CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Aralık operasyonuna ilişkin, "Halkın iktidarına kul hakkı yiyenlerden hesabını soracağım, 247 milyar lirayı geri alacağım ve onu millete vereceğim" dedi. Kılıçdaroğlu, Kozan ilçesinde düzenlediği mitinge, "Hiç endişe etmeyin size inanıyorum, sizin için çalışacağım ve bir daha Kozan'a bu ülkenin Başbakanı olarak geleceğim" diyerek başladı. CHP iktidarında, alın terine değer vereceklerini, herkesin mutlu, huzurlu olmasını isteyeceklerini, herkesin huzur içinde sokağa çıkacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, "CHP iktidarında banka genel müdürlerinin evlerinde ayakkabı kutularında dolar çıkmayacaktır. Bizim bakanlarımızın çocuklarının yatak odalarında para kasaları çıkmayacaktır. Bizim bir bakanımıza hiç kimse 700 bin liralık kol saatleri rüşvet olarak veremeyecektir" diye konuştu. Kozan'ın, narenciyenin başkenti olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, halkın ilçenin il olmasını istediğini bunu CHP iktidarında gerçekleştireceklerini söyledi. CHP iktidarına ülkenin ihtiyacı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, 2000 yılında bir kilo narenciye ile bir litre mazot alınabildiğini, şimdi 1 litre benzin için 18 kilogram narenciye satılması gerektiğini anlatarak, çiftçiye mazotu 1,5 liradan verecekleri vaadini yineledi. 17 Aralık operasyonuna da değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Götürülen paranın miktarı 85 milyon avro, Türk lirası ile 247 milyar lira. Ben şimdi söz veriyorum. Halkın iktidarında kul hakkı yiyenlerden hesabını soracağım, 247 milyar lirayı geri alacağım ve onu millete vereceğim. Kendilerine, evlatlarına gelince para var, yedi sülaleleri zengin oldu. Sözde yırtık ayakkabıyla siyasete girmişlerdi, dünyanın en zengin adamlarından birisi oldu. Oğlunun evinden çıkan para 1 milyar dolar civarında. Aralarındaki konuşmalar onların sesinden çıktı. Diyor ki 'bunlar montaj, ben Kılıçdaroğlu'nun da sesini montaj yaparak yayınlayacağım'. Kozan'dan sesleniyorum adam gibi adamsan, dürüst, namuslu adamsan, Benim oğlum Güney Kore hükümetinin bursunu kazandı ve orada doktora yapıyor. Arada bir oğlumla skype üzerinden konuşuyorum. Şimdi sen benim oğlumla yaptığım konuşmayı bir monte et bakalım, ben oğluma ya da oğlum bana 'babacığım 30 milyon avromuz kaldı' diyecek mi, demeyecek mi? Kendi hırsızlığını kapatmak istiyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanlık koltuğunda şaibeli bir adam oturamaz. Siyasetçi halka örnek olmak zorundadır. Siyasetçi doğruları söylemek zorundadır, siyasetçi malı götüremez." Kılıçdaroğlu, güvencelerinin gençler olduğunu vurgulayarak, "O gençler bir diktatöre diz çöktürdüler. Onların hepsinin alnından tek tek öpüyorum" dedi. Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın 28 seferde 50 milyon dolarlık rüşvet aldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, bu bilgilerin TBMM'de bekleyen fezlekede var olduğunu öne sürdü. Ülkenin kötü yönetildiğini, çocuklara güzel bir Türkiye bırakmak için mücadele ettiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Ama başımızda bir başçalan ve hükümeti var. Onlardan hesap sormazsam ben namerdim, onlardan her kuruşun hesabını soracağım" şeklinde konuştu. Geçmişte kadınların başörtüsü üzerinden siyaset yapıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Tüm Kozanlılar, tüm Türkiye duysun. İster başı açık olsun, ister başı kapalı olsun her kadının benim başımın üstünde yeri var. Türkiye'yi değiştirecek olan kadınlardır, dünyayı değiştirdikleri gibi. Ben bunu çok iyi biliyorum. O nedenle kadınlar sizlere güveniyorum. Sizler çocuklarınız için çalışıyorsunuz, yemediniz, yedirdiniz, 'çocuklarım benden daha iyi bir yaşam sürsün' diye. Ama bunlar geldiler kendileri köşeyi döndü, sizin çocuklarınız iş bulamadı. Benim bir sözüm, ahtım var; Bu ülkede inşallah işsizlik denen belayı sona erdireceğim. Bu ülkede atama bekleyen öğretmenlerin tamamı okullarına gidecek ve öğrencileri ile kucaklaşacak." AK Parti'ye oy veren vatandaşlara da seslenen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sevgili yurttaşlarım, hangi partiye oy verirseniz verin, her yurttaşın benim başımın üstünde yeri var. Hiç kimseyi bu hırsızlarla eş tutmuyorum. Bunlar ayrı siz ayrı. Siz namusunuzla gittiniz sandığa. Bunlar size söz verdi 'yolsuzluğu, yoksulluğu önleyeceğiz, yasakları engelleyeceğiz' dediler, inandınız oy verdiniz. Şimdi yalan söyledikleri ortaya çıktı. Konya'da Ayaz bebek soğuktan öldü, Samsun'da Kübra bebek açlıktan öldü, Van'da bir baba, oğlunun cenazesini sırtında taşıdı. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren saygıdeğer yurttaşlarıma sesleniyorum, ayın 30'unda sandığa gideceksiniz, elinizi vicdanınıza koyacaksınız ve düşüneceksiniz öyle oy kullanacaksınız. Ya helale ortak olacaksınız ya harama ortak olacaksınız. Ben harama ortak olmanızı istemem, kul hakkı yiyenlere ortam olmanızı istemem. Bana babam, annem kul hakkı yemenin en büyük günah olduğunu öğretti."