Avrupa Birliği ile Türkiye arasında imzalanan anlaşma gereğince Geri Kabul Merkezleri’nden birisi olan İzmir Çeşme’deki hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor.Avrupa Birliği ile Türkiye arasında imzalanan anlaşma gereğince Geri Kabul Merkezleri’nden birisi olan İzmir Çeşme’deki hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Ulusoy Limanı’nda, 1800 metrekarelik bir alanın tel örgülerle çevrilmesinin ardından zemin de kilit taşlarla kaplandı. Göç İdaresi’nden getirtilen çadırlar, geri kabul merkezi olarak belirlenen alan içerisine kuruldu. Dikili ve Çeşme’nin geri kabul merkezi olarak belirlenmesinin ardından siyasilerin de bölgeye olan ilgisi arttı. CHP İzmir Milletvekili Musa Çam; CHP Çeşme İlçe Başkanı Ekrem Oran ile birlikte bölgeye gelerek çalışmalar hakkında bilgi aldı."KONAKLAMALARI, TURİZME EN BÜYÜK DARBEDİR"Avrupa Birliği ile yapılan anlaşma çerçevesinde, Yunanistan’a ve Avrupa’ya giden göçmenler, Türkiye’ye geri döneceğini ve bununla ilgili iki merkez belirlendiğini belirten CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, "Birisi Dikili, diğeri Çeşme’de şu an içinde bulunduğumuz alan. Sayın Bakanla yaptığım görüşmelerde verilen bilgi, Çeşme’de ve Dikili’de herhangi bir konaklama olmayacağı yönünde. Ümit ediyoruz ki öyle olur. Türkiye’de yaşanan olaylar nedeniyle turizmde büyük bir sorun yaşanıyor. Verilen rakamlara göre Türkiye’nin 13 milyar gibi turizmden kaybı var. Özellikle Çeşme ilçesi turizm açısından son derece önemli merkezlerden bir tanesi. Gelecek olan Suriyelilerin burada konaklaması halinde, Çeşme turizmine yapılacak en büyük darbedir. O nedenle gerek Bakan, gerekse Göç İdaresi ile yaptığım görüşmelerde Çeşme’de herhangi bir konaklama yapılmayacağı yönünde vermiş oldukları sözler var. Ümit ediyoruz ki, gelecek olan Suriyelilerin burada konaklamadan direkt, otobüslerle, konaklamaları gereken illere sevkiyatı yapılır. İnsani koşullar altında yaşamalarının sağlanması gerekir" dedi."TÜRKİYE CANLI BOMBA İLE KARŞI KARŞIYA"Sorunsuz ve sıkıntısız bir geçiş süreci umduğunu kaydeden Çam, "Bu meselenin esas nedeni Suriye’nin bu hale getirilmiş olması. Resmi rakamlara göre 2 milyon 700 bin ama gayri resmi rakamlara göre de yaklaşık 3 milyon civarında Suriyeli Türkiye sınırları içerisindedir. Dolayısıyla Suriye’deki savaşın sona erdirilmesi, kalıcı bir barışın sağlanması ve vatandaşların can güvenliklerinin sağlanarak tekrar Suriye’ye dönmelerinin sağlanması gerekir. Aksi halde bu tip palyatif tedbirler, Türkiye açısından da o insanlar açısından da doğru bir iş değildir. Önemli olan, eğer burada kalıcı bir durum olacaksa, önümüzdeki 10, 15 yıl içerisinde Türkiye daha büyük travmaları beraberinde yaşayabilir. Çünkü kimler gidiyor, kimler gidecek kontrol altına almadığınız takdirde Türkiye gerçekten bir canlı bombayla karşı karşıya. Onlar da insan. Sonunda can güvenlikleri olmadığı için kendi ülkelerini terk etmişler ve buralara kadar gelmişler. Karşıya geçerken hamile kadınların, çocukların, annelerin, babaların denizde yaşamlarını kaybettiklerini, çok büyük dramlar yaşandığını hepimiz biliyoruz. Bunun tek kurtuluşu ve çözümü, Suriye’de kalıcı barışın sağlanması ve oranın istikrarlı bir ülke haline getirilmesi, bütün vatandaşlarının da kendi ülkelerine, kendi evlerine dönmesiyle sağlanabilir. Öbür türlü bu tip göçmen muamelesi her zaman onur kırıcı tutum ve davranıştır. Onlar da insandır. Bizler de onlara insan gibi muamele etmek zorundayız" diye konuştu.İLK ETAPTA 500 SIĞINMACIÇalışmaların yoğun bir şekilde sürdürüldüğü Çeşme’deki Geri Kabul Merkezi’nde, çalışan işçilerden birinin Suriyeli olması dikkat çekti. Geri Kabul Merkezi’ne dört adet çadır kurulurken, çadırlardan ikisinde parmak izi alma çalışması yapılacağı belirtildi. Sığınmacıların Sakız Adası’ndan Çeşme’ye Ertürk Feribotu ile getirilmesi beklenirken, Sakız Adası’ndaki direnişleri nedeniyle 4 Nisan tarihinde gelmesi kesinlik kazanmadı. Alınan bilgiye göre, Sakız Adası’dan ilk etapta 500 sığınmacı Çeşme’ye getirilecek.