CHP İzmir İl Danışma Kurulu toplantısına katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray, "Biz Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini istiyoruz. Milli iradenin seçeceği cumhurbaşkanı, darbelerden bizi koruyacaktır. Ortaya çıkan sonuca saygılı olacağız. Milli iradenin özgürce tecelli etmesi için demokratik ortam yok" dedi.CHP Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray, CHP İzmir İl Danışma Kurulu toplantısına katıldı. Tarihi Havagazı Fabrikası'ndaki toplantıya milletvekilleri Mustafa Balbay, Hülya Güven, Mustafa Moroğlu ve Alaattin Yüksel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP İl Başkanı Ali Engin, belediye başkanları, ilçe başkanları ve parti yöneticileri katıldı. Toplantıda konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Çıray, "Artık önümüze bakma zamanı geldi. Cumhurbaşkanlığı ve yeni genel seçime bakmak zorundayız. Sürekli geriye bakarak siyaset yapamayız. Şüphesiz doğrular ve yanlışlar olmuştur, bu yanlışlardan ders almalıyız. Yeni sürece girmeli, mücadeleye hazır olmalıyız. Cumhurbaşkanlığı sürecini yürütüyoruz. Biz herkesin desteğini alacak aday arıyoruz. Cumhurbaşkanı, halkı temsil etmelidir. Temaslarımızda, 'Huzur veren Cumhurbaşkanı istiyoruz' diyorlar. Birleştirici ve bütünleştirici, dürüst, ahlâklı, millete örnek olacak siyasetçiye ihtiyacımız var. Kurumlar arası koordinasyon sağlanmalıdır. Taleplerde büyük bir sürpriz yok. Türkiye, partili bir Cumhurbaşkanı aramıyor. Partide genel başkanlık yapmış, toplumun yüzde 53'üne karşı açık taraf olmuş birisini istemiyorlar" diye konuştu.YEREL MAL KAVGASITartışmalı İl Özel İdare malları konusuna da değinen Çıray, sözlerini şöyle sürdürdü:"İzmir İl Özel İdaresi'nin malları konusunda 13 milletvekilimizle deklarasyona imza attık, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin arkasında olduğumuzu açıkladık. Başkanımızın arkasında duracağız. Gösterdiği yolda, çizdiği çerçevede kavga etmeye devam edeceğiz. Kişisel kavga değil, yerel mal kavgasıdır. Devletin valisi, siyasi partinin temsilcisi gibi davranamaz. Ben bu valiyle daha önce görüştüm. Ona, 'Gelin İzmir'i yönetin, kent barış içinde yönetilsin. Siz de mutlu olun, kent de mutlu olsun.' dedim. Sayın Vali, bu yanlıştan dönsün. Keser döner sap döner, gün olur hesap döner. Kenan Evren'den hesap sorulacağı kimin aklına gelirdi? Bunun hesabı sorulur. Şimdi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ni kapatıyorlar. Orası tarihi bir yerdir. Sağlıkta kar zarar hesabı yapılmaz. Sağlık hizmetleri, sosyal devletin getirdiği bir olgudur. Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ni kapatmak doğru değildir.""İZMİR'İN MALI"İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da Körfezi yüzülebilir hale getirmek için çalışmaların sürdüğünü ve ÇED raporunu beklediklerini ifade etti. Kocaoğlu şunları kaydetti:"Homa Dalyanı'nı ayağa kaldırıyoruz. Körfezde 24 milyon metreküp kuru malzemeyi geri dönüşümle dönüştüreceğiz. Kıyı ve Körfez projemiz hayata geçecek. Yarımadanın ayağa kaldırılması için stratejik planı yaptık. İnciraltı'nın sağlık konseptinde planlanması için çabalıyoruz. Tarihî aksımızı. Yani Konak Meydanı'ndan başlayan Kadifekale, Agora, Kemeraltı bölgesini yeniden toparlıyoruz. Roma Antik Tiyatrosu'nu ortaya çıkarmak için çalışmalarımız sürüyor. Kadifekale ile Agora arasındaki 16 bin kişilik tiyatroya kavuşacağız."Kocaoğlu, İl Özel İdaresi'nin mallarına ilişkin ise, "Bu mallar, İzmir'in malıdır. Yerel kaynakla yapılmıştır. Bu servet, yerelin ihtiyacı için kullanılacaktır. Hep birlikte sahip çıkmamız gerekiyor. Önümüzdeki günlerde sivil toplum kuruluşları ve yerel derneklerle birlikte birçok eylem planlamaktayız. Vali'nin, 'ben yaptım oldu' mantığını, 'İdeolojik davranış sergiliyorlar' açıklamalarını kabul etmiyoruz" şeklinde konuştu.