. Tezel, istisnasız tüm iş ve işyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uymak zorunda olduklarını 10 veya daha çok işçi çalıştıranların uzman istihdam ederek, hizmet alabileceklerini belirtti.
Yasa kapsamında, çalışan sayısı 1-9 arası olan ve sayısı bir milyon 210 bin olan işyerlerinin aylık iş sağlığı ve güvenliği ödemelerini devletin üstlendiğini ve bu işyerlerinin cebinden para çıkmayıp, giderlerini de devletin SGK üzerinden ödediğini vurgulayan Tezel, 2011 yılında SGK yönetmeliğinde başlayan yeni dönemde yeni uygulamaların da geldiğini kaydederek, “Bu yasayla değişiklikler kapsamında, bir işletmede çalışan işçilerin ayda 30 günden az çalışıyorlarsa 30 günden az olan sürelerini isteğe bağlı olarak SGK’ya ‘isterlerse’ ödeyebileceklerdir. Ayrıca 30 günden eksik kalan GSS primlerini de kendileri gidip ödeyeceklerdir” dedi. Halen, 10-49 kişi arasında işçi çalıştıran yaklaşık 180 bin ve 50 ve üzerinde işçi çalıştıran 28 bin işyeri ve işletme bulunduğunu kaydeden Ali Tezel, “Bunların sınıflandırması da 'az tehlikeli', 'tehlikeli' ve 'çok tehlikeli' şeklinde yapılıyor. Şimdiye kadar, 50 ve üzeri işçi çalıştıran yerler için geçerli olan iş sağlığı ve güvenliği kuralları artık her işyeri için geçerlidir. 10-49 işçi çalıştıran işletmelerin ise az tehlikeli gruptaysa 72 lira, çok tehlikeli gruptaysa 140-150 lira aylık olarak ödeme yapılmaktadır. Ödemeler işçi başına değil, işletme başına yapılmaktadır” dedi.
Yasayla birlikte, 17 bin uzman ve 8 bine yakın hekimin sektörde yeni iş imkanına kavuştuğunu belirten Tezel, Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri, Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri, Ev hizmetleri, çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar, hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan işyurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri yapanların söz konusu kanunun kapsamının dışında olduğunun altını çizdi.