AYŞE YILDIZ - Bulaşık yıkayarak başladığı mesleğinde hazırladığı meyve tabağıyla iyi bir mutfak şefi olma yolunun kapısını aralayan Hüseyin Doğruöz, ortaya koyduğu eşsiz lezzetlerle Türk mutfağının tanıtımına katkı sunuyor.
Doğruöz'ün serüveni çocukluğunda Hatay'ın Yayladağ ilçesi Çaksına (Dağdüzü) köyünde yaşadığı dönemde ilçedeki restoranlara giderek bulaşıkçılık yapmasıyla başladı. Daha 14 yaşındayken aşçı olmayı kafaya koyan Doğruöz köyünde kalmamak için mesleğine sıkı sıkıya sarıldı.
Babasının köye dönmesi için ısrar etmesine rağmen önce Mersin'e, ardından İzmir'e giden Doğruöz, farklı otel ve restoranlarda 3 yıl bulaşık yıkadı. Soğuk meze bölümünde 7 yıl çalışan Doğruöz, hem aşçılık eğitimi aldı hem de mesleğini en iyi şekilde yaparak, 23 yaşında şefliğe yükseldi.
Mesleğini çok sevdiği için zorlu sürecin üstesinden gelen Doğruöz, Hatay'a döndüğünde kendi restoranını açtı. Mülk sahibi ile yaşanan anlaşmazlık nedeniyle burayı kapatan Doğruöz, aşçılık mesleğini bazı tarihi restoranlarda ve otellerde sürdürdü.
- Meyve tabağı dönüm noktası oldu
İskenderun'da restoranda çalışırken Suudi Arabistan'dan gelen bir devlet adamı için yaptığı meyve tabağı çok beğenilince bu ülkeye davet edilen Doğruöz, hem Arapça öğrendi hem de Arapların yemek kültürünü araştırarak, Kral Abdullah'ın ailesine 18 yıl yemek yaptı. Doğruöz, kısa sürede elde ettiği başarılar ile Kral Abdullah'ın veliaht prens olduğu dönemde restoran ve otellerini başaşçı olarak yönetti.
Kral Abdullah ile birçok ülkeyi gezen Doğruöz, gittiği ülkelerin kral, cumhurbaşkanı, başbakan ve ünlülerine Türk ve Osmanlı mutfağının eşsiz lezzetlerini tattırdı.
Doğruöz, Türk siyasi hayatına damga vuran Alparslan Türkeş, Erdal İnönü, Mesut Yılmaz, Turgut Özal başta olmak üzere eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin de olduğu yerli ve yabancı birçok ünlüye yemek yaptı.
Üç çocuk, 7 torun sahibi Doğruöz, 12 yıl önce düzenlenen bir etkinlik sırasında yardım amaçlı gittiği Antalya'daki TRT'nin Lara Kampında yemekleri çok beğenilince burada çalışmaya başladı.
Eşiyle sabahın erken saatlerinde restoranın mutfağına giren başarılı aşçı, kendi yorumunu da katarak birbirinden lezzetli menüler çıkarıyor. Her yaş grubuna göre lezzetli yemek çıkarmayı başaran 57 yaşındaki Doğruöz, AA muhabirine, üç yıl restoranlarda bulaşık yıkadığını söyledi.
Yemek yapmayı sevdiği için hep aşçı olmayı hedefleyen Doğruöz, verdiği mücadeleyi anlatırken şu anısını paylaştı:
"Pansiyonda 16 yaşında çalışırken aşçı erken çıkmıştı, patronun misafirleri geldi. 'Balık buğulama yapmasını biliyor musun' dedi. Biliyorum dedim, tencereye suyu doldurdum, balıkları içine attım. Balıkları çekiyorum sadece kılçığı çıkıyor, kuyrukları elimde kaldı. Saatlerce ağladım, usta bana öğretmemişti. Patron da sonra ustama kızdı, öğreteceksin dedi."
- "Güzel şeyler yapmaya çalıştık ve başardık"
Bazı ünlü restoranlarda da çalıştığını belirten Doğruöz, şunları kaydetti:
"Suudi Arabistan'dan müşteri vardı. Ustam, 'önemli bir misafirimiz var, 7 katlı bir meyve tabağı hazırlıyorsun' dedi. Yapmak istemedim, tartıştık. Bugünkü gibi hazır aparatlar yoktu. Bardağı yapıştırıp, kolayla pişirip bir sürü zahmetli işti. Meyve tabağını hazırlamak için 1,5 saat uğraştım. Müşteri çok beğenmiş, masaya çağırdılar. Sonrasında kısmet oldu Suudi Arabistan'a gittim. Kral Abdullah'ın evinde 8 yıl çalıştım, restoran ve otellerini de 10 yıl yönettim. Türkiye'den yüzlerce insanı oraya götürerek, iş sahibi olmasını sağladım. Çok iyi ustaları götürerek güzel şeyler yapmaya çalıştık ve başardık."
Kraliyet ailesinin kuzu tandırı, kepse ve büryan pilavını çok sevdiğini belirten Doğruöz, "Türkiye'den malzemeler götürüyorduk. Gaziantep'ten 5 ton salça götürmüştüm. Türk mutfağı için çok uğraştım, Araplar seviyordu. Aynı zamanda çeşnici başıydım, Kral Abdullah gittiği ülkelere beni yanında götürürdü." diye konuştu.
Misafirlerine özel yemekler yapmayı sevdiğini, aynı malzemelerden farklı yemek çıkarabildiğini vurgulayan Doğruöz, 43 yıldır mesleğini severek yaptığını aktardı.
Tencere yemeklerinde, soğuk mezelerde çok iyi olduğunu vurgulayan Doğruöz, "Misafirlerimiz belirli bir yaş üstü, tansiyon hastası olabiliyor. Yemeklerin hem lezzetli hem sağlıklı olması gerekiyor. Çok şükür bunu başarıyorum." diye konuştu.
- Türkiye'nin her yöresinde yemek kültürü var
Doğruöz, Türkiye'nin her yöresinde yemek kültürü olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Osmanlı mutfağının da yaygınlaşması için araştırmalar yaptım. Türk mutfağı hak ettiği yerde değil, ileriye taşımak lazım. Bunun için çok mücadele ettim. Dünyada kendi sosuyla pişen tek yemek kültürü bizde var. Fransa'da, İtalya'da ızgara üzerine sos sonradan dökülüyor. Yurt dışında Türk yemeklerinin ismi İngilizce, Almanca, Fransızca olarak yazılıyor. Kuru fasulye, güveç, bulgur pilavı gibi yemeklerin ismini farklı dile çevirmemek gerekiyor. Lahmacuna Turkish pizza deniyor, hiç alakası yok. Dünyanın her yerinde Türk yemekleri, Türkçe olarak yazılmalı."
Katıldığı birçok yemek yarışmasında ödül kazanan Doğruöz, her gün saat 06.00'da kalktığını, 23.00'e kadar mutfakta severek çalıştığını söyledi.