Bursa’nın Gürsu ilçesinde 5 kişinin ölümü, 16 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan Gökkuşağı isimli iplik-boya fabrikasındaki patlamaya ilgili Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılan fabrika sahibi Şükrü Demir tahliye edildi.Bursa’nın Gürsu ilçesinde Gökkuşağı isimli iplik-boya fabrikasında meydana gelen ve 5 kişinin hayatını kaybettiği, 16 kişinin yaralandığı patlamadan sonra tutuklanan Şükrü Demir hakim karşısına çıktı. İlk kez hakim karşısına çıkan ve patlamada oğlu Yavuz Demir’i de kaybeden Şükrü Demir, “Fabrikada işlerle oğlum Yavuz Demir ilgileniyordu. Ben sadece iş yeri sahibi olarak görünüyordum. İşlerle çocuklarım ilgileniyordu. Olay günü evimdeydim. Patlamayı telefon edilince öğrendim. Suçlamayı kabul etmiyorum” dedi. Mahkeme heyeti, yapılan yargılama sonucunda Şükrü Demir’i tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı.Bursa’nın merkez ilçesi Gürsu’da geçen yıl 8 Kasım’da, Şükrü Demir’e ait Gökkuşağı adlı iplik-boya fabrikasındaki buhar kazanının patlaması sonucu işçiler Sadık Hüceyce, Muhammed Baddih, Samer Hshoum, Yasir Saraç ile fabrika sahibi Demir’in oğlu Yavuz Demir yaşamlarını yitirdi, 16 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı. Patlamanın ardından gözaltına alınan ve oğlunun cenaze törenine katılmasına izin verilen Şükrü Demir ile İş Güvenliği Uzmanı Tuğba Tonbaz, tutuklandı. Tonbaz ise, bilirkişi raporu üzerine serbest bırakılmıştı.Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Birden fazla kişinin ölümüne neden olma ve taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma”dan 2 ila 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan fabrika sahibi Şükrü Demir, ilk duruşmasına çıktı. Duruşmaya sanık ile ölen işçilerin yakınları ve avukatları katıldı. Gökkuşağı Tekstil isimli iş yerinin sahibi olduğunu belirten Şükrü Demir, “İş yerinin cari işleri ile oğlum Eyüp Demir, Yavuz Demir ve kızım Nurefşan Demir ilgileniyordu. 2013 yılında çocuklarıma işletme sorumluluğunu devretmiştim. Ben iş olduğunda gidip gerekli imzaları atarak, resmi işlerin yürütülmesini sağlıyordum. Oğlum Yavuz boyahane, Eyüp muhasebe, kızım da laboratuar bölümüyle ilgileniyordu. Burayı 2000 yılından beri işletiyorduk, olay günü ben iş yerinde değildim. Kazan patlamasını telefon gelince öğrenip, olay yerine gittim. Ölenler ve yaralananlar olduğunu öğrenince üzüldüm. Olayda herhangi bir dikkatsizliğim ve tedbirsizliğim yoktur. Kazanın bakımı yapılıyordu. Dosyada buhar kazanının vanasının kapalı olduğu iddia edilmiş, bu doğru değildir, bu vana kapanmaz, zaten diğer kazanlara da buhar gidiyormuş” şeklinde savunmasını yaptı.Demir, kazanın patlamasıyla ilgili olarak şunları anlattı:“Kazanın patlamasının nedeninin susuz kalması bir yandan da ısınmaya devam etmesi önceden oluşan buharın diğer kazanlara borularla aktarılmış olması, içeride su azalması olduğunu düşünüyorum. Su azalmasının nedeninin de otomatik olan su motoruna ait şalterin kapanması olduğunu düşünüyorum. Ben 35 yıldır bu işi yapıyorum, kazan patladığına dair bir duyumum tecrübem olmadı. Böyle bir durum beklemiyordum.”Olay sırasında patlamanın meydana geldiği boyahanenin karşısındaki iş yerinin ortağı olduğunu belirten İbrahim Can ise, “Patlama sırasında bende yaralandım. Kazanın patlamasından sonra ben kazanın üstünde aktarma makinelerini yanmış vaziyette gördüm. Şikayetçiyim” dedi.Patlamanın olduğu boyahanenin yanında hayvan ahırında bulunduğunu belirten Yılmaz Duru, “Patlayınca ahır yıkıldı. Bütün malzemeler üzerime çöktü. Başımdan yaralandım, bir ineğim telef oldu. Şikayetçi değilim” dedi.Ölen Yasir Saraç’ın annesi Songül Özan ve babası Ramazan Saraç da şikayetçi olduklarını söyleyerek, sanığın cezalandırılmasını istediler.Mahkeme heyeti, toplanan deliller sonucunda, tutuklu sanık Şükrü Demir’i, savunmasının alınmış olması, suçun taksirli suç olması, delillerin karartılma ihtimali kalmaması nedeniyle tahliyesine karar verdi.