Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Yetiştiriciliği Anabilim Dalı Başkanı Doç Dr. İlker Zeki Kurtoğlu, kırmızı benekli alabalıkların ülkede bol akışlı oksijenli temiz sularında yaygın olan bir tür olduğunu belirterek son yıllarda neslinin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını söyledi.
Buna insan eliyle yürütülen faaliyetlerin neden olduğunu vurgulayan Kurtoğlu, "Küresel ısınma nedeniyle sularımız ısınıyor. Soğuk sularda yaşayıp, üreyen bu alabalık nesli bu etkilerle karşılaştığında ilk tepkisi neslinin yavaş yavaş azalması oluyor. Nehir üzerinde yapılan inşaat faaliyetleri, her ne amaçla olursa olsun köprü, baraj faaliyetleri de neslin tükenmesinde etkili oluyor. Yerleşim yerlerinin kanalizasyon atıklarının canlı ortamına verilmesi doğal ortamın da oluşturduğu tahribatlardan dolayı zarar verebiliyor. Yine zirai faaliyetlerden dolayı suya karışan bazı kimyasalların bunlar pestisitler veya gübreler olabilir, bu türlerin neslinin devamlılığı konusunda ciddi tehdit olan unsurlar. Bunlar nehir içerisinde kum çakıl ocağı işletmeciliğinden tutun da, karasal ortamdaki erozyona sebebiyet verebileceği faaliyetlerin tamamı bu alabalık neslinin yok olmasında etkili faktörler olarak sıralayabiliriz. Yanlış avcılık da etkili sebepler arasında yer alıyor" dedi.
'KORUMA TEDBİRLERİ İYİLEŞTİRİLMELİ'
Kırmızı benekli alabalıkların su kaynaklarında stoklarının iyileştirilmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. İlker Zeki Kurtoğlu, "Koruma tedbirlerinin iyileştirilmesi lazım. Avcılık, balık göç yolarının iyileştirilmesi gibi, nehre akan kanalizasyon atıklarının bertarafı gibi yöntemlerin mutlaka uygulanması gerekir. Yıpranmış ve yeniden dönüşü olmayacak su kaynaklarının ise yine o su kaynağına yakın genetik yapıdaki bireylerin yakalanarak suni şartlarda üretilip çoğaltılıp, bu su kaynaklarına bırakılması lazım. Bu uygulamalar oldukça yaygın yapılıyor. Japonya’da iki milyar pasifik somonu doğaya bırakılıyor. Yine Amerika’da 150’ye yakın kuluçkahaneden üretilen balıklar su kaynaklarına geri bırakılıyor. Dikkat edilmesi gerek bir husus ise kaynağa uygun bireylerin bırakılmasıdır. Bu uygulamayı da Doğa Koruma ve Milli Parklar ekipleri yapıyor" diye konuştu.
Kırmızı benekli alabalık yetiştiriciliği yapan Su Ürünleri Mühendisi Dursun Kuyumcu da, "Doğa Koruma ve Milli Parklar ekiplerimiz kırmızı benekli alabalık üretimini yapıp doğaya bırakıyor. Ancak bu yeterli olmuyor. Vadilerdeki dere yataklarında hafriyat çalışmaları ve atıklardan dolayı artık üreme için gelen özelikle denizalası derelere girmiyor. Bu da kırmızı benekli alabalığın derelerde her geçen sene bulunabilirliğini azaltıyor" dedi.
TBMM'YE ÖNERGE VERİLDİ
Öte yandan, CHP'li 21 milletvekili, kırmızı benekli alabalık türünün neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmasının sebeplerinin araştırılması, çoğaltılması ve koruma tedbirlerin alınması amacıyla TBMM Başkanlığı’na araştırma önergesi verdi. Anadolu'ya özgü endemik bir tür olan kırmızı benekli alabalıkların, içme suyu kalitesindeki soğuk ve temiz sularda yaşadığının hatırlatıldığı önergede, “Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz başta olmak üzere ülkemizin farklı bölgelerinde derelerde bulunan kırmızı benekli alabalıklar, aşırı, bilinçsiz ve yanlış avcılığın kurbanı olmaktadır. Özellikle bazı yerlerde zehirli bitkilerle, kimyasallarla kırmızı benekli alabalık avlama alışkanlığı, daha doğrusu zehirli katliam yöntemi yaygındır. Suya bırakılan zehir sonucu yavrularına kadar tüm kırmızı benekli alabalıklar telef olmaktadır. Yine su kaynaklarının bilinçsiz kullanımı, suların kirlenmesi, heyelan ve sel, ekonomik değeri bir hayli yüksek olan kırmızı benekli alabalıkların geleceğini tehdit etmektedir. Tüm bunlara kırmızı benekli alabalığın şifa kaynağı olarak görülmesi gibi yanlış inanışlar da eklenince; endemik balık türümüz, nesli tükenme tehlikesiyle iyice karşılaşmış bulunuyor” denildi.
KIRMIZI BENEKLİ ALABALIK
Adını üzerindeki benek ve şekillerden alan; dağalası, dağ alabalığı olarak da bilinen kırmızı benekli Anadolu’ya özgü endemik bir tür olarak biliniyor. İçme suyu kalitesindeki soğuk sularda yaşıyor. Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Marmara Bölgesi ve Abant Gölü gibi ülkemizin farklı bölgelerinde 6 türü bulunuyor.
(DHA)