AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu, referandum çalışmalarına Cumartesi günü Kdz.Ereğli’de anaokulu açılışı ile başladı, AK parti Kozlu İlçe Başkanlığının düzenlediği “Dayanışma” toplantısına katıldı, ardından hastane ziyareti yaptı. Zonguldak merkezde SKM başkanlığını ziyaret etti ve çalışmalar hakkında bilgi aldı. Gençlik Merkezinin düzenlediği “Genç Kürsü” programına katıldı. Akşam ise çalışmalarına Alaplı Demirciler ve Musabeyli köyleri ile İsafakılı Köyü Durabeyli Mahallesinde devam etti.Milletvekili Çaturoğlu Kdz. Ereğli’de yapımı tamamlanan Özel Minika Anaokulunun açılışına katıldı ve burada yaptığı konuşmasında; “Öncelikle açılan okulumuzun Ceren Hanıma ve eşine bu okulun personeline bu okulda okuyacak yavrularımıza ve ailelerine hayırlı olmasını temenni ediyorum, Eğitimin temeli küçük yaşta başlıyor. Hükümetimizde küçük yaşta eğitime Anaokulu ve diğer küçük yaş eğitim sınıflarına hem çok önem veriyor, hem çok destek veriyor, ben bu anlamda bu kurumu Ereğli’ye kazandırdıkları için genç kardeşlerimizi kutluyorum” dedi.AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun, Milletvekili Hüseyin Özbakır, Milletvekili Faruk Çaturoğlu, Merkez İlçe Başkanı Metin Karaduman, AK Partili yöneticiler katıldığı toplantıda konuşma yapan Çaturoğlu; referandumda neden evet verilmesi gerektiği ile ilgili bilgi aktardı. Çaturoğlu Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde tedavi görmekte olan Yüksel Başkan’ın Babası Ali Başkan’ı ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini iletti. Ardından Zonguldak Merkez SKM Başkanlığını ziyaret eden Çaturoğlu burada 16 Nisan referandum çalışmaları hakkında bilgi aldı ve Zonguldak Gençlik Merkezinin düzenlediği “Genç Kürsü” Programına katıldı.Çaturoğlu; referandum çalışmalarına ise akşam Alaplı Demirciler ve Musabeyli Köyleri ile İsafakılı Köyü Durabeyler Mahallesinde devam etti ve bura vatandaşlara neden evet denilmesi gerektiğini ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile ilgili bilgiler aktardı ve 16 Nisan halk oylamasında neden “Evet” oyu kullanılması gerektiğini anlattı.Çaturoğlu yaptığı konuşmada şöyle devam etti:"Bu yerel seçim değil, genel seçim değil, başka seçim değil. Bu geleceğimizi oylayacağımız bir referandum bir halk oylamasıdır. Bu güne kadar yapmış olduklarımızın bundan sonra sağlık ve selamet içerisinde devam edebilmesinin yolunu açacak bir düzenlemeyi hep beraber oylayacağız. Öncelikle böyle bir düzenlemeye niçin teşebbüs edildi, bunun gerekçesi neydi kısa bir değinelim. Hepinizin bildiği gibi bütün partilerin seçim beyannamelerinde de bu anayasanın antidemokratik olduğu, vesayetçi olduğu, halkın iradesini tam olarak yansıtmadığı ve dolayısıyla değişmesi gerektiği konusunda taahhütler vardı, ama ne yazık ki seçim geçtikten sonra hepsi unutulmuştur. Ancak AK Parti bunu hiçbir zaman unutmadı. Toplumun güçlü bu anaysa değişikliği talebini sürekli gündeminde tutmak suretiyle Mecliste de her platformda bunun olabilmesi için çaba ve mücadele sarf etti. Anaysa uzlaşma komisyonları kurduk hatta bizden önceki dönemde bu anayasa uzlaşma komisyonunda 62 madde üzerinde uzlaşıldı. Ancak, ana muhalefet partisi Genel Kurula bu uzlaşılan ve komisyonca kabul edilen maddeleri getirilmesini istemediği için de biz bu değişiklikleri uzlaşmamız bozulmasına rağmen kanunlaştıramadık. Bu sürekli sıcak olan bir şey, ancak 15 Temmuz hain darbe girişimine maruz kaldık. Bunu hep beraber hatırlayalım. Ordunun içerisindeki FETÖ’cüler bir kısım dışarıdan kumanda ve emir alan subaylarla birlikte Türkiye Cumhuriyetini yıkmaya ve yıkmaktan öteye işgal ve parçalama sürecine sokmak istediler. Ama Allah razı olsun öncelikle halkımızın sağduyusu, o tanklara toplara helikopterlere ve uçaklara karşı elinde hiçbir silah olmaksızın sadece iman dolu göğsüyle mücadele etmesi, tankların altına yatması, kurşunlara karşı göğsünü siper etmesi, dimdik durması, bu inanç sabır karşısında, tabii ki Recep Tayyip Erdoğan’ın da şapkasını veya ceketini alıp kaçmaması, üstüne üstlük milleti meydanlara davet edip havaalanlarına davet edip kendisinin bulunduğu noktadan her türlü tehlikeyi göze alıp havaalanına intikal ettiğinde aslında darbe fiilen başarısızlığa uğramıştı. O meşum geceyi hep birlikte hatırlayalım. Önce anlayamadık ne olduğunu. 21. yüzyılda yok 2016 da böyle bir şey mi olur dedik. Baktık ki becerebilselerdi yapacaklardı. Başarılı olsalardı ben bu gün nerede olacağımızı, nasıl olacağımızın tahmin ve düşünemiyorum bile. Ama dediğim gibi halkımızın basireti, halkımızın mücadelesi, halkımızın iman dolu göğsü ve Cumhurbaşkanımızın da liderliği sayesinde bu işi atlattık. Bundan sonrada değerli arkadaşlar türlü silahlarla üzerimize geliyorlar. Yok kredi notlarımızı düşürüyorlar. Son zamanlarda Avrupa ile yaşadığımız kriz var, sanki dersiniz ki bu referandum Türkiye için değil bütün dünya için yapılıyor. Biz Türkiye Cumhuriyetinin başkanını değil sanki dünyanın liderini seçiyoruz. Sanki Almanya’da oylama var. Amerika’da da oylama var. Avustralya’da da oylama var. Afrika’da da oylama var. Asya’da da oylama var. Bu gün Avrupa’daki ülkelerin birçoğu direk hayır noktasında program yapıyor televizyonlarında. Bu anlaşılmaz bir tutum. Ama tarihi incelediğimizde anlaşılır olabileceğini söylemek lazım. Çünkü değerli arkadaşlar, bu gün batı medeniyeti aslında haçlı seferlerini tekrar hortlatmaya çalışıyor. Onlar için Recep Tayyip Erdoğan haçlıları Anadolu’da durdurup yenilgiye uğratan mağlup eden onları Kudüs’e göndermeyen büyük Selçuklu Sultanı Kılıçaslan veya onları Kudüs’ten temizleyen Selahaddin Eyyubi, o gözle gördükleri için Türkiye’ye daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğanlı Türkiye’ye karşılar. Yoksa normal zamanlarda Türkiye’yle ilgili bir sorunları yok. Çünkü Türkiye biçilen rol ne ölecek, ne olacak efendim uzarsa buda, kısalırsa sula, devam et gitsin, o günkü Türkiye’yi hatırlarsanız arkadaşlar, yani eski Türkiye yat deyince yatan kalk deyince kalkan haçlıların önünde el pençe divan duran, onların bir dediğini iki etmeyen hasta bir ülkenin durumu içerisindeydi. Tabi Recep Tayyip Erdoğan Sayın Cumhurbaşkanımız zaman zaman istişareler yapıp özellikle de dünya 5 den büyüktür dediği zaman dünya sıkıntıya girdi. Aslında dünya girmedi dünyayı idare eden bu sömürgeci ülkeler sıkıntıya girdi. Bugün 5 tane ülke var Birleşmiş Milletlerde. Dünyanın neresinde zulüm olursa olsun, kan gövdeyi götürsün bu 5 den bir tanesi veto ettiği zaman Birleşmiş Milletler oraya müdahale bile edilemiyor. Böyle adil olmayana bir sistem olur mu değerli arkadaşlar. Onun için istemiyorlar, onun için liderimizi sevmiyorlar, Cumhurbaşkanımızı istemiyorlar. Ama Allah Razı olsun ondan. Biz her şeye rağmen onunla beraber hep beraber yürüyeceğiz bu yolu da aşacağız."